X

Zeki insanlar, zor insanlarla ve durumlarla nasıl başa çıkıyor?

Hayatımızın pek çok alanında zaman zaman başka insanlarla kurduğumuz iletişimler bizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Hele ki bu insanlar “zor insan” olarak tabir ettiğimiz insanlarsa bu durum bizim performansımızı, motivasyonumuzu ve ruh halimizi etkileyebiliyor. Hayatımıza bu kadar yakından müdahale edebilen “zor insanlar” tanımını biraz açalım:

  • Öncelikle, mantığı ve mantıklı insanları küçümserler.
  • Bu tür insanların çoğu etrafa yaydıkları negatif enerjinin farkında değillerdir.
  • Genelde haksız oldukları konularda, haksız olduklarını kabul etmezler.
  • Yaydıkları negatif elektriğin oluşturduğu kaostan bir nevi tatmin duyarlar.
  • Bu tür insanlar başkalarının damarlarına basmayı ve durduk yere huzursuzluk çıkarmayı severler.

Zor insanlar ve zor durumlar herkesin üzerinde stres yaratabilir, bu oldukça normal bir durum. Fakat bu durum kişisel hayatınızı hatta sağlınızı etkilemeye başladıysa, problem burada başlıyor. Bu noktada stresle ve stres kaynağı olan bu insanlarla başa çıkabilmeyi öğrenmeniz gerekir. Bugüne kadar bu konuda yapılan araştırmalar, stresin beyinde kalıcı hasarlar bırakabileceğini söylüyor. Sadece birkaç gün strese maruz kalmak bile, hipokampustaki- beyinde hafızadan sorumlu önemli bir bölge-nöronların etkinliğini tehlikeye atıyor. Haftalarca maruz kalınan stres ise nöronları kalıcı olarak yok edebiliyor. Yani stresin, başarınız üzerinde çok fazla etkisi bulunuyorken sağlığınız üzerindeki olumsuz etkisi de göz ardı edilmemeli. Stresiniz kontrolden çıktığında performansınızda ve beyninizin çalışma şeklinde aksaklıklar meydana geliyor.

İş yerinizde yaşadığınız çoğu stres genelde spesifik nedenlerden oluşuyor. Ne var ki asıl dikkat edilmesi gereken stres, beklenmedik anlarda olanlar ve beklenmedik yerlerden gelenlerdir, çünkü en zor başa çıkılacak olan ve size en çok zarar verebilecek olanlar onlardır. Fazla baskı ve stres altındayken sakin kalabilmek ve duygularınızı kontrol edebilmek, iş yerindeki performansınıza direkt olarak yansıyacaktır. Zor insanlar beyninizi pek çok açıdan strese sokar ve sizler ne olursa olsun bundan kaçınmalısınız.

Almanya’daki Friedrich Schiller Üniversitesi’nin Biyolojik ve Klinik Psikoloji Departmanının en son araştırmasına göre, güçlü olumsuz duygulara neden olan uyarılara maruz kalma – zor insanlarla uğraşırken karşılaştığınız maruz kalma – konularının beyinde büyük bir stres tepkisine neden olduğu anlaşıldı. TalentSmart, bir milyondan fazla kişiyle birlikte bir araştırma yaptı ve iş yerinde en iyi performans gösterenlerin yüzde 90’ının sakin ve kontrol altında kalabilmek için duygularını stresli zamanlarda yönetme konusunda başarılı olduğu sonucuna vardı. Bu kişilerin en büyük özelliklerinden biri, zor insanları etkisiz hale getirme becerileridir.

Zor insanlarla etkili bir şekilde başa çıkabilmek için genel olarak, kendinizi, düşüncelerinizi kontrol etmenizi gerektiren bir yaklaşıma ihtiyaç duyarsınız. Unutulmaması gereken önemli şey, olayların farkında olduğunuzdan çok daha fazla, kontrolünüz altında olmasını sağlamaktır. İşte zor insanlarla ve yarattıkları stresle en iyi şekilde başa çıkabilen zeki insanların izledikleri yollar:

1. Sınırlar koyarlar

Çoğu şeyden şikayet eden ve olumsuz tavırlar sergileyen kişiler problemlerin çözümlerine odaklanmak yerine o anki duygularının kurbanı olurlar. Bu kişiler kendilerini sevdirebilmek ve hatalarını kapatabilmek için insanların kendilerine acımalarını sağlamaya çalışırlar. Genelde bu tür şikayetçi insanlar sürekli bir şeylerden yakınırlar. Böyle tavırlar, gün içinde modunuzu, ruh halinizi sandığınızdan çok daha fazla etkiliyor. İşte bu tür insanlardan kaçabilmek için, gerektiğinde onlara karşı sınır koyabilmeniz gerekiyor. Sınırları belirlemenin en iyi yolu, onlara sorunu düzeltme niyetinde olup olmadıklarını sormaktır. Bu soruyu sormak, onları sessizleştirecek veya konuşmayı üretken bir yönde yönlendirecektir.

2. Sadece kendileriyle yarışırlar

Zor insanlar irrasyonel tavırlarıyla sizi çileden çıkarabilirler. Bu mantıksız tavırlarla başa çıkabilmek için yapmanız gereken en önemli şey o kişilerle belirli bir iddialaşmadan ve yarıştan kaçınmak olmalıdır. Onları kendi oyunlarında yenmeyi denemekten vazgeçin. Duygusal kaosa tepki vermenize gerek yok, bunun size hiçbir katkısı olmayacaktır tam tersi zaman kaybıdır, onlara istediklerini vermeniz onları daha da tatmin edecektir ve bu tavrı takınmaya devam edeceklerdir.

3. Duygularını kontrol altında tutarlar

İş yerinizde insanlarla aranızda duygusal sınırlar koymanız, farkındalığınızı ve objektifliğinizi arttıracaktır. Çünkü hiç kimsenin sizin damarınıza basmasına ya da üstünüze gelmesine engel olamazsınız, onlar bunu yapmaya her zaman devam edeceklerdir. Bazen kendinizi çok zor seçimler yapmanız gereken durumlarda bulacaksınız, bazen sabrınız tükenecek, bazen de karşınızdaki kişi için üzüleceksiniz. Fakat unutmayın ki o insanlar, bencil tavırlar sergiliyorlar. Duygularınızı kontrol altına almak, bu tarz iniş çıkışlar yaşamanıza engel olacak, bu da sizin çok daha huzurlu ve sakin hissetmenizi sağlayacak. Bazen sizi zorlayan bu insanlara sadece gülümsemek ve başınızı sallamak en iyisidir.

4. Sonuna kadar mücadele ederler

Akıllı insanlar, özellikle düşmanı zehirli bir birey olduğunda, başka bir günle savaşmak için yaşamanın ne kadar önemli olduğunu bilir. Onlar her zaman motivedirler. Çatışma veya gerginlik halinde, denetlenemeyen duygularınız, sizi ağır hasar görebileceğiniz durumlara sokmaya neden oluyor. Duygularınızı kontrol edebildiğinizde, kriz anlarını akıllıca yönetebilir, bu tarz insanların sizin performansınıza ya da ruh halinize etki etmesine engel olabilirsiniz.

5. Probleme değil, sonuca odaklanırlar

Dikkatinizi verdiğiniz yer yani odağınız, duygusal durumlarınızı belirler ve başarınızı etkiler. Kendinize ve durumunuza göre iyileştirme eylemlerine odaklandığınızda, olumlu duygular üreten ve stres azaltan kişisel bir etki yaratırsınız.

Konu zehirli insanlara geldiğinde, önemli olan onların ne kadar sorun çıkarıcı insanlar olduğu değil, bunun karşısında sizin nasıl bir tutum sergilediğinizdir. Bu, sizin kontrolu ele almanızı ve bu pürüzlere takılmamanızı sağlayacaktır.

6. Asla unutmazlar

Duygusal açıdan akıllı insanlar çabuk affederler, ama bu unuttukları anlamına gelmiyor. Bağışlama, olan bitene izin vermenizi gerektirir, böylece devam edebilirsiniz. Bu, haksızlığa bir şans daha vereceğiniz anlamına gelmez. Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla gereksiz yere engellenmek istememektedir, aldıkları bu tutum onların bulundukları yolda ilerlemelerini ve gelişmelerini sağlar.

7. İç seslerini kontrol edebilirler

Bazen insanlardan gelen negatif enerjiyi olduğu gibi emeriz. Bazen bunun için sadece bir surat ifadesi bile yeterlidir. Size olumsuz davranan birine karşı kötü şeyler hissetmeniz çok doğaldır. Böyle durumlarda iç sesiniz; sizi daha fazla karamsarlığa da boğabilir, sizi sakinleştirip motive de edebilir, bu tamamen size bağlı. Olumsuz şeyler düşünmek gereksizdir ve bu şekilde sadece kendinize zarar verirsiniz. Bu durumlarla başa çıkabilen insanlar genelde, kendilerini iç sesleriyle olay anında sakinleştirebilme ve pozitif düşünceler üretebilme yetisine sahiptirler.

8. Uyku onlar için önemlidir

Yeterli miktarda uykunuzu aldığınızda, beyniniz kendini deşarj eder, bu sayede uyandığınızda tertemiz bir zihinle uyanmış olursunuz. Uykunuzu yeterince alamadığınızda ise; otokontrolünüz, dikkatiniz ve hafızanız olumsuz yönde etkilenir. Uyku eksikliği, stresli değilseniz bile stres hormonu seviyelerini tek başına yükseltir. İyi bir gece uykusu bu zor insanlar karşısında sizi daha olumlu, yaratıcı ve proaktif hale getirir. Sizin, bu tür zor insanlar ve durumlar karşısında yepyeni bir perspektif geliştirmenize katkıda bulunur.

9. Yardım ve destek almaktan çekinmezler

Her şeyi kendi başınıza halletmeye çalışmak cazip, ancak çoğu zaman yıpratıcıdır. Zehirli insanlarla başa çıkabilmek için, onlara yaklaşımınızdaki zayıf noktalarınızı tanımanız gerekir. Bu, zorlu bir kişi üzerinde perspektif kazanmak için destek sisteminize dokunmanız demektir.

Herkesin iş hayatında birlikte çalıştıkları, yeri geldiğinde bir şeyler danıştıkları bir yol göstereni vardır. Hayatınızdaki bu kişileri tespit edin ve zorlandığınız zamanlarda bu kişilerden destek almaktan çekinmeyin. Sadece basit bir şekilde yaşadığınız problemi sesli bir şekilde anlatmak bile, size yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Çoğu zaman anlattığınız ve danıştığınız kişiler sizin göremediğiniz bir çözüm yöntemi bulabiliyor çünkü o kişiler, yaşanan olayın duygusal yoğunluğundan uzaklardır ve onlar duruma en objektif şekilde bakabilirler.

10. Bütün bunları bir araya getirin

Bu sistemi zekice çalışması için uygulamadan önce bazı testleri geçmeniz gerekecek. Çoğu zaman, sorunlu insanlarla yaşadığınız etkileşimlerle kendinizi test edeceksiniz belki de çok zorlanacak ve yıpranacaksınız. Neyse ki beyninizin esnekliği, başarısız olduğunuzda bile, değişime izin verir. Zor insanlarla başa çıkmak için bu sağlıklı, stres yumuşatma tekniklerini uygulayarak beyninizi, kötü etkilerin olasılığını azaltacak şekilde eğitin. Göreceksiniz, değişimi bir kez deneyimledikten sonra sizi hiçbir şey yıldıramayacak.

Kaynak:
Entrepreneur

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale