X

Zor zamanlarda destek olarak: Yoga ve Farkındalık

Güvensizliğimizin giderek arttığı bir dünyada yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz ekonomik, politik durumlar belirsiz, iş dünyası hırslı ve hilekar ve ‘imaj her şeydir’ mesajları her yerde. Bu koşullar içinde her birimiz hayatın ne kadar sarsıcı ve belirsiz olabileceğini ara ara tecrübe ediyoruz. Fakat farkındalığı hayatımıza ne kadar uygulayabilirsek, hayatımız alt üst olduğunda kendimizi yatıştırmayı ve dengemizi yeniden bulmayı o kadar becerebiliriz.

Uzun zamandır, zor zamanlarda farkındalığı kendimi yatıştırabilmek için nasıl kullanabileceğim üzerine çalışıyorum. Çünkü bunca belirsizlik içinde, her an merkezimizden şaşma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Dengede olmadığımızdaysa, kendimizi olan bitenle tanımlayarak, “tepkisel zihin” ağına düşebiliyoruz. Kendimizi yatıştırmayı beceremediğimizde, zorluklarla başa çıkmak için fantezi dünyasına dalmak ya da kendimizi alkole, yemeğe vermek gibi daha beceriksiz stratejiler seçerek ıstırabımızı katmerleyebiliyoruz.

Yoga’nın öğretileri bize hem stresli zamanlarla başa çıkabilmek için, hem de ıstırabımızdan hızla özgürleşebilmek ve içimizde halihazırda var olan değişmez neşeyi tecrübe edebilmek için pratik yollar sunar.

Bu yönde ilk adım düzenli meditatif uygulamalar ile sakinliği geliştirmektir. Zorlayıcı bir durum ya da durumlar dizisine açıklık ve tam bir mevcudiyetle cevap verebilmek için, öncelikle kendi temelimizin güçlü ve dengeli olması gerekir. Zihni sakinleştirmek ve odaklamak üzere yapılan düzenli çalışma metanetimizi geliştirir. Kendimizi çalışma esnasında o kadar odaklı hissetmesek dahi faydaları alırız.

Kazanmak isteyebileceğimiz her alışkanlık gibi, meditatif uygulamaları hayatımızın bir parçası haline getirebilmek için kademeli bir yol izleyerek, sürdürebileceğimize emin olduğumuz noktadan başlayarak düzenli bir çaba göstermek en iyi yoldur. Bu şekilde çalışmak iradeyi kuvvetlendirir, sakinliğin temelidir ve kendi düşüncelerimizi, hislerimizi onlara kapılmadan izleme becerisini kazandırır ve seçim yapma gücünü elimize verir. Seçimden kastettiğim, bir duruma eski ve sağlıksız kalıplarımıza düşmeden, vereceğimiz tepki konusunda bilinçli bir seçim yapabilme gücü. Bu, etrafımızda olan bitene ve içimizde yükselen duygulara, hislere tam bir mevcudiyetle bakabilmemizi sağlayan ve kendimize ya da başkalarına zarar vermeyecek akıllıca seçimler yapabilmemizi sağlayan paha biçilemez bir beceri. Mesela, biri sizi haksız yere eleştirdiğinde savunmacı bir hale geçiş yapmadan ya da söyleneni kişisel almadan soğukkanlılığı koruyabilmek çok daha iyi değil mi? Çünkü bunu yapabilirsek, incitici sözler sarf eden kişinin keyifsiz ya da bir şekilde ıstırap içinde olduğunu görebilecek alanımız olur.

Düzenli uygulamanın bir diğer faydası, stresli bir olay içinde meditasyon içinde kullandığımız aynı yöntemleri fiziksel ve zihinsel dengemizi koruyabilmek için kullanabilmemizdir. Yavaş, düzenli nefesler, öfke, korku veya acı belirdiğinde ve sizi ele geçirecek gibi hissettirdiğinde son derece etkili bir yardımcı olabilir.

Zorluklarla karşı karşıya olduğumuzda uygulayabileceğimiz, varoluşumuzun farklı yönlerini yansıtan üç farkındalık stratejisi vardır:

Şefkatle hareket etmek

Hem kendimize, hem başkalarına karşı. Bir mücadele içinde olduğumuzda, savunmacı olmaya meyledebiliriz, kendimizi korumak adıma kalkanlarımızı kaldırabiliriz. Eğer savunma moduna geçersek, bu kalplerimizin etrafına adeta bir zırh örer ve hayatımız içinde tüm varlığımızla mevcut olabilmemizi engeller.

Kriz anlarında kendimize “Kendi mutluluğumu, huzurumu koruyarak, diğer ilişkili kişilere karşı nasıl şefkatle davranabilirim?” sorusunu sormak çok basit fakat güçlü bir ilkedir. Eğer kendi soğukkanlılığımızı kaybedersek, başka kimseye yardımcı olabilme şansımız kalmaz. Eğer başkalarına yardımcı olabilme becerimizi sürdürebilme niyetiyle kendimizle ilgilenirsek, herhangi bir durum içinde çok daha barışçıl bir duruş sergileyebiliriz.

Durum analiz etmek

Eğer sakinliğimizi az da olsa koruyabilirsek, durum ve koşulları net bir şekilde analiz edebiliriz. Bu pek çok şekilde yapılabilir. Mesela, kontrolün hiçbir şekilde elinizde olmadığı ve olduğu iki durum düşünün. Genellikle, kontrolün bizde olduğu tek şey verdiğimiz tepkidir ve dikkatimizi olmamasını ya da farklı olmasını dilediğimiz şeye odaklanıp takıntı yapmaktansa, odağımızı kendi tepkimize çevirebiliriz.

Ayrıca, zorluklarla karşılaştığımızda ya da zor zamanlar içinden geçerken yükselen hayal kırıklığı, öfke ya da kaygı gibi güçlü duyguları analiz edebiliriz. Üzüntünün kaynağı, istediğimizi elde edememek ya da istemediğimiz bir şeyin olmasına dair korkudur. Eğer beklediğimiz belirli bir sonuç yüzünden acı çektiğimizi net bir şekilde görebilirsek, bırakarak ve olanı olduğu gibi kabul ederek durumu değiştirebilme gücü bizde olur.

Tutunduğumuz bir şeyin yerine koyacak başka bir şeyimiz varsa, bırakmak daha kolay olabilir. Eğer bir adım geri atıp zihnimizi bulandıran rahatsız edici düşünceleri fark edebilirsek, bilinçli bir şekilde, bize zarar vermeyecek daha sağlıklı düşünceleri seçebiliriz. Hepimiz çok değer verdiğimiz şeyleri ya da kişileri kaybetme korkusu yaşadığımızda ya da sevdiğimiz birini yitirdiğimizde  buna üzüntü ya da depresif bir hal ile karşılık vermeye eğilimliyizdir. Daha derinde yatan, o düzeni ya da kişiyi kaybettiğimizde mutlu olamayacağımıza, bir şeylerin eksik kalacağına dair korkumuzdur.

Teslimiyet

Bu strateji, hiçbir şey işe yaramadığında, ya da diğer stratejilerle birlikte kullanılabilir. Teslimiyete pek çok farklı açıdan bakabiliriz fakat hepsi genel olarak acı çektiğimiz gerçeğini ve yardıma ihtiyacımız olduğunu alçakgönüllülükle kabul etmeyi içerir. Eğer açık olabilirsek, kalbimizi ve kendimizi şifaya açabiliriz.

Hayatlarımızın ve etrafımızda gelişen olayların, çoğu zaman bizim kavrayışımızın çok ötesindeki bir şekilde geliştiğini hatırlayarak biraz olsun rahatlayabiliriz. Bu tip bir mütevazilik geliştirmek, egomuzun çok sevdiği, tüm kontrolün bizde olduğu yanılsamasından özgürleşmemize yardımcı olur ve bizi farklı şekillerde öğrenmeye açık hale getirir. Mütevazilik, aynı zamanda başkalarından yardım isteyebilmemizi de kolaylaştırır.

Kalbimizi bu şekilde açmak, mutsuzluğumuzun temel sebebi olabilecek ayrılık hissini hafifletir ve bizi bütünlüğü hissetme arayışına teşvik eder. Karşılaştığımız tüm zorluklar, bir bakıma mutlu olmak için ihtiyacımız olduğuna inandığımız şeyleri bırakabilmeyi öğretir ve içimizdeki değişmez huzuru bulabilmemiz için bize rehberlik eder. Eğer bunu hayatımız içinde gözlemleyebilirsek, zorluklar çok daha kabul edilebilir bir hal alır.

Sinem Er: Yoga ile 2005 yılında tanıştım ve 2009 yılında sevgili Zeynep Aksoy ile 200 saatlik temel hocalık eğitimini tamamladım. İstanbul’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok workshop ve eğitime katıldıktan sonra Cyndi Lee ile yeniden 200 saat ve sonrasında 500 saatlik eğitimlerimi yaptım. O günden beri Cyndi Lee ve pek çok değerli hoca ile çalışmaya devam etmekteyim. Farkındalığın ön planda olduğu, meditatif elementleri de içinde barındıran, felsefenin içine örüldüğü vinyasa akış dersleri veriyorum. Güvenli ve mantıklı serilemenin önemine inanıyorum ve bundan yola çıkarak derslerimi yaratıcı, zekice ve anlamlı bir şekilde tasarlamaya, her seviyeden öğrencinin kendi sınırı içinde yoganın faydasını almasına alan açmaya çalışıyorum. İnsanlarla yoga öğretisini paylaşmak benim için de sürekli bir öğrenme ve keşfetme alanı yaratıyor. 2013 yılından beri 200 saatlik Temel Hocalık Eğitimi ve İleri Seviye Hocalık Eğitimi veriyorum. Ayrıca Türkiye’de değişik stüdyolarda çeşitli temalarda workshoplar düzenliyor ve Türkiye'nin cennet köşelerinde yoga tatilleri ve inzivalar organize ediyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale