dummy

Zen ile yaşamak 5: Yaşam, anlam ve ölüm üzerine

“Dou Lüyue, öğrencilerinin önüne üç engel koydu.
Bir: Zen’in gizemli doğasını keşfetmek için kaldırmadık taş bırakmamak. Böylece kendi gerçek doğanı da keşfedersin. Öyleyse sorarım sana senin gerçek doğan nerede?
İki: Gerçek doğanı bulduktan sonra yaşam ve ölüm döngüsünden azat edilmek. Gözün ışığını yitirip vücudun cesede döndüğünde yaşam ve ölümden nasıl azat olabilirsin?
Üç: Yaşam ve ölümden azat olduğunda nereye gideceğini bilmek. Bedenin dört elemente ayrıldığında nereye gideceksin peki?
Wumen der ki:
Eğer bu üç soruya doğru cevap verirsen nerede olursan ol Usta sayılırsın. Başına ne gelirse gelsin Zen’e dönersin. Aksi takdirde iyice dinle: Yemeği yalamadan yutmak karnını kolayca şişirir ama yemeği iyice çiğnemektir ancak seni ayakta tutan.
Bir anın tahayyülüdür sonsuz zamanı gören,
Bir andır sonsuz zaman.
Bir anın tahayyülünü kavrarsan eğer,
Bu anı gören birini tahayyül edebilirsin o zaman.”
Zen Ustaları, Wumen Huikai, Kaku-an Shi en

dummydummy

Bu yazı sizlerle birlikte çıkacağımız yeni bir maceranın ilk adımlarına yol oluyor. Evet, bir yazı dizisi yolculuğunda daha birlikteyiz ve bu sefer konu başlığımız Zen sanatı ve Zen ile yaşamak. Buradan sizinle paylaşacağım yazılar boyunca Zen kavramının hayatımızda nasıl uygulanabileceği konusunda değerlendirmeler yapacağız. Ve her zaman olduğu üzere günlük hayatımızdan örneklerle inceleyeceğiz.

Hemen bu yazı dizimizin esin kaynağı olan temel kaynaklarla başlayalım. İlki D.T. Suzuki ve Satori Zen’le Yaşamak isimli eseri. Daisetsu Teitaro Suzuki Budizm, Zen ve Uzak Doğu Felsefesi üzerine yazdığı kitaplarla bu kültürü bir anlamda batı dünyasına tanıtan Japon bir yazardır. Diğer eser ise Wumen Huikai ve Kaku-an Shi En tarafından yazılmış olan Zen UstalarıSatori Zen’le Yaşamak  isimli eser. Bu kitap iki Çinli Zen ustasının kitabından oluşturulmuştur: İlki Wumen Huikai’nin yazdığı Kapısız Geçit eseridir, ikincisi ise On Boğa isimli eserdir.

Şimdi öncelikle biraz Zen hakkında bilgi vererek başlayalım. Chan ya da Zen. Zen, Budizm’in Mahayana ekolüne bağlı bir öğretinin Japonca adıdır. Kelime anlamı ise “derin bir meditasyon içinde olma” halidir. Zen’in amacı ise kısaca şöyle açıklanabilir: İnsanın içindeki Buddha doğasının, günlük yaşamda meditasyon yoluyla keşfedilmesi… Bunun insana varoluş hakkında yeni bir kavrayış kazandıracağına ve aydınlanmaya ulaştıracağına inanılır.

Zen kavramı hakkında genel bir değerlendirme yaptıktan sonra bu hafta üç boyuttan bahsedeceğiz. Bu üç boyut birbirinin içine geçmiş, adeta birbiriyle bütünleşmiş, fakat bir o kadar da farklı gereklilikleri olan üç boyut: Yaşam, anlam ve ölüm.

Öncelikle yaşam üzerine biraz düşünelim. Çoğunlukla öylesine yaşamaktayız hayatımızı. Günümüz öylesine, gecemiz öylesine… İşten gelmek, dinlenmek, tekrar işe dönmek, tatile gitmek, sevdiklerimizle vakit geçirmek, bir aile kurmak, belki dünyayı gezmek… Peki, yaşam bu kadar basitse ve aynı zamanda bu kadar karışıksa neden bu zamanda, bu dünyada olduğumuzu anlamak mümkün mü?

İşte bu soru başa dönmemizi sağlıyor. Dünyada bir arada aynı anda bulunduğumuz milyarlarca başka ruh ve beden varken, bizlerin bugün burada olmasının nedeni nedir? Yani bu yaşamın amacı nedir? Birçoğumuz bu özel soruyla hiç karşılaşmadan göçüyoruz bu hayattan… Kendimden örnek vererek bu soruyla sizleri baş başa bırakmak istiyorum. Eğer buradaysam, bugün bu dünya üzerindeysem ve nefes alma şansı bana verilmişse, sadece kendim için yaşamamalıyım, yaşamda karşılaştıklarımın hayatına bir şey katmam, bir fark yaratmam, bir değer vermem, bir iz bırakmam gerekir. İşte bugün, bu yazının her bir harfi bu yüzden hayata geçmektedir.

Şimdi ikinci geçit bizi bekler: Anlam… Bugün hayatta olmamızın anlamı nedir? Anne olmanın anlamı nedir? Arkadaş olmanın anlamı nedir? X şirketinde Y olmanın anlamı nedir? Z ülkesinde yaşamanın A ülkesinde yaşayana göre daha büyük, daha üstün, daha az veya daha çok anlamı var mıdır? Anlam küçük ya da büyük olabilir mi? Para mı daha anlamlıdır bu hayatta, iyi bir aile kurmak mı? Zengin olmak mı daha anlamlıdır, zengin bir arkadaş çevresine sahip olmak mı? Zamanı iyi kullanmak mı daha anlamlıdır, amaçsızca eğlenmek ve zaman geçirmek mi?

Peki, gerçekten bu hayatta anlam bizler için nedir? Sizleri yine bu önemli soruyla baş başa bırakmadan önce kendimden örnek vereyim. Benim için anlam, bir kişinin bile hayatında farklı bir karar vermesine, cesaret etmesine, “Evet!” demesine, “Yapabilirim!” demesine, yani hayatını etkileyecek bir seçim yapmasına yardımcı olabilmektir. İşte bu kelimeler bu yüzden bir araya gelmektedir.

Üçüncü geçit: Ölüm… Ölüm nedir? Neden ölmek durumundayız? Ölmeseydik dünya farklı bir akışta olur muydu? Ölmek bitiş midir? Öldükten sonra ne var? Ölmeme şansımız olsaydı kullanmak ister miydik? Beden ölümlü olabilir fakat ruha ne olmaktadır? Öldükten sonra bu dünyada bulunabilecek miyiz? Ölüm zamanımızı bilecek olsaydık bunu değiştirmek ister miydik? Eğer ölüm yarın olsaydı bugün ne yapıyor olurduk? İşte ölüme dair böyle sıralanır gider sorularımız…

Peki, gerçekten hiç düşündük mü yaşamın son noktası olan ölüm anında ne düşüneceğimizi? Aklımızdan gerçekten ne geçiyor olacak? Pişmanlık, mutluluk, rahatlık, iyi ki, keşke… Sizleri bu sorularla baş başa bırakmadan önce yine kendimce bir cevap vererek kapanışı yapabilirim: Ölüm bugüne kadar en bilinmez deneyim olacak… Bu kadar kişiye özel bir durum ve an yaşamak çok büyük bir geçiş demek benim için. Ve o geçitten geçeceğim güne kadar değerli bir hayat yaşamayı temenni ediyorum…

Bu yazımda bana eşlik eden sevgili sizler, bugün yolculuğumda bana eşlik ettiğiniz ve bu anımı eşsiz şekilde güzelleştirdiğiniz için sizlere gönülden ve sonsuz teşekkürlerimle…

İlginizi çekebilir: Zen ile yaşamak 4: Onaylanmadan bir ömür geçirmek mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp