dummy

Zor zamanlardan büyüyerek çıkmak: Travma sonrası büyüme nedir?

Travmatik olaylar karşısındaki tavrınız nasıl? Acıya, kayba, hastalıklara, işinizi kaybetmeye nasıl tepki verirdiniz? Friedrich Nietzsche’nin de dediği gibi, sizi öldürmeyen şey gerçekten güçlendirir mi?

dummydummy

Travma sonrası büyüme nedir?

Bir önceki yazımda travma sonrası gelişme (büyüme) kavramından bahsetmiştim. Yazıda belirttiğim gibi, travmatik yaşantıların olumsuz sonuçlarının yanı sıra, bazen bu yaşantılara rağmen kişilerin eskisinden daha iyi olduğu görülüyor. Travma ve zorlu olay deneyimimin, kişinin kendine, insanlara ve dünyaya bakış açısında olumlu değişimler yaratabileceği fikri son yıllarda sıklıkla vurgulanıyor.

Travma sonrası büyüme kavramı ilk olarak Tedeschi ve Calhoun tarafından 1996 yılında ortaya atılmış. Ancak kavramın ortaya atılmasından önce de edebiyat ve din gibi birçok alanda acı veren olayların yaşamın anlamını bulmamızı sağlayabileceği vurgulanıyordu. Yüz yıllardır edebiyatta, felsefede ve dini öğretilerde yer alan bu fikir, 20. yy ile birlikte varoluşçu ve hümanist yaklaşımların etkisiyle psikoloji alanında da yer almaya başladı.

Pozitif psikoloji yaklaşımının getirdiği eleştirilerin de etkisiyle, son yıllarda yalnızca psikopatolojilerin değil kişilerin güçlü yanlarının da ilgi odağı haline geldiği görülüyor. Travmatik yaşam olaylarının kişilerde yarattığı olumlu değişimleri ele alan çalışmalara ilgi gün geçtikçe artıyor. Travma sonrası büyüme kavramı, zorlayıcı yaşam olayları ile mücadele sonucu ortaya çıkan olumlu psikolojik değişimler olarak tanımlanıyor. Büyüme, travmatik yaşantı veya kriz sonrası kişinin eski durumuna dönmesinden veya bu sorunlarla baş edebilmesinden daha fazlası aslında: Bu zorlu yaşam olayını deneyimlemesine rağmen eski haline kıyasla daha olumlu ve özgüvenli biri haline gelmeyi ifade ediyor.

Travma sonrası büyüme, kişinin zorlayıcı yaşam olaylarından etkilenmeme, bunlara karşı dirençli olma veya bunları iyi yönetebilme becerisinden çok daha fazlası. Bu kavram, baş etme kaynaklarını yetersiz bırakacak, var olan inançlarını sarsacak düzeyde bir stres faktörünü deneyimleyen kişinin değişim ve dönüşümü. Kişilerin deneyimlediği travma sonrası büyüme sürecinin nasıl bir yol izlediğini ve hangi değişkenlerin bu süreçte etkili olduğunu açıklayan birçok yaklaşım var. Bu yaklaşımların ortak noktaları olmakla birlikte her biri önemli farklı özellikleri vurguluyor. Bu yazının konusu ise travma sonrası büyüme kavramını ilk kullanan Tedeschi ve Calhoun’un “Betimsel İşlevsel Modeli.”

Tedeschi ve Calhoun’un Betimsel İşlevsel Modeli

Tedeschi ve Calhoun travma sonrası büyümeyi “deprem” metaforu üzerinden açıklıyorlar: “Sismik (sarsıcı)” etki yaratan travmatik bir olay meydana gelir ve psikolojik olarak sarsan bu olay, kişinin anlama, anlamlandırma ve karar verme süreçleri için bir rehber görevi gören dünyaya ilişkin inançlarını tehdit eder. Dünyanın iyi, öngörülebilir ve kontrol edilebilir olduğu inancı temelden sarsılır.

Tıpkı depremden sonra yıkılan binaların yeniden inşa edilmesi gibi, sarsılan, belki de yıkılan dünyanın yeniden yapılandırılması ve yaşam öyküsünün yeniden geliştirilmesi gerekir. Bu yeniden inşa süreci, travmatik olayın, travma sonrası yeni gerçekliği de içine alacak şekilde bilişsel olarak işlemlenmesidir. Bu yeniden yapılandırma ve anlamlandırma sürecinin başlarında travmaya doğal bir tepki olarak ortaya çıkan, otomatik ve istemsiz ruminasyonlar (tekrar eden düşünceler) görülür.

Kişiler bu süreçte, önceden var olan ancak artık işlevsiz olan varsayımlarının, amaçlarının ve yaşamla baş etme yollarının artık radikal olarak değişen duruma uygun olmadığına dair bir kavrayış geliştirir ve “büyüme” gerçekleşir. “Büyüme” artık işlevsiz olan amaç, anlam ve başa çıkmaların bir kenara bırakılıp yenilerinin inşası ve yaşam öyküsünün travma öncesi, sırası ve sonrasını kapsayacak biçimde yeniden oluşturulmasıdır.

Travma sonrası büyümenin beş alt boyutu var. Bunlar; benlik algısında yaşanan değişimler, kişilerarası ilişkilerde yaşanan değişimler, yaşamın değerini anlama, yeni olasılıkları fark etme ve inanç sistemindeki değişimlerdir. Benlik algısında yaşanan değişimde kişi artık kendini “kurban” olarak değil, “survivor” yani “hayatta kalan” olarak görüyor. Birey zorluk içeren bir yaşam olayı ile baş edebildiği için kendisini güçlü hissediyor. “Yaşamda beklenmeyen kötü şeyler de olabilir” gerçeğini kabul ettiği ve “Bununla baş ettiysem her şeyle baş edebilirim”i gördüğü için kişinin kendine güveni artıyor.

Kişilerarası ilişkilerdeki değişimler, daha yakın ve anlamlı ilişkiler kurma, daha çok kendini açma ve daha empatik davranma gibi değişimleri kapsıyor. Yaşamın değerini anlama, “küçük şeylerin” önem ve önceliğinin artması ve daha önce garanti gibi görülen şeylerin önemini fark etme gibi değişimlerle birlikte yaşamdan duyulan memnuniyetin artması ve önceliklerin değişimi şeklinde oluyor. Yeni olasılıkları fark etme ise, artık ulaşılamayacak eski amaçlardan vazgeçmeyi ve yeni amaçlar oluştururken daha önce farkında olunmayan seçenekleri görmeyi ifade ediyor. Son olarak inanç sistemindeki değişimler, kişilerin varoluşsal anlamlandırmalarının değişimini veya bunun daha da derinleşmesini, manevi inanç sistemlerinin yeniden düzenlenmesini kapsıyor.

Travma sonrası büyümeyi deneyimleyen kişilerin yaşadığı gelişime, bilgelik (wisdom) de deniyor. Bireysel deneyim olarak büyüme, hayat hakkında bir bilgeliğin gelişmesi ile bireylerin kendi hayatları hakkında genel bir öykü ve çerçeve geliştirmesinin ortak bir etkileşimi olarak ifade ediliyor. Büyük zorlanmalardan “büyüyerek” çıkan kişiler düşünce ve eylem arasında denge kurma, yaşamın bilinenlerini ve bilinmeyenlerini tartma, yaşamın paradokslarını daha kolay kabullenebilme ve insanın var oluşuna yönelik temel sorulara daha açık ve tatmin edici cevaplar bulabilme gibi beceriler geliştiriyorlar. İşte bu nedenle travma sonrası büyümeye “bilgelik” deniyor.

Travma sonrası büyüme, yukarıda sayılan beş farklı alandaki olumlu değişimleri kapsamakla birlikte, “iyi olma halinin” artışı olarak özetlenebilir. Bu günlerde “iyi olmaya” olan ihtiyacımız düşünüldüğünde, travma sonrası büyüme konusunun ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir. Yaşamın kayıpları, hastalıkları, beklenmeyen sorunları, travmaları, bitişleri, başlangıçları ve çözülmesi gereken diğer problemleri içerdiği bir gerçek. Bunları bir an önce anlamlandırmak ve bunların sizi neye dönüştüreceğine karar vermek, bedenen ve zihnen daha sağlıklı ve üretken biri olmanız için çok önemli. Kendinize bunları dönüştürmek için zaman ayırın. Bu konuda bir psikolojik danışman olan benden online veya yüz yüze destek almak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com adresine e-posta gönderebilirsiniz. Sevgiyle.

Kaynaklar:
Calhoun, L. G. ve Tedeschi, R. G. (1998). Beyond recovery from trauma: Implications for clinical practice and research. Journal of Social Issues, 54(2), 357-371
Haspolat, A. (2019). Travma Sonrası Stres Belirtileri ve Travma Sonrası Büyüme: Temel İnançlardaki Değişim, Ruminasyonlar ve Bilgece Farkındalığın Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Tedeschi, R. G. ve Calhoun, L. G. (1996). The Posttraumatic Growth Inventory: Measuring the positive legacy of trauma. Journal of Traumatic stress, 9(3), 455-471.
Tedeschi, R. G. ve Calhoun, L. G. (1995). Trauma and transformation: Growing in the aftermath of suffering. Sage Publications.
Tedeschi, R. G. (2011). Posttraumatic growth in combat veterans. Journal of Clinical Psychology in Medical Settings, 18(2), 137. doi.org/10.1007/s10880-011-9255-2
Seligman, M. E. ve Csikszentmihalyi, M. (2000). Positive psychology: An introduction. American Psychologist, 55(1), 5-14.

İlginizi çekebilir: Travmaların izlerini iyileştirmek: Geri Çağırma Terapisi (Call-Back Therapy) nedir?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp