X

Zombi hücreler (senesens) yaşlanma sürecini nasıl etkiliyor?

Zombi dendiğinde muhtemelen pek çoğumuzun aklına kıyamet senaryoları ile dolu filmlerde gördüğümüz solgun ciltli, cansız gözlerle bakan, bilinçsizce sağa sola giden ama ne kadar zarar görse de ölmeyip hayatta kalmaya devam eden varlıklar geliyor. Filmlerden alışık olduğumuz bu varlıklar kurgusal olsa da birtakım özelliklerinden dolayı insan bedeniyle de benzerlik gösteriyorlar; o da zombi hücreler veya diğer adıyla senesens ya da ölü hücreler. Peki, bu hücreler nedir, vücudumuzu, sağlığımızı nasıl etkiler? Gelin, yakından bakalım.

Zombi hücreler vücutta ne yapıyor?

Zombi veya senescent hücreler, vücudumuzda bulunan, çeşitli nedenlerden dolayı bölünme yeteneğini kaybetmiş, canlılığını yitirmiş ancak varlığını bir şekilde sürdürmeye devam eden hücreler demek. Bazı hücreler, DNA’nın zarar görmesi, oksidatif stres, telomer kısalması gibi çeşitli stres faktörlerine maruz kaldıklarında bilimsel adıyla senesans denilen duruma geçerler; yani ne ölü ne canlı da demek mümkün.

Aktif olarak varlıklarını bir şekilde sürdürmeye devam etseler de aslında bir nevi ölü hücre olmalarına rağmen çevrelerine etki edebildikleri için zombi hücrelerini tanımak önemli. Çünkü, bu hücrelerin zaman içerisinde birikmesi, doku bozulmalarına neden oluyor, dahası yaş alma sürecini de hızlandırıyor.

Yaşlanma sağlıklı doku fonksiyonlarının bir parçası olarak ortaya çıkan bir stres tepkisi, doğal bir süreç. Normal şartlar altında, yaşlanan hücreler, doku koruyucu etkiler gösterir ve bağışıklık sistemi tarafından hızlıca yok edilir. Ancak, yaşlanma ile birlikte bağışıklık sisteminin etkisi azalmaya başladığı için bu temizlik süreci sekteye uğrar. Bu da yaşlanan hücrelerin birikmesine ve hem doku fonksiyon bozukluklarına hem de çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Ancak, bu konuda altı çizilmesi gereken bir husus daha var; o da zombi hücrelerin veya yaşlanmış hücrelerin hem yararlı hem de zararlı etkiler gösterdiği. Bu nedenle araştırmacılar, bu ölü hücrelerin oldukça karmaşık bir doğası olduğuna dikkat çekiyor.

İlk başta, senescent hücrelerin oluşumu, hasar görmüş veya işlevsiz hücrelerin yayılmasını önleyerek dokuları koruyan geçici bir süreç olarak işlev görür. Bu geçicilik esnasında zombi hücreler, doku onarımı ve rejenerasyonuna katkıda bulunur, doku homeostazını destekler ve zarar görmüş diğer hücreleri temizlemek üzere bağışıklık hücrelerini çeker. Ancak, bu faydalı etkiler, senescent hücrelerin hızlı bir şekilde temizlenmesine bağlıdır. Yaş ilerledikçe, bağışıklık sisteminin bu hücreleri etkili bir şekilde temizleme kapasitesi azalır. İmmün sistem zayıfladıkça, ölü hücreler dokularda birikmeye başlar ve bu da onların zararlı etkilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir.

Üstelik, zombi hücrelerin zararlı etkileri, yaşlanma sürecindeki diğer negatif dinamiklerle birleştiğinde, sağlığımız üzerinde çok daha ciddi etkiler yaratabilir. Bu sürecin ilerlemesi, kronik hastalıkların gelişimine zemin hazırlayabilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltabilir. Araştırmalara göre özellikle Alzheimer, kalp-damar rahatsızlıkları ve çeşitli kanser türlerinin açığa çıkması, bu süreçle ilişkilendirilebilir.

Ölü hücreler nasıl temizlenir?

Yaşlanmış, ölü veya senesens hücrelerin tamamen vücuttan temizlenmesi için henüz yaygın olarak kabul görmüş ve uygulanan tek bir tedavi yönteminden bahsetmek pek mümkün değil. Araştırmalara ve bilim insanlarına göre bu konuda yapılan çalışmalar henüz yeterli değil. Ancak, temelde yaşlanan hücrelerin modüle edilmesi için sunulan üç yol var; senolitikler kullanılarak yaşlanan hücrelerin seçici olarak ortadan kaldırılması; senomorfikler kullanılarak SASP (senesans ilişkili salgı) nötralizasyonu ve immün aracılı yaşlanan hücre temizliğinin artırılması.

Elbette ki bu yöntemler için bilimsel çalışmaların ve uygulamaların yaygınlaşması, çok sayıda testin tamamlanması ve tıbbi müdahaleler gerekiyor. Dolayısıyla, bireysel anlamda yapabileceklerimize odaklanmak da oldukça önemli. Bu da ölü hücrelerin oluşumunu önlemek için neler yapabileceğimize odaklanmayı gerektiriyor.

Yaş alma, hayatın doğal bir süreci olsa da yaş almanın etkilerini yavaşlatabilmek için sağlıklı ve iyi yaşam alışkanlıklarını benimsemek şart. Bunların da başında dengeli beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve stres yönetimi geliyor. Ayrıca, vücudun dışarıdan yeteri kadar alamadığı temel besin maddelerini de takviye olarak kullanmak önemli, elbette ki doktor kontrolünde.

Yaş almanın etkilerini yavaşlatmak ve bedensel ve zihinsel iyi oluşun sürekliliğini sağlamak için daha önceden kaleme aldığımız yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Kaynak: neurohacker, med.umn.edu, cedars-sinai.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale