Bazı anlar gelir, duvara toslar ve sınırlarımıza ulaşırız. Kaybedilen bir iş, beklenmedik bir hastalık, kaybedilen biri, bir türlü verilemeyen kilolar, sonlanan bir ilişki, başarı sağlanamayan bir proje… İşte o an seçim zamanıdır. Varoluşumuzdan gelen, bir bakıma gizemli ve aynı zamanda bizlere gerekli teslimiyet gücü, yaptığımız seçimlerle ortaya çıkar. İsyan etmek, savaşmak veya kaçmak yerine durumu kabullenmek ve teslim olmak, talihsizlik sandığımız, kötü nitelendirdiklerimizin dönüşmesine yardımcı olur.
Bu teslimiyet aslında her zaman bizde olan zorlukları yenme gücünü yaratır. Yeniden ayağa kalkma gücüne kavuşuruz. Her zaman bizde var olan ve sınırlarımıza geldiğimizde, sıkışıp kaldığımızda ortaya çıkan bir güçtür. Aynı bebeklerin yürümeyi öğrenmeleri gibi… Onlar emeklerken ayağa kalkmaya çalışırlar. Önce düşerler ve sonra tekrar kalkarlar. Düşmekten korkmadıkları gibi kalkmaya ve yeniden denemeye cesaret ederler. Onlar usanmaz, yılmaz ve devam ederler ve sonunda da yürürler.
Herkesin başına gelebilir, gelmiş de olabilir. Üst üste kayıplar, beklenmedik değişimler ve kalp kırıklıkları en özel sandığımız insanların bile başlarına gelir, aynı bizler gibi. Seçim yapmaktır asıl olan. Bizlerde doğuştan var olan gücü kriz anında bir katalizör olarak kullanarak, enerjiyi olumlu olana dönüştürebilmek yaptığımız seçimdedir; ya arkamıza dönüp kayıplarımıza, aldığımız kilolara, hastalıklara bakıp “keşke olmasaydı, neden ama neden?” diyerek geçmişte kalmak veya o anda kalarak, o andaki hissi fark ederek, ruhsal olgunlaşmamızı sağlamak. Başlangıçta zorlayıcı ama kendinden basit bir seçimle bakış açımızı değiştirip yenilenmek, ruhsal olarak büyümek…
İçgüdü, empati, mizah, yaratıcılık, esneklik ve aklı sakinleştirip odaklamakla zorlukları yenme gücü içimizde var olur. Tam anlamıyla zoru başarmak için acı ile başa çıkabilme gücümüzü ortaya çıkarmamız gerekir. Acıdan kaçarak ve her durumda acı yaşamaya engel olmak adına kendimizi sınırlandırarak aslında ıstırap çekeriz.
Birçoğumuz için acı ve ıstırap birbirinin içine geçmiş gibidir. Bir şeyler ters gittiğinde kendimizi kurban gibi hissederiz, hatta karmik anlamda cezalandırıldığımızı düşünür ve “bunları hak ettik” deriz. Istıraplara kapılmak yerine, duygularımızı açığa vurmakla, yaşadığımız acıyı kabullenmekle üstesinden geleceğimizi unuturuz.
Zorlukları yenme gücü her durumu kendi avantajına çevirmekle olur. Yaşanan olumsuzluğa önce teslim olmak, kabullenmekle başlar. Sonra kendi iç gücünüzün farkındalığını ortaya çıkarmakla, üstesinden gelebileceğinize inanmakla devam eder. İnanmak ve başarmak el ele vermişlerdir ve içinizde doğuştan var olan gücün açığa çıkması ile ateşlenmeleri yeterlidir.
İlginizi çekebilir: Gerçekleştiremediğiniz hayallerinizi kabullenmek, sizi özgürleştirir