Liderlik konusunda uzmanlığıyla tanınan Warren Bearis, bir defasında şöyle demişti:
“Biz insanoğlu bilgi toplayabiliyoruz, çünkü o yeteneğe sahibiz fakat bu toplamayla o kadar meşgul oluyoruz ki, bilgiyi kullanma konusunda bir yöntem bulabilmiş değiliz. Bir toplumun gerçek ölçüsü bildiği değil, bildiğiyle neler yapabildiğidir.”
Yeni bir disiplin öğrenmek için görselliği kullanın
“Neuroplasticity”, beynin sürekli bir biçimde yeni sinirsel yollar yaratma yeteneğidir. Herhangi bir disiplini özümsemek için tekrar ettiğimiz zaman, aynı anda o hareketi temsil eden sinir sistemini kuvvetlendiriyoruz. İster bir hareket yapalım, ister bunu sadece hayalimizde canlandıralım, beyinde yine aynı süreç yaşanır. Dolayısıyla beyin, fiziksel ve zihinsel canlandırma arasındaki farkı ayırt edemez.
Harvard Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, gönüllü iki gruba bilinmeyen bir piyano eseri dinletilmiş. A grubundan bu parçayı çalışmaları, diğer gruptan da parçayı yalnızca okumaları ve çalıyorlarmış gibi hayal etmeleri istenmiş. Her iki grubun zihinsel faaliyetleri incelendiğinde, B grubu piyanoya dokunmadığı halde, her ikisinin motor kortekslerinde bir genişleme gözlenmiş.
Albert Einstein, “Hayal etmek bilginin kendisinden çok daha önemlidir” der. Einstein, hayatı boyunca görselliği kullandı. “Beynin farklı şekillerde çalışmasından neden faydalanmayalım?” sorusu üzerinde sıkça durdu.
Fikirlerinizi kendinize saklayın
Bu fikir, TED‘deki bir sunumu sırasında, profesyonel müzisyen Derek Sivers tarafından kullanılarak, popüler bir hale geldi. Derek Sivers‘in belirttiği üzere; kişi bir başkasına amacından bahsettiğinde ve bu amacı başkaları tarafından onaylandığında, amacına ulaşmak için daha isteksiz oluyor. Çünkü beyin, bu durumu hatalı bir davranış olarak algılıyor. Yani bu onayın getirdiği tatmin olma duygusu, sanki amaca zaten ulaşılmış gibi bir his yaratarak, beyne oyun oynuyor. Başkalarına söyleyerek edindiğimiz tatmin, o işi başarabilme motivasyonunu ortadan kaldırır. Dolayısıyla, amaçlarınızı kendinize saklamakta fayda var.
Modunuzu yükseltmek için gülümsemeyi elden bırakmayın
The Facial Feedback Hipotezi, yüz ifadelerinin, kişinin psikolojisini etki altında bırakmasını temsil eder. Yani, beyniniz, sahte gülümsemeyle gerçek gülümsemeyi ayırt edemez. Sahte gülümseme fizyolojik olarak aynı mutluluğu ve hazzı gösterme açısından, gerçek gülümsemeyle farklılık göstermez.
Yüz kaslarınız, o olumlu duyguyu algılaması için beyne sinyal yollar. Bu bilgiler doğrultusunda, yüzünüzdeki ifadeleri kontrol ederek, bazı duygusal davranışlarımızı da istediğimiz gibi yönlendirebiliriz. Bir daha ki sefere surat asmak yerine gülümsemeyi deneyin.
Empati oluşturmak için duygusal acının fizyolojisini anlamaya çalışın
Purdue Üniversitesi Fizyolojik Bilimler Fakültesi‘ndeki araştırmalar, sosyal ve duygusal acının, fiziksel acı kadar gerçek ve yoğun olduğunu ortaya koyuyor. Beyin, kişinin acı dolu duygusal bir deneyim sonucu duyduğu acıyla, fiziksel bir yaralanmada duyduğu acıyı aynı algılıyor. Yani fiziksel ve duygusal acıyı birbirinden ayırt edemiyor.
Bir kimseyi duygusal olarak yaraladığınızda, sanki kemiklerinden birini kırmışsınız gibi olur, dolayısıyla bu düşünceyi akılda tutarak ve empati duygusunu geliştirerek daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
Düşüncelerinizi iyi yönlendirerek, stres seviyenizi düşürün
Yapılan birçok araştırma, gerçek ve hayali beynin algılayamadığını ortaya koymuştur. Don Joseph Goewey , Clear Button olarak adlandırılan “yaratıcı zekanızı en üst seviyeye taşımak” için önemli bir yöntem geliştirmiş. Buna göre, korku dolu düşüncelerimizi kafamızdan atmak ve gitgide daha kötü bir hal alan stresi durdurmak önem taşıyor. Sadece 10 dakikanızı alacak olan aşağıdaki testin amacı, doğru uygulandığında, korkunun yer aldığı ilkel beyinden distraksiyon (o duygudan uzaklaşmak ve başka yöne doğrulmak) yaratmak. Aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:
1. Sol avucunuzun ortasında bir düğme olduğunu hayal edin ve bu düğmeye basıldığında, beyninize korku dolu düşünceleri durdurması için bir sinyal gideceğini hayal edin.
2. Nefesinizi hissederek, sağ elinizle bu düğmeye basın.
3. Her defasında 3 kere sayarak yumuşak nefesler alın.
4. Her nefes alışta değişik bir renk hayal edin.
5. Nefes verirken, kendinizi serbest bırakın. Center for Courage and Renewal’ın kurucusu Parker J.Palmer “Bilim, dünya ile bağlantıyı sağlar, yani bilinen ve bilen arasında canlı bir ilişki oluşturur” diyor. Diğer bir deyişle, bilmek yeterli değildir. Bilgiyi doğru kullandığımız zaman kendimize ve başkalarına yararlı olabiliriz. Bilgiyi istiflemek ile bilgelik geliştirmek farklı şeylerdir.
Bruna Martinuzzi tarafından yazılan makalenin orijinaline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.