X

Zorlu zamanlarda kaygıyla başa çıkmak için neler yapabilirsiniz?

Son dönemlerde hepimiz çok zorlu zamanlardan geçiyoruz. 10 gündür yürekleri yakan orman yangınları her birimizde derin yaralar bıraktı. Bu nedenle bu ayki yazımı uzun süredir hissettiklerimiz, bunların etkisi ve yapabileceklerimiz üzerine çerçevelendirmek istedim.

Bu dönemde stres, sinir, sıkıntı, kaygı, çaresizlik, yalnızlık, hissettiğimiz olumsuz duygulardan yalnızca birkaçı. Yaşanan bu olaylar ve neden oldukları duygular bizi maalesef hayatta kalma moduna döndürür ve üretmek ya da gelişmek önemini yitirir. Hayatta kalma modu esasında kısa vadeli tehlikelere karşı gözü açık olabilmemizi sağlar, ancak sürekli olarak bir tehdit altındaymışız hissi maalesef bizi hiç ara vermeden hayatta kalma modunda tutar ve bu durum üzerimizde kronik, yani uzun vadeli stres ve kaygı oluşturur.

Çoğu zaman hayal kırıklığı, kaygı, öfke gibi duygularla nasıl başa çıkacağımızı bilemediğimiz için bu duygular ve kronik stres hayatımızdaki önemli unsurları etkisi altına alır. Olumsuz duygular içindeyken odaklanamaz, dolayısıyla istesek bile gelişim için gerekli konsantrasyonu sağlayamayız. Hafızamız yeterince iyi çalışamaz. Bunun yanı sıra yaptığımız tercihler ve kararlarımız da duygularımızın kontrolündedir. Olumsuz duyguların hâkim olduğu dönemlerde verilen kararlarda, bu duyguların farkına varmak daha bağımsız kararlar vermek açısından önemlidir.

Duygularımızın etkilediği başka bir konu ise sosyal ilişkilerimizdir. Duygu durumumuz birilerinin bize ulaşmasını sağladığı gibi engelleyebilir de. Bunun tam tersi, anlık duygu durumumuz sosyalleşme isteğimize de ket vurabilir. Duygularımız fiziksel ve akıl sağlığımızı da etkiler. Özellikle stres altında artan kortizol seviyesi nedeniyle hem fiziksel hem de ruhsal olarak sıkıntılar yaşayabiliriz. Duygular günlük performansımızı ve yaratıcılığımızı da etkiler.

İşte tüm bu önemli etkileri en aza indirebilmek için ilk önce duygularımızı doğru şekilde yönetmeyi öğrenmeliyiz. Duyguları yönetmek derken onları bastırmaktan ya da kontrol altında tutmaktan değil, aksine bu duyguları fark etmek ve doğru adlandırmaktan bahsediyorum. Bunun nasıl yapılabileceğine “Bugün hangi moddasınız: Ruh halinizi dikkatle gözlemliyor musunuz?” başlıklı yazımda değinmiştim.

Kronik stres ve olumsuz duygu durumumuz vücudumuz için en güçlü yenilenme silahı olan uyku düzenimizi etkiler. Beynimiz hayatta kalma modundan güvenli rahatlama moduna geçiş yapamaz. Bunun üzerine bir de sürekli bilgi alma ihtiyacı bizi geç saatlere kadar telefon ve bilgisayar başında tuttuğu için bedenimiz uyku moduna geçecek hormonları salgılayamaz duruma gelir ve uykusuz kalma hali daha da kötüye gider. Bu durumda ilk yapılması gereken, durum ne kadar kötü olursa olsun, bilgi almaya ne kadar ihtiyacınız olursa olsun, durumla aktif bir mücadele içerisinde değilseniz, sosyal medya takibine ara verip uykuya mani olabilecek ek araçları ortadan kaldırmak ve vücudu uykuya hazır hale getirebilmektir. Özellikle sıkıntılı bir dönemden geçerken alkol, kafein vb. tetikleyicilerden uzak durmak önemlidir. Eğer kısa vadeli bir uyku sorunu yaşanıyorsa, bunu sorun olarak düşünmemek ve kafada büyütmemek bir sonraki uyku için önemlidir çünkü beyin, yarattığımız bu uyku problemi kehanetini doğrulamak için uykuya geçişi zorlaştırabilir. Gün içerisinde yatar pozisyonda ya da yatakta uzun süre geçirmek de uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Uyku öncesi çeşitli nefes egzersizleriyle ve nefesle birlikte bilinçli olarak yapılan kasılma ve gevşeme hareketleriyle vücut rahatlatılabilir. (Bunu bir uzmandan destek alarak yapmak doğru olacaktır.) Eğer uyku problemi kronikleşirse muhakkak profesyonel destek almak gerekir. Unutmayın; kaliteli bir uyku, hücrelerimizi yeniler, bağışıklık sistemimizi destekler, hafızamızı güçlendirir, duygularımızı dengeler, zorlu durumlarla başa çıkmayı kolaylaştırır.

Son olarak sosyalleşme ya da sosyal bağ kurma isteğimizin de olumsuz etkilendiği bu dönemde yardım çalışmalarında aktif çalışmak, ihtiyacı olan birilerine yardım eli uzatmak da genel ruh sağlığımıza iyi gelir. Bu yardım ne kadar somut olarak yapılabilirse o kadar etki bırakır. Güvenilir kuruluşlar aracılığıyla yardım kampanyalarına bağış yapmanın yeri yadsınamaz. Bunun yanı sıra yardım faaliyetlerine aktif katılmak, bir kişiye, gruba özel ya da çevreye katkı sağlayabilecek somut yardımlar yapmak çok daha etkili olacaktır. Son dönemdeki gündeme göre bir örnek seçecek olursak, bir ağaç dikme şenliğine katılmak ya da bir grupla doğada çöp toplama aktivitesine katılmak kesinlikle durumda bireysel etkimiz olduğunu hissetmemizi ve bir sonraki zorlukla daha kolay mücadele etmemizi sağlayacaktır.

Bu nedenle kafanızı meşgul eden ve sizi üzen önemli sorunları belirleyin. Sosyal medya aracılığıyla bu konuyla ilgili daha fazla olumsuz veri toplamayı bir kenara bırakıp bunlarla mücadele etmek için hangi sosyal çevrelere girip saha çalışmalarına katılabilirsiniz, bunu değerlendirin. Bu dönemlerde keyif, heyecan, merak gibi duyguları canlandırmak, akıl sağlığınızı korumak, öğrenmek ve gelişmek gibi hayatınızdaki önemli unsurları devam ettirebilmek için önemlidir. Tüm olumsuz havaya rağmen, umarım kendi başa çıkma mekanizmalarınızı bulabilir ve daha huzurlu günler geçirebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Stres her zaman kötü değildir: Optimum stres seviyesini bulun

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale