A.B.D’nin servet kültürünü oluşturan kesiminin çıtayı durmaksızın yükseltmesiyle birlikte zengin insanları anlamak gün geçtikçe zorlu bir kovalamacaya dönüşmektedir. Yalnızca geleneksel ‘eski’ ve ‘yeni’ para karşılaştırmasının ötesinde günümüz Amerikan zenginleri, karmaşık alt kültüre sahip olup hiç böylesi görülmemiştir. Tabiri caizse Fitzgerald’ın zamanında bile bulunmayan bir zenginler topluluğudur.
Eskiye karşı yeni para kinayesi giderek eskimiş olup, kesinlikle 50-100 yıl öncesiyle alakalıdır; ancak bugün bu ayrım Amerikan servet kültürünün giderek aşınmasıyla küçülmüştür. ‘Eski Para’ kesinlikle New York ve Boston gibi merkez üslerinde varlığını sürdürmektedir; ancak yüzyılın başından 4-5 jenerasyon sonra servet akrabalar tarafından bölündü veya israf edildi. Servet kültürü bugün on yıllar öncesine göre çok daha kırılgan ve kabileye aittir; fakat Eski Para mitolojisi önemli bir şekilde kalıcı, üzerinde varsayımlarda bulunulan ve zengin insanlar hakkındaki inançları yanıltıcıdır. Dahası servet dinamikleri ‘lüks’ denilen aşırı harcama anlamına anlamına gelen, sadece zengin insanlara özgü olduğu düşünülüp hatalı bir tanımı yapılan, garip bir takıntıdır. Servet kültürüne ait büyük çeşitlilik, zenginleri anlaşılmasını zorlu bir hale getirip en hafif tabirle psikoloji ve diğer sosyal bilimlerde yeni ve farklı araştırma tekniklerine talep doğurtmuştur.
Bu amaçla, ben de kayda değer bir vakti kültürel antropolojinin klasik metodlarını kullanarak Amerikan servet kültürünün zamanlarını nasıl geçirdiklerini, servetlerini nelere harcadıklarını öğrenmeye adadım. J.P Morgan ve diğer pazarlamacı zenginler üzerinde yaptığım araştırmada, Amerikalı zenginlerin 5 farklı psikolojik profili olduğunu,her birinin alt kültürü olduğunu öne sürdüm. (yatırılabilir varlıkları 5 milyon dolar üzeri olanlar üzerinde kişiler)
1.Trillionaires
İlk milyonerler olarak adlandırdığım grupta Trilyonerler; zengin insanlar olup parasını harcamayı bir prensip olarak görmektedir. Trilyonerler servetlerinin satın alabildikleri deneyimlere ve eşyalara karşı derin bir arzu duymaktadırlar ve servetleri hayatlarındaki başarıyı onaylamaktadır. Nitelik ve niceliğe karşı hevesli olan bu kişiler kendilerinin ‘first class’ olmasını bir ayrıcalık değil aksine bir yaşam tarzı olarak görmektedirler.Onlara göre zenginlik demek gizlilik, ayrıcalık, keyif ve unutulmaz anılar demektir. Kendileri zenginlerin zengini olmasına karşın, konu değerler ve memnuniyet, önceliklerinin yüzeyselliği, hedonistik hazları (lüks) ve sonu olmayan tatminsizlik olduğu zaman Amerikan servet kültürününü ancak ve ancak giriş seviyesinde yer almaktadırlar.
2. Coolionaires
İkinci tip milyonerleri ise antropolojik araştırmalarım sonucunda Coolionaires’ler oluşturmaktadır ki bu kişiler estetiği hayatın özü olarak görürler. Coolionaires’ler kendilerini güzel şeylerle ve deneyimlerle çevrelemek konusunda derin bir arzu duymaktadırlar. Bu kişiler servetlerini kendilerini daha sofistike ve nazik hale getirmek ve bu şekilde statülerine katkıda bulunmak için bir araç olarak kullanırlar. Duyusal ve biçimsel çevre konusunda proaktiftirler. Sanatı ve sanatçıyı kişiliklerinin yapı taşı olarak görürler.Onlara göre, zenginlik güzelliği kendileri yaratmadıkları sürece veya estetik ve tadı üzerinden hava atıp üzerinde ikamet etmedikleri sürece güzelliğin tüketiminden ibarettir.
3. Realionaires
Üçüncü tür milyonler yani Realionaires’ler az ama öz deyiminin kanıtıdırlar.Doğal olarak servetlerinin altında radar olarak durup, servetlerini statülerinin bir göstergesi olduğunu alışılmamış bir sağduyu ile gösterirler.Bu kişiler çok büyük miktarlarda para harcamak konusunda isteksizdirler. Onlar için zenginlik bizzat kendileri olmaktır ve bu ayrıcalığı kazanmak demek onlar için paranın karşılığını almaktır.
4.Wellionaires
Dördüncü tür milyonerler ise günümüz milyonerleridir. Adları Wellionaires’ler olan bu grup hayatlarını iyi görünmeye, sağlıklı hissetmeye ve pozitif düşünmeye adamışlardır. Onlar servetlerini kendileri ve başkaları için dengede içinde yaşayabilecekleri Doğu Felsefesi ve Yeni Çağ Felsefesi’nin ruhani terapilerinden yararlanırlar. Onlar için zenginlik, bir kişinin bedenini ve dünyayı olabildiği kadar yeşile ve doğaya yakın tutmak, kendileri ve evren arasında simbiotik bir bağ kurmaktır. Kendileri evrilmiş insanlar olup hayatın derin amacını ve anlamını araştırırlar.
5.Willionaires
Son tür milyonerler ise Willionaires’ler olarak adlandırılmaktadırlar. Bu grup ise sorumluluk ve ayrıcalığa odaklanarak dünyayı daha iyi bir hale getirebilmek için çalışırlar. Karşılıklı vermenin önemine inanırlar ve dünyada iz bırakarak sonsuza kadar hatırlanmak isterler. Hayatın bir amacı ve anlamına olduğunu kendilerine sürekli hatırlatırlar. Gerçekten ve mecazi olarak şanslarının farkındadırlar ve geleneklerini ve aile ve toplum bağlarını güçlendirmek için çalışırlar. Hayırseverlik onlar için yardım değil bir yaşam tarzıdır ve sosyal girişimcilik yoluyla kendilerini önemli hissederler. Başka hayatları daha iyi hale getirmek için yatırım yaparlar. Bu insanların hayırseverlik özellikleri de bizlere yani zengin olmayan insanlara örnek olmaktadır.
Kaynak:
psychologytoday.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar: