Bu aralar rüzgar, yağmur, fırtına aldı başını gidiyor. Baharın gelişini dört gözle bekliyoruz. Ara ara sokaklarda rüzgardan sökülen ve devrilen ağaçları, kırılan dalları görüyor olabilirsin. Kırılanlar genelde kuru, katı yapıya sahip ağaçlar oluyor. Oysaki daha esnek yapıya sahip çalılar, bitkiler ve ağaçlardan kırılmış olanına pek rastlanmıyor. Onlar rüzgarla beraber eğilip bükülüp, rüzgar dindiğinde eski formlarına dönüyorlar.
Şimdi merceğimizi doğadan bireysel hayatımıza çevirelim. Zorlu olaylarla başa çıkma kabiliyetimiz bitkilere benzer şekilde zihnimizin esnekliğiyle doğru orantılı artıyor. Yaşadığımız bir olay sonrasında ortaya çıkan olumsuz düşünce ve olumsuz duygu karşısında eğer kaskatı kesiliyorsak, güçlü durmak için onu yaşamıyorsak, şeklini alıp içine giremiyorsak kırılıyoruz. O olumsuz duygu içimizde tutkallaşıyor ve bizi daha da sertleştiriyor. Her katılaşma içimizdeki yaşam enerjisine ayrılan alanı daraltıyor ve bedeni, zihni, ruhu kapsayan bütünsel sağlığımızı etkiliyor. Halbuki onu reddetmeden, onun rüzgarı ile birlikte eğilip bükülüp, üzülmekse üzülüp, dertlenmekse dertlenebiliyorsak rüzgar dindiğinde eski sağlıklı formumuza dönmemiz kolaylaşıyor.
Zihin esnekliğini artırmak için mindfulness tavrını deneyimleyebilir ve günlük hayatına yerleştirebilirsin. Mindfulness, dikkatini kasıtlı bir niyetle, deneyim ne olursa olsun ona açık bir şekilde, yargısız ve arkadaşça yönlendirerek anda yaşama sanatı. Bu sanatta ustalaştıkça zihinsel esnekliğin artacak ve rüzgara, fırtınaya kapılıp gitmeden yaşamını sürdürmen kolaylaşacaktır. Bu tavrı günlük hayatında her şeye uyarlayabilirsin. Çay içerken çayın detaylarını fark etmen, yürürken adımlarını ve çevreyi gözlemlemen dikkatini kasıtlı bir niyetle yönlendirmenin günlük hayattaki karşılığıdır. Yürürken bir anda gördüğün değişik renklerdeki bir kuşun karşına çıkması, çayın acılığını ve rengini fark edip şaşırman da deneyime açık olma kısmı olarak düşünülebilir. Neyle karşılaşacağına dair beklentilerinden ziyade, her ne olursa olsun o deneyime açık olmak kast edilir. O yolda yürürken gördüğün kafeye bakıp “Oraya kafe mi açılır?” demeden işleyişini takip etmek, çay sıcaksa “Çok sıcakmış aman!” demeden sadece sıcak olduğunu fark etmek ve onu gözlemlemeye devam etmek yargısız olma kısmıdır. Belki de en zor tarafı… Kendi yargılarını gördükçe sen bile hayret edersin!
Tüm bu örneklerdeki fiziksel olaylara bakış açını kendi duygularına çevirebildiğinde işte esneklik başlar. Olay ve düşünceler sonrası açığa çıkan duygularını görünce dikkatini kaçırmaya çalışmadan ona bile isteye bakabilmek, o duygu ne zaman çıkarsa çıksın açık olmak, geldiğinde “Bunu yaşamaktan bıktım” diye yargılamadan olanı kabul etmek ve onun dansına eşlik etmek, her ne oluyorsa olsun kendi yanında arkadaşça durabilmek mindfulness tavrını kendi duygularına göstermenin yoludur. Bu tavrı hayatına entegre ettiğinde zihnin esnemeye başlar. Eski tutkallaşmış düşünceler, duygular tek tek yumuşamaya ve erimeye başlar. Ağaçları yerinden söken rüzgar gibi yıkıcı bir düşünce ve duygu olmaktan çıkarlar. Rüzgarla birlikte ahenkle dans eden ve sonra kendi formuna dönebilen esnek bir bitki olmaya başlarsın.
Mindfulness yönlendirmeleriyle sunduğum yoga ve meditasyon derslerimde bu tavrı nefes, hareket ve meditasyon çalışmaları sırasında öğreniyoruz. Pratikleri yaparken tavrı özümsedikçe yaşamın diğer alanlarına da uygulamak kolaylaşıyor. İlham verici daha fazla içeriğe, derslerim hakkında bilgilere ulaşmak için @sibelsibel Instagram hesabımı takip edebilir, soru ve yorumlarını oradan iletebilirsin. Yaşamda kıvrılma sanatında ustalaşman dileğimle.
İlginizi çekebilir: Değişim değil, dönüşüm: Kendini keşfetme yolunda ilerlediğinin göstergesi