X

Zihninize dair aklınızı başınızdan alacak 5 gerçek

İnsan beyni gerçekten olağanüstü bir yapıya sahiptir. Özellikleri saymakla bitmez: Mükemmel bir hızla hücreler arası iletişim sağlar, durmaksızın sinirler arası bağ kurar, muazzam miktarda bir bilgiyi işler, depolar ve daha neler neler…

Beynin mucizelerini sıralamaya sayfalar yetmez elbette. Her biri insanı şaşırtacak düzeydedir. Bizler de Uplifers olarak beynimizin akıl almaz işlevlerini keşfe koyulduk ve okuduğunuzda sizi daha da şaşırtacak 5 özelliğini sizler için sıraladık.

Beyin, gerçek ile hayal olanı ayırt edemez

Beynimiz gerçek bir olayla zihninizde kurduğunuz bir şeye aynı şekilde tepki gösterir. Plasebo etkisi de bu şekilde oluşur. Aslında ilaç yerine şeker almanıza rağmen, beyniniz ilaç aldığınıza inandığında, vücudunuz gerçekten ilaç almışsınız gibi bir tepki gösterir. Nosebo etkisi de plasebo etkisinin tam tersidir. Beyin, hastalığı iyileştirmek yerine hastalık yaratır. Halk arasında hastalık hastası olarak da tanımlanan hipokondriyakların yaptığı tam da budur: Akşam haberlerinde yeni bir hastalığın yayılmaya başladığını izler ve bunun üzerine sanki söz konusu hastalıktan muzdaripmiş gibi bu hastalığın belirtilerini göstermeye başlarlar.

Eğer beynin gerçekle hayal olanı ayırt edemeyeceğine hâlâ inanmıyorsanız durun ve sevdiğiniz birinin başına kötü şeyler geldiğini düşünün. Sevdiğiniz kişi hemen karşınızda oturuyor bile olsa endişe duymaya başlarsınız.

Olumlu şeyler düşündüğünüzde ise beyniniz bunu gerçek olarak algılar ve iyi hissetmenizi sağlayacak hormon ve kimyasallar salgılar. Ayrıca, olumlu düşünceler negatif düşüncelerden kat be kat güçlüdür.

En çok düşündüğünüz şey gerçek olur

En çok düşündüğünüz şey her ne ise, bu düşünceniz gitgide gerçeğe dönüşür. Diyelim yeni bir araba aldınız. Her yerde sizin arabanızın aynıları dikkatinizi çekmeye başlar. Ancak nasıl olur da almadan önce dikkatinizi hiç çekmedi? Fark etmediniz, çünkü sizde aynısı yoktu. Bir şey hakkında çokça düşünürseniz, belli düşünce şeklinizi kuvvetlendiren tüm fırsatları da görmeye başlarsınız.

Peki bu neden önemli? Eğer durmadan yanlış insanı veya stresli durumları kendinize bir mıknatıs gibi çekiyorsanız, düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmenizde fayda var. Pozitif insanlar pozitif insanları ve olayları kendisine çekerken, negatif insanlarda tam tersi söz konusudur. Tüm bunlar bir rastlantı değil. Düşünceleriniz hayatınızı kontrol ediyor. Öyleyse başkalarının değişmesini beklemektense, değişime önce kendinizle başlayın.

Zihniniz adeta bir oto-pilot gibi hareket eder

Zihnimizden bir günde yaklaşık olarak 60 bin düşünce geçer. Bunların çoğu daha dün aklınızı meşgul eden şeylerken, geçmişteki kötü bir şeye dair olumsuz düşünceleriniz ve gelecekte olması muhtemel korkularınız beyninizde dolanır durur. Beynimiz gerçekle hayal olanı ayırt edemediği için, olumsuz düşünceler bilinçaltınıza yerleşir ve hayatınızı mahveder. Olumsuz düşünceler stres ve endişeye yol açmakla kalmaz, sizi sürekli bir sıkıntı haline sokar ve bağışıklık sisteminizin etkenliğini azaltabilir.

Öyleyse olumlu düşünmeye çalışın. Bilinçaltınıza olumlu düşünceler yerleştirmenin faydalarını birbiri ardına göreceksiniz.

Zihninizi susturmanız şart

Gün içerisinde zihninizden geçen binlerce olumsuz düşünceyi susturmayı başarabilirsiniz. Olumsuz düşüncelerinizi def ederek bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve daha sağlıklı olursunuz. Dahası, etrafınıza olumlu düşünen insanları çeker ve güzel olaylarla karşılaşırsınız.

Sağlığınız için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri meditasyon. Meditasyonun gizemli olmasına gerek yok; meditasyon düşünmeyi bir kenara bırakıp kendinizle baş başa olmanızdır. Beyninizin içinde sürekli düşüncelerin dönüp dolaştığı doğru, ancak zihin bir araç olarak kullanılmalıdır; gerektiğinde ve üretken olduğu zamanlarda düşünmeniz gerek. Stres ve endişe, bir durum veya bir şeyin bizzat kendisine değil, onlara dair düşüncelerimize dayanır. Bu nedenle olumsuz düşüncelerden kurtulduğunuzda, stres ve endişe de silinip gidecektir. Meditasyon yapmayı bilmiyorsanız, 10 adımlık meditasyon rehberimize göz atabilirsiniz.

Beyninizi “değiştirebilirsiniz”

Düşüncelerinizi, arzu ettiğiniz şeylere odakladığınızda, yeni sinirsel bağların oluşum süreci başlar. Bu süreç Nöroplastisite olarak bilinir. Örneğin, “Kilo vermem imkansız” şeklinde bilinçaltınıza yerleşmiş bir düşünceniz varsa ve “Vücut şeklim süper!” diye tekrar tekrar düşünürseniz, beyninizde yeni sinirsel bir ağ oluşmaya başlar. Bu durum gerçekleştiğinde, kolları sıvadığınız takdirde gerçeğe dönüştürebileceğiniz fırsatları fark edersiniz.

Hayatınıza düşüncelerinizle yön vermek sizin elinizde. Arzu ettiğiniz her şeyi gerçekleştirecek yeteneğiniz mevcut. Beyninizi gerçek anlamda olmasa da değiştirmeniz mümkün, bunun içinse her şeyin ama her şeyin düşüncelerinizde saklı olduğunu unutmamanız yeterli.

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale