X

Zor bir dönem geçirdiğini düşünenler için ilham verici TED konuşmaları

Hayatta karşımıza her zaman iyi şeyler çıkmaz. Sağlık kadar hastalık da, iyi şans kadar kötü şans da ve mutlu olduklarımız kadar üzüldüğümüz olaylar da hayatımızın birer parçasıdır ve bunlarla baş etme şeklimiz bizim tercihimizdir. Karşılaştığımız kötü durumlar karşısında; ilk başta şaşırmak, endişelenmek, üzülmek tabii ki hakkımız. Ancak daha sonra yapmamız gereken şey, kendimizi toparlayıp bu durumla baş etmeyi öğrenmek olmalı. Çünkü hayat, bize doğruları öğretmek için sadece iyiliği değil olumsuzlukları da kullanmayı seviyor.

Aşağıda okuyacaklarınız, yaşadığı zorluklar karşısında yılmamış ve bunlardan bir şeyler öğrenmeyi bilmiş insanların hikayeleri. Dünyanın farklı yerlerinden, farklı sosyal çevrelerden gelen bu insanların bir ortak noktası var: Hepsi yaşadığı olumsuzluktan bir şeyler öğrenmiş ve hayatının geri kalanını bu yönde devam ettirmiş.

Peter Ouko, avukat

Peter, 28 yaşında bir iç mimarken işlemediği bir cinayet yüzünden hapse mahkum edildi ve bu yüzden 7 yıl hapishanede kaldı. Eşi ve çocuğunu geride bırakarak hapse girdiği yıllar, şüphesiz onun hayatının en korkunç yıllarıydı. Söz konusu davada iki mağdurun olduğunu söyleyen Peter, bunlardan birinin ölen kişi, diğerininse kendisi olduğunu söylüyor.

Ne var ki Peter, mağduru oynamayı reddetti. Suçsuz yere hapiste yatıyordu ve bunun sorumlusu, çarpık adalet sistemiydi. Bu yüzden o da hukuk okumaya karar verdi. Hapisteyken Londra Üniversitesinin uzaktan eğitim programına katıldı ve hukuk fakültesini bitirdi. Şimdi Afrika Hapishaneleri Projesi isimli bir projeye destek veriyor. Bu projenin amacı, parmaklıklar arkasındaki ilk hukuk okulunu kurmak ve tutukluların eğitimini sağlamak.

Ric Elias, CEO

Red Ventures isimli bir pazarlama şirketinin CEO’su olan Ric Elias, Ocak 2009’da New York’taki Hudson Nehrine çakılan uçağın içindeydi. Pilotun motoru kapatmasını ve ardından “Çarpmaya karşı hazırlanın” sözlerine saniye saniye tanık olurken yaşadığı şey tam bir dehşet anıydı.

Elias, o uçaktan sağ kurtuldu ve hayatı bu olaydan sonra hiçbir zaman aynı olmadı. Bir anda her şeyin çok kolayca değişebildiğini fark eden Elias, kendine hayatıyla ilgili sorular yöneltti. Yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. Ve hayatında bir daha hiçbir şeyi ertelememe kararı aldı. Hayatının en önemli amacının ve anlamının ne olduğunu keşfetti. Kendisine ikinci bir şans verilmiş gibi hissediyordu ve bu şansı iyi değerlendirmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

İlginizi çekebilir: İlham veren kitaplar: Tüm zamanların en etkileyici biyografileri

Martin Pistorius, yazar ve tasarımcı

12 yaşında beynindeki bir rahatsızlıktan dolayı komaya giren Martin, 13 yılını bu şekilde geçirdi. Kendi bedenine hapsolmuş gibiydi. Konuşamıyor ve kimseyle iletişim kuramıyordu. Bunun öncesinde hayatının ilk 12 yılını mutlu ve sağlıklı bir çocuk olarak geçiren Martin, o mutlu çocuğun artık çok uzaklarda olduğunu hissetmeye başlıyordu. Oyuncakları rafa kaldırılmıştı. Ne yiyeceğine, ne zaman yiyeceğine, yatağa yatırılma vaktine ve ne zaman tekerlekli sandalyeye bağlanacağına başkaları karar veriyordu.

Ancak daha sonra evlerine gelen bir terapist, Martin’in gözleriyle iletişim kurabildiğini fark etti. Bu onun hayatında bir dönüm noktasıydı. Bu andan sonra bir bilgisayar yardımıyla iletişim kurmaya başlayan Martin, artık iletişim kurabilmesi sayesinde sosyalliğe adım attı ve iş buldu. Ardından mükemmel eşiyle tanıştı. Şimdi hobileri olan, çalışan, evli yetişkin bir adam olan Martin, bu noktaya gelebilmek için çok çalıştı. Hatta yaşadığı tüm zorlukları anlattığı Ghost Boy (Hayalet Çocuk) isimli bir kitabı bile var.

Alix Generous, öğrenci

Asperger sendromuna sahip Alix’in sosyal bir yaşam sürmeye başlayabilmesi çok zaman aldı. Sosyal yetenekleri kısıtlayan ve otizmin daha yüksek fonksiyonlu bir türü olan Asperger sendromu, onun hayatında pek çok şeyi zor hale getirmiş ve büyürken topluma uyum sağlamasını zorlaştırmıştı. Hiçbir zaman çok fazla arkadaşı olmadı ve yapılan esprileri anlamadı. Teni dokulara karşı çok hassas olduğu ve su cildinde karıncalanmalara neden olduğu için banyo yapmadan uzun zamanlar geçirmek zorunda kaldı.

Ancak Alix, bugün mercan resifleri üzerine yaptığı incelemesiyle BM Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonunda konferans vermiş bir genç kadın. Bu noktaya gelene kadar 25 terapist, 11 yanlış teşhis ve yıllar süren acı ve travmayı atlatmak zorunda kaldığını söyleyen Alix, bu süreçte kendisine her zaman daha iyi bir yolu olup olmadığını sorduğunu ifade ediyor. Alix, şu anda otizme destek teknolojisi sunan bir şirketin kurucu ortağı ve kendisiyle aynı sorunu paylaşan insanlara destek olmak için çalışıyor.

 

İlginizi çekebilir: İhtiyacımız olan ilham ve umut aslında küçücük yüreklerde saklı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale