X

Zihinsel girdaplardan çıkıp bütüne bakmak: Ruhun ışığı nasıl görünür hale gelir?

Daha önceki yazılarımdan biliyorsunuz ki, bedende çalışmak üzerine yoğunlaşmıştım. Aslında tam olarak hissettiğim şey, bedenin gerçek bir tapınak olduğu ve tüm dini yapıların her birinin bedenin birer yansıması olduğu fikri idi. Öyle ki, beden üzerindeki meridyenler ile inanç tapınaklarının her biri geometriksel olarak benzerlik gösteriyor. Bunun üzerinde daha önce yapılmış bir araştırma var mı bilmiyorum, ama benim mimari izdüşümü ve sembollerden çıkardığım şimdilik bu. Hele ki ilkel yapılarda bunları gözlemlemek çok daha kolay.

Bedendeki enerji merkezleri, insanoğlunun tekrara bağlı yaratıcılığı ile birleşiyor. Evren mükemmel bir tasarım harikası ve var olan paternler çeşitli hallerde tekrarlanarak bir yaratım haline geliyor. Hinduların en bilindik sembollerinden olan yaşam çiçeği aslında bunu anlatıyor.

Bedenimiz üzerinde de bir yaşam çiçeğimiz var; her şeyin başladığı bir kaynak nokta ve oradan en küçük parçanın değişik şekil ve yoğunluklar ile çoğaltarak bütünü oluşturduğu… Bu organik yapı, bir büyüğü, bir gerçekliği misafir etmek için gelişmiş ve en mükemmel haline gelmiş.

Biraz ezoterik olarak bakarsak, mahşer günü -herkesin aynı yaşta olduğu ve kimsenin kimseyi tanımadığı gün- aslında artık bedensel ve zihinsel olarak algılanmanın dışına çıkılmış bir dünyadan, aynı zamanda bedenin en olgunlaşmış, gelişim sürecini tamamlamış halinden bahseder. Gelişim sürecini tamamlamak önemlidir, hormonal olarak daha düzenli ve stabil bir çizgide sürüyordur çünkü bedenin yaşamı.

Devam edersek; mahşer günü yaşı 33’tür. Numerolojik anlamda da güçlü bir ifadesi vardır ama oraya girmeyeceğiz şimdi. Artık her şeyi sorgulamaya başladığımız zamandır bu yaşlar, kim olduğunu, yaşamın sana neden ne getirdiğini, ne istediğini, yaşamın ne olduğunu… Bu sorgulamalar aynı zamanda, seni kendine taşıyan küçük vagonlar gibidir. Her bir sorguda, her bir ruhsal karışıklıkta çözüme yönelik en küçük adımında, kendine doğru yol aldığın. Bu yüzdendir ki, Mevlana hiçbir sıkıntısının olmadığı gün “beni neden sınamıyorsun, artık benden vaz mı geçtin?” diye yakarmıştır Allah’a.

Hepimizin içinde ilerlemeye dair büyük bir istek vardır, zihinsel olarak bilmediğimiz bir amaçtan kaynaklı… Bazen bu isteği ruhani olarak alırız, bazen de dualitenin zihinsel ilerlemesi olarak algılarız. Bazılarımız bu isteğin veya çağrının, ruhunun, kaynağın gücünden geldiğini bilir, bazılarımız bunun hayatta kalma güdüsü olduğunu düşünür. Yine de fark etmez, yaşam herkesin şifasını verir.

Sorgulamalar, fark edişler, kendini keşifler her şekilde birer aydınlanmadırlar. Ruhun aydınlanmasıdır. Aslında buradaki asıl söylem, ruhun ışığının görünür hale gelmesidir. Peki ruhun ışığı nasıl görünür hale gelir?

Olgunluk yaşlarına gelene kadar birçok yara (aslında bilgi) alıyoruz hayattan, bunların bir kısmı DNA’larımızdan, sonrası aile, kültür, inanç gibi konu ve durumlardan geliyor. Bedenimizi şeffaf bir organizma olarak düşünürsek, tüm bu saydığımız durumları da koyu renkli birer folyo, her yaşadığımız ve bizde iz bırakan olayların bu şeffaf bünyeye kaplandığını…  Fark ediş, aydınlanma bu folyoların teker teker bedenden veya zihinden sökülüp atılması gibidir. Söküldükçe, ruhun ışığı ortalığa yayılır, etrafını aydınlatır.

Kısaca süreci betimlemeye çalıştım, gelmek istediğim nokta; ruhsal çalışmalar, zihinsel girdaplardan çıkmamıza ve bütüne bakmamıza yardımcı oluyor. Üzerimizdeki folyoların neler olduğunu fark etmemize… Aynı zamanda yayılan ışığımız ise, bize gerçek biz hakkında fikirler vermeye…

Beden, organik bir yapı. Diğer her şey gibi, burada, dünya üzerinde var olması ve varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için bazı şeylere ihtiyaç duyuyor. Çiçekler gibi, her birinin de değişik tür toprağa, iklime, suya ihtiyacının olması gibi bizim bedenlerimizin de birbirinden farklı ihtiyaçları var. Sağlıklı diyebilmek için, kendi habitatı içinde değerlendirmek gerekiyor. Yeme, içme, nefes alma, düşünme, duyumsama şekilleri bile doğasına göre değişiyor.  Ayurveda tam olarak bunu anlatıyor: Bedenin elementleri, çalışma şekli, ihtiyaçları ve bakımı için gereklilikleri -çok eksik bir özetleme olsa da-…

Bu sadece kendimizi iyi, dinç hissedelim diye değil, ruhun bedende kendini tam olarak ifade edebilmesi için gereklidir. Çünkü zihin çok hassas bir çiçek gibidir. Suyunu vermezseniz zamanında, kendisini korumak için bazı yapraklarını beslemeyi kesecektir. Oysa tam bir ifade için, o yapraklara da ihtiyaç vardır.

Salıvermeyi hem bedende hem de zihinde yaptığımızda ruh ışıldıyor.

Thailand’a gidişim bu yüzdendi. Beden farkındalığı için, aslında bu organik yaşam aracını ehil olarak kullanmayı öğrenmek için geleneksel Tantrik Yoga eğitimi almaya. Şimdiye kadar anladığımdan çok daha farklı bir yoga deneyimi bilgisi ile geri döndüm (halihazırda bu konuda bir bilgiye sahip değil, sadece yargıya sahiptim).

‘Yoga, bedeni meditatif hale getirmeye yarayan bir bilimdir’ dedi Bhagavan.

(Bhagavan=Tantrik guru, Hintliler için bir çeşit tanrı)

Burada alıştığımın dışında, kendini zorlamadan, dışarıdan nasıl göründüğünü umursamadan, bedensel gibi görünen ama aslen tamamen hormonal ve enerji merkezlerinin dengelenmesi, aktive olması üzerine kurgulanmış ‘bilimsel’ hareketler dizisi imiş. Sonucunda harika görünen bir beden vaat etmiyor ama tüm enerji merkezleri tıkır tıkır çalışan bir organik araç haline getiriyor.

“Hangi asana ne işe yarıyor?” diye sordum.

“Bir set içerisindeki pozların tümü asananın kendisi” dedi Bhagavan. “Parçalayamazsın, bu bir formül. Her şey bir bütündür. Sen bedeninin tamamını çalıştırdığında, tüm kaynakların aktive olduğunda, iyileşme her bölgeye gelecektir (ezoterik şifa yöntemi de tam olarak böyle çalışır). Batı tıbbında sadece, dışarıdan ve parçalayarak bakıyorsunuz olaylara. Aynı zihinleriniz gibi. Bir organınız rahatsızlanmış olabilir, bunun sebebi sadece o organ değildir, ifadesi oradadır. Bütünsel bakmalısın.”

Bununla birlikte, pozları yaparken, kullanmadığımız kasları rahatlatmak ve poz içerisinde meditasyon yapmak kısmı beni başka yerlere götürdü. Ruhsal çalışmalarımız sırasındaki salıverme halinin bedenlenmiş şekli idi bu. Her şey birbirinin aynası, evet her şey bütünsel.

Salıvermeyi hem bedende hem de zihinde yaptığımızda, ruh ışıldıyor kenardan. Meditasyon halini bedene öğretmiş oluyoruz. Bu gözümde; iç içe geçen ruh ve beden vizyonu şeklinde canlanıyor. Bedenin nihayet, ruhu içine almaya başlaması, gerçek bir birleşme.

Cloud Atlas filminde, yasaklı yapıya gidiyorlardı. Meronym toz tutmuş bankodaki sembolleri birkaç hamle sonunda çalıştırmayı başarıyor, tüm sistemi aktive ediyordu, bağlantıyı kuruyordu. İşte aynen öyle hissediyorum. Her bir fark edişte, her yeni bir kemiğimin varlığını ve gereksiz kullandığım kasımın salıverilişi ile… Eski televizyona bir iki vurmak gibi!

Sahip olduğum enerjiyi doğru kullanmayı, israf etmemeyi öğreniyorum. Sadece düşünmek gerektiği zaman düşünmek de buna dahil!

Bir uzay aracımız var ve kullanma kılavuzunu okumadan, el yordamı ile kullanmışız şimdiye kadar. İzninizle Türk gibi diyeceğim 🙂 Şimdi, aslında bu araç ile neler yapılabiliyormuş, ne gibi özellikleri varmış, nasıl daha performanslı çalışırmışı deneyimlemek üzerine heyecanlıyım. Bu elbette sadece bedensel bir fark ediş hali değil, tekerleği döndürmek bahsettiğim. Zihin, beden, ruh üçlüsünü aynı çarkın içinde dengeli bir şekilde çevirmek ve birbirine entegre etme hali.

Benim için bildiğim birçok şeyin rengi değişti, bir ayağı yere basmayanlar yerlerine oturdu ve ilk defa belki bu kadar net bütün algım.

Metafiziğin, ezoterizmin, tantranın, yoganın yaşamlar boyu bize hizmet etmiş ‘değişmemiş’ geleneksel bilginin altında gerçeği okumakta ustalaşmak, yaşamın meyvelerini görünür kılıyor. Dolayısı ile illüzyon perdesi gittikçe aralanıp, geçerliliğini yitiriyor.

Gerçeğe dokunup çapalandığımız bir hafta olsun,

Sevgiyle…

Sorularınız, yaklaşan çalışma ve kamplar için kişisel hesabım @esrauyman,  çalışmaların anons edildiği @magicalchildoftheworld@esrauyman,  adreslerini takip edip, bana ulaşabilirsiniz.

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale