dummy

Zen ile yaşamak 4: Onaylanmadan bir ömür geçirmek mümkün mü?

“Büyük Usta Tozan şöyle dedi:
‘Shakya ve Maiterya bile kölesi onun. Peki, kimdir o?’
Wumen der ki:
‘Eğer onun kim olduğunu gerçekten görebilirsen kalabalık bir kavşakta babanı görmüş gibi olursun. Yürüdüğün yolun doğru olup olmadığını kimseye sormana gerek kalmaz işte o zaman.’
Çekme başkasının yayını.
Sürme başkasının atını.
Tartışma hatasını başkasının.
Kimsenin işine karışmamalısın.”

dummydummy

Zen Ustaları, Wumen Huikai, Kaku-an Shi en

Bu yazı sizlerle birlikte çıkacağımız yeni bir maceranın ilk adımlarına yol oluyor. Evet, bir yazı dizisi yolculuğunda daha birlikteyiz ve bu sefer konu başlığımız Zen sanatı ve Zen ile yaşamak. Buradan sizinle paylaşacağım yazılar boyunca Zen kavramının hayatımızda nasıl uygulanabileceği konusunda değerlendirmeler yapacağız. Ve her zaman olduğu üzere günlük hayatımızdan örneklerle inceleyeceğiz.

Hemen bu yazı dizimizin esin kaynağı olan temel kaynaklarla başlayalım. İlki D.T. Suzuki ve Satori Zen’le Yaşamak isimli eseri. Daisetsu Teitaro Suzuki Budizm, Zen ve Uzak Doğu Felsefesi üzerine yazdığı kitaplarla bu kültürü bir anlamda batı dünyasına tanıtan Japon bir yazardır. Diğer eser ise Wumen Huikai ve Kaku-an Shi En tarafından yazılmış olan Zen UstalarıSatori Zen’le Yaşamak  isimli eser. Bu kitap iki Çinli Zen ustasının kitabından oluşturulmuştur: İlki Wumen Huikai’nin yazdığı Kapısız Geçit eseridir, ikincisi ise On Boğa isimli eserdir.

Şimdi öncelikle biraz Zen hakkında bilgi vererek başlayalım. Chan ya da Zen. Zen, Budizm’in Mahayana ekolüne bağlı bir öğretinin Japonca adıdır. Kelime anlamı ise “derin bir meditasyon içinde olma” halidir. Zen’in amacı ise kısaca şöyle açıklanabilir: İnsanın içindeki Buddha doğasının, günlük yaşamda meditasyon yoluyla keşfedilmesi… Bunun insana varoluş hakkında yeni bir kavrayış kazandıracağına ve aydınlanmaya ulaştıracağına inanılır.

Zen kavramına kısa bir giriş yaptıktan sonra gelelim bu haftaki yazımızın konusuna: Onaylanma isteğimiz. Öncelikle onaylanma kavramını anlayalım hep birlikte. Nedir onaylanmak? Takdir edilmek, doğru yaptığımızın söylenmesi, haklı olmak, doğru yolda olmak veya en iyi seçeneği tercih etmiş olmak. Birçok farklı kelime ile tanımlayabiliriz. Şimdi şuna bakalım istiyorum: Onaylanmak’ dediğimizde kişi olarak biz bu resmin neresindeyiz? Onaylanmak, onay almak, yani dışarıdan başka birinin “özne” olarak aktif bir şekilde onay vermesi… Peki, bu kişi neye onay veriyor? Kendi seçimi olmayan, kendi yaşamayacağı, sonuçlarına kendi katlanmayacağı ve aslında kendi sorumluluğu olmayan başka birinin eylemine… Yani bizlerin seçimlerine…

Peki, o halde neden başkasının onayı, başkasının yaptığımız bir şeyi takdir etmesi bizler için bu kadar önemli? Ya da şöyle soralım kendimize: Başka birinin bir seçimimizi haklı görmesi neden bu kadar kritik bizler için? Hayatımızı ve sonuçlarını bu diğer kişi üstlenemeyecekken, yani bizim atımızı bu kişi süremeyecekken neden direksiyonu bu kişinin ellerine bırakmaktayız?

“Aslında farkında değilim” diyebilirsiniz. Bir elbise giydiğinizde “Güzel olmuş” yorumunu almak ya da bir iş görüşmesine gittiğinizde arkadaşınızdan “Doğru cevap vermişsin” cümlesini duymak önemlidir. Meslek seçerken anne ve babanın onayını almak önemlidir (ki bu mesleği kendileri icra etmeyecektir ve hayat boyunca bu seçimin yükü kişiye ait olacaktır)… Hatta kültürümüzde eş seçiminde bile aynı durumu görmekteyiz… Onay almamız gerekmektedir, onaylanmadığı durumda mutlu olacağımıza inansak da bir şey eksik kalır, değil mi? “Yanlış yaptın” yorumları bir türlü peşimizi bırakmayacaktır. Ve bu yorumları o evliliği yaşamayacak olan dış güçler yapmaktadır. “Acaba yanlış mı yaptım?” diye diye kendimizi yer bitiririz! Yanlışımızı yaşamaya bile izin yoktur, değil mi?

İşte onaylanma beklentisi böyle böyle devam ederken adeta bir alışkanlığa dönüşür. Bir bakmışız en küçük karar için bile onay ister olmuşuz. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız dışarıdan beklediğiniz onaylanma durumunuzu bir kez daha gözden geçirmenizi dilerim. Doğru bir seçim yaptığınızı duymak sizin için ne kadar önemli? Doğru zamanlama, doğru karar, doğru giyim, doğru olarak yorum aldığımız her şey… Hatta yorum alamadığımız için geri durduklarımız, destek ve onaylanma göremediğimiz için sonraya bıraktıklarımız…

Hayat güzeldir ve bu hayat bize yanlışı ve doğrusu ile “deneyimlemek” için verilmiştir. Bu hayat, atınızı başkasının sürmesine izin vermek için çok ama çok kısa. Kendi yolunuzda en güzel ışıkların sizleri her daim aydınlatması dileklerimle!

İlginizi çekebilir: Zen ile yaşamak 3: Yeni anahtarlar ile yeni kapılar açabilmek

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp