X

Zen felsefesi ile kendinize yolculuk: Zen nedir, temel öğretileri nelerdir?

Zen felsefesi (zen budizmi) ne demek? Öncelikle zen kelimesinin anlamını açıklayarak başlayalım. Zen Çincede “meditasyon” anlamına gelen “Ch’an” kelimesinin Japonca karşılığı. Günümüzde genellikle “zen” olarak kullanılıyor. Zen felsefesini kısaca açıklamak gerekirse meditatif hal diyebiliriz. Yani zen felsefesinin temelinde meditasyon var. Bu felsefenin öğretileri ise kişiye daha mutlu ve pozitif bir yaşam vadediyor. Zen felsefesi nedir, zen öğretileri nelerdir, zen budizminin prensipleri nelerdir? Öğrenmek için okumaya devam edin.

Zen felsefesi nedir?

Zen felsefesi, Hint Mahayana Budizmi ile Taoizm’in bir karışımıdır. İlk olarak Çin’de başlamış, Kore ve Japonya’ya yayılmış ve 20. yüzyılın ortalarından itibaren Batı’da çok popüler olmuştur. Bu felsefenin özü mantıksal düşünce veya dil tarafından yanıltılmadan, hayatın anlamını doğrudan anlamaya çalışmaktır.

Zen öğretileri, diğer inançlarla uyumludur ve inancı hakkında mistik bir anlayış arayan farklı dinlere mensup kişiler tarafından da sıklıkla ilgi görür. Genellikle paradoksal görünse de düzgün bir şekilde uygulandığında, tamamen kendiliğindenlik ve nihai özgürlük ile sonuçlanan yoğun bir disiplin gerektirir. Bu doğal kendiliğindenlik, dürtüsellikle karıştırılmamalıdır.

Zen felsefesi aydınlanma için içimize bakmamızı sağlar. Cevapları kendi dışımızda aramak yerine, soruları bulduğumuz yerde bulabileceğimizi söyler. İnsanlar bu gerçeği felsefe yaparak, akılcı düşünerek, kutsal yazıları inceleyerek öğrenemezler. İlk adım, zihin ve bedeni içeren meditasyon ve diğer teknikler aracılığıyla zihinlerimizi kontrol etmeyi öğrenmektir.

Zen budizminin prensipleri

Zen felsefesi veya zen budizmini yaşamınıza dahil etmek için bazı unsurlara dikkat etmelisiniz.

  • Sadeleşin, yaşamınızdaki tüm fazlalıklardan kurtulun.
  • Davranışlarınız ve hayata bakışınız konusunda doğal ve gerçek olun.
  • Her durumda sakinliğinizi korumaya özen gösterin.
  • Farkındalık duygunuzu geliştirin ve yaşamınızın her alanına yayın.
  • Yavaşlayın, hayatın hızını yavaşlatmaya çalışın.
  • Önceliklerinizi belirleyin, zamanın değerini bilin ve buna göre davranın.

Zen yaşam tarzı, yaşamınızı olumsuz yönde etkileyen tüm unsurları kendinizden uzaklaştırmayı gerektirir. Hızlı yaşamak bunların başında gelir. Buna göre, ne kadar hızlı yaşarsanız farkındalığınız da o kadar azalır. Bu yüzden hayatı zamanın değerini bilerek, sindirerek yavaş bir şekilde yaşamak gerekir.

1. Duruşunuzu, nefesinizi ve zihninizi düzenleyin

Her şey iyi bir duruşla başlar. Dik oturduğunuzda, bağırsaklarınız ve organlarınız genişleyerek derin, onarıcı nefesler almanızı sağlar. Bu da artan odak ve netlik demektir. Zen öğretilerine göre, zihin ve beden ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır, yani fizyolojik ayarlamalar yapmadan zihinsel netliğe ulaşamazsınız. Bu yüzden Zen Budist rahipleri kaç yaşında olursa olsunlar kusursuz bir duruşa sahiplerdir.

2. İlişkilerinizde su gibi hafif olun

Çinli filozof Zhuang Zi, ilişkilerin su gibi hafif olması gerektiğini söyler. Her ne kadar bugün, aşırı paylaşım ve yoğun bağlantı çağında yaşıyor olsak da anlamlı ilişkiler geliştirmenin en sürdürülebilir yolu, başkalarının yaşamlarına hafifçe girmek ve kendinizle başkaları arasında bir sınır çizmektir. Bu, sizi başkalarının ihtiyaçları tarafından yönlendirilmekten korur ve kendi vizyonunuz için yer açmanıza olanak tanır.

3. Sözleriniz ve eylemleriniz birbiriyle örtüşsün

Zen budizmi, sözleriniz ve eylemleriniz arasındaki uyumu önemser. Zen yaşam tarzı benimsemek istiyorsanız sadece konuşmayın, yürüyüşe de çıkın. Eylemleriyle tutarlı bir şekilde konuşanlar, dürüstlük ve güvene dayalı anlamlı ilişkiler kurabilir ve yaşamlarına ilerleme ve netliği davet ederler. Bu yüzden konuşma şekliniz ve hareketlerinize dikkat edin.

4. Tüm karşılaşmaları besleyin

Çay törenlerinde yaygın olarak kullanılan bu Zen ilkesi (ayrıca Japonya’daki temel kültürel kavram), karşılaşmalarının geçici doğasını tanımlar. Çay ustaları Sen no Rikyu ve Ii Naosuke konuklarına çay ikram ederken toplantının asla tekrarlanamayacağı veya tekrarlanamayacağı gerçeğini onurlandırmak için olağanüstü bir dikkatle hareket ederler. Çünkü aslında bu, hayatta bir kez yaşanabilecek bir deneyimdir. Bu yüzden siz de tüm karşılaşmaları kutsal ve yeri doldurulamaz olarak ele almaya çalışabilirsiniz.

5. Çevrenizi hayran olduğunuz insanlarla donatın

Eskiden giysiler, kokularını korumak için bir lavanta kesesiyle birlikte saklanırdı; bu nedenle, bir süreliğine saklanmış bir bornozu giydiğinizde, güzel bir kokuya sarılırdınız. Bornozun kendisi elbette kokusuzdu – ancak miras aldığı koku, sabahları giyinme deneyimine anlam katardı. Bu ilke, yaşamdaki tüm ilişkilere uygulanabilir: Çevrenizi hayran olduğunuz insanlarla donatarak siz de onların güzel niteliklerini miras alabilirsiniz.

Zen öğretileri

Zen öğretisi, yapılan her şeyin özenle yapılması anlamına geliyor. Yani tıpkı yukarıda açıkladığımız gibi bu felsefeyi bir yaşam tarzı haline getirebilir, yaşamınızın her anına uyarlayabilirsiniz. Ayrıca zihninizi durdurmaya çalışmamalısınız. Yapılması gereken, her şeyi olduğu gibi bırakmak. Olduğu gibi kabul edilen ve bırakılan hiçbir şey zihinde uzun süre yer tutmaz. Geldiği gibi gider. Bu sayede, sonuçta dingin bir zihne sahip olabilirsiniz. Biraz da Zen felsefesinin temel öğretilerine değinelim.

1. Satori

Satori kelimesi, Japoncada “uyanıp aydınlanma” anlamına geliyor. Zen felsefesine göre birisi Satori’ye eriştiğinde her güçlükle baş edebilir ve yaşamın her anında keskin bir duyarlılık halinde olur. Yaşamın görünümü tümüyle değişir ve kişi kendi gerçekliğinde yaşamaya başlar.

2. Zazen

Zazen kelimesi Sanskritçedeki “dhyana” sözcüğünden geliyor ve oturarak yapılan bir çeşit meditasyon olarak biliniyor. Zen felsefesine göre Zazen’in amacı “sadece oturmak”. Amacı ise bedenimizi ve zihnimizi sakinleştirmemiz. Çünkü bu öğretiye göre insan kendi zihnini derinlemesine tanıyabilirse bir daha eski haline dönemez. Eğer denemek isterseniz “lotus” pozisyonunda oturun. Ortam sakin, loş ışıklı ve ılık bir sıcaklıkta; üzerinizde de rahat edeceğiniz giysiler olsun. Dik bir şekilde oturun ve oturma eylemine odaklanarak zihninizi yatıştırmaya çalışın.

3. Yürüyüş meditasyonu

Bir diğer zen öğretisi yürüyüş meditasyonu. Gün içinde sıklıkla yürüyoruz ancak çoğu zaman yürümek bizim için otomatik ve bilinçsiz bir eylem. Yürüyüş meditasyonunun amacı ise aslında adında saklı. Farkındalıkla yürürken önemli olan tek şey yürümek; bir yere varmak değil. Bu yüzden her adım yaşamın dinginliğini anlamanıza yardımcı oluyor. Denemek için yürüyün ama hiçbir şeyin sizi itmesine izin vermeyin. Adımlarınızda yalnızca dinginlik olsun.

4. Koan

Koan, Çincedeki “gong’an” kelimesinin Japonca okunuşundan geliyor ve anlam olarak “kamu davası” demek. Daha çok sadece sezgilerle anlaşılan hikaye ve diyalogları anlatmak için kullanılıyor. Eski ustaların yaşamlarından kesitler Koan kelimesiyle açıklanıyor. Zen felsefesindeki tüm Koan’ların özü çelişki. Aynı anda doğru ve yanlış olan bu ifadeler, düşüncenin ve mantığın ötesine geçmemize olanak tanıyor.

5. Shoshin

Shoshin kelimesi “başlangıç zihni” demek. Bu öğretiye göre bir konuda ne kadar bilgili olursanız olun, her zaman yeniden öğreniyormuş gibi hevesli ve önyargısız olmaya çalışmalısınız. Yani usta da olsanız aslında acemisiniz. Çünkü sadece gerçekten acemi olduğunuzda algınız maksimum seviyede açık olur. Her şeye karşı hevesli olabilirsiniz.

Zen felsefesi, kısaca zihninizin gündelik yaşamınız sırasında özgür olmasını amaçlar. Yaşamdan kopmayı ve soyutlanmayı değil, akışın içerisinde bu felsefeyi uygulamanızı ister. Zazen’in amacı sadece tek başınıza, sakin bir yerde oturmanız değildir. Bu farkındalığı yaşamın her alanına taşıdığınızda zen yaşam tarzını anlamış ve hatta uygulamış olursunuz…

İlginizi çekebilir: Senin meditasyonun hangisi: Bilmeniz gereken 8 farklı meditasyon yöntemi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale