X

Zor zamanlarda içinizde bir kurtarıcının sesini duyuyor musunuz?

Son birkaç günde olan biteni düşünürken, sinema kulübünde az sonra gösterilecek bir filmin içinde gibi hissediyorum kendimi. Sesler, kareler, küçük flashbackler art arda dizili…

“…Annesi misiniz?”… “Beni duyuyor musun güzelim, buradayım” …”Uyuma sakın!”… “Bana bak lütfen…”… “Adın ne?”… “Kardeşin var mı, onun adı ne?”… “Sakın uyuma!”… “Bana doğru bak n’olur annem, uzaklara değil…”

Doktor soğukluğundan olanı biteni, olası riskleri duymak, “Olur demiyorum, ihtimal diyorum, daha iyi bir hasteneye geçin”i duymak, o an sadece duymak… “…’ı dedi …’ı da dedi…” “yani aslında sadece hastane değiştirin dedi, tamam.”
“Uyuma lütfen bana bak canım”… “Ambulans nerede?”… “Uyuma, gidiyoruz güzelim”… “Sevdiğin şarkıyı çalalım mı son ses sana? Yalvarırım uyuma…”

Ambulansın ön camını açmak sonuna kadar, yol vermemeye yeltenecek birine denk gelip yakasından tutabilmek için… Kolumun yola kadar uzanacağından emin…
Neyse ki yoldaki herkesin insan oluşu, bize yol verişi, yol verdiğim tüm ambulanslar için bir daha bir daha iyi hissetmem kendimi…
Telefonlar, doktorlar, insanlar…
Okulunda bahçede oynarken kafa üstü düşüp kafatasında kırık oluştuğunu öğrendiğimiz oğlumla duygudan duyguya savruluşumuz.

Daha önce birkaç zor zamanda daha karşılaştığım kadınla göz göze gelişim içimde. Sadece ihtiyaç anında ve bana hiç sormadan, yerin yedi kat altından çıkan taştan koca bir heykel… “Sen çekil, ben devredeyim” diyen. Tuhaf bir dirayetten ibaret, kaskatı… Beni kaldırıp yaşadığım her şeyle beraber usulca kenara bırakan.

Nihayet ertesi gün, canım sınıf arkadaşları ve dünya tatlısı öğretmeninden gelen rengarenk kağıtlara ilmek ilmek işlenmiş “Geçmiş olsun, seni çok özledik” notlarıyla katıla katıla ağlayabilmem… “Sınıfta sırası boş olunca ne hissetiler kim bilir” diyerek yer açabilmem üzüntümün dile gelişine.
“Canım çok yandı, evet” diyebilmem nihayet ferahlıkla… Yandı çünkü.
Oğlum şimdi iyi, hepimiz iyileşiyoruz. Her an bir öncekinden daha iyi olduğu için şükrediyoruz. Yine de var birtakım bilinmezliklerimiz, yol boyu eşlikçimiz.
Biliyorum yine gelse bir felaket başıma, yine ağlayamam hemen, çıkar yerin altından garip yardımcım, bana sormadan geçer dümene, götürür bizi bir yere. Tuhaf baş etme yolum bu benim.

O çocukların canım kağıtları olmasaydı o gün, ağlayamayacaktım. Ağlayamasaydım, belki onca güzel sarılamayacaktım sonra ya da küfre dönecekti sözlerim sükunetim, ya da kafamı duvarlara vuracaktım. Ağlayamasaydım…

Canım yandığında, canım yanıyordur, çok. Can o kadar yanınca, acır bir yerler, çok. Acıyan yanlar, şefkatle görülmedikçe gitmiyorlar hiçbir yere. Görülmezlerse başka bir şeye dönüşüyorlar yine görülmek için. Görülmeden hiçbir şey kaybolmuyor.
Ondan hayranlığım “Üzüldüm” diyerek ağlayabilen kızıma ve korktuğunda gözünün feri bir anda kaçan oğluma…

Sarılın canı yanan birine, o söyleyemese de bunu, siz sarılın. Sarılın ki ağlayabilecek kuytuyu bulsun kucağınızda, istediğinde. Yangınıyla karşılaşsın, bakışsın. “Acımadı ki” demesine kanmayın, siz sarılın. Alan tutun ferahlığına, hazır olduğunda kıvrılsın, dolsun, taşsın, geçsin içinden nihayet.

Tüm alan tutanlarıma şükranla…

İlginizi çekebilir: Pandemik zamanlarda çocuk olmak: “Olmaz”lar arasında güzel anlara tutunmanın gücü

Sibel Ekdemir Kaya: Boğaziçi Üniversitesi’inden 2003’te mezun oldum. Hayatımı, pazarlama alanında çalışarak kazanıyorum. Her daim öğrenmeye, keşfetmeye ve keyif almaya hevesli bir kadınım. Profesyonel Koçluk, Çocuklar için Felsefe (P4C), Çocuklarla Yaratıcı Dans, Masal Anlatıcılığı ve Şiddetsiz İletişime Giriş gibi birçok eğitim aldım. Bazılarına göre “maymun iştahlı”, gönlüme göre ise “şaşırmayı” çok seven bir insanım. İlk çocuğumun 28 haftalık doğumu, hayatımızın en “şaşırtıcı” deneyimlerinden biri sayılabilir. Şimdi iki çocuk annesiyim ve çocuklarla öğrenmekten, keşfetmekten, kendimi anlamaya çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Atölyeler düzenleyerek, annelerle ve çocuklarla buluşuyorum. Kendimi yazarak ifade etmeyi çok seviyorum. DIGITURK dergi, BUMED dergi, www.coffeedigital.com, www.blogcuanne.com gibi birçok farklı mecrada, kendime ve okucuya fayda sağlayacağını düşündüğümü konularda yazılar yazıyor ve söyleşiler yapıyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale