X

Zamanınızı ve enerjinizi korumanıza yardımcı olacak 10 değerli öneri

Günlerinizin, zamanın nereye gittiğini merak ediyorsunuzdur.

Her zamankinden daha yoğunsunuz ancak çalışmaya ve yaşadığınız itiş kakışa rağmen iş anlamında çok azını ortaya koyabiliyorsunuz. Zaman sizin en değerli kaynağınız; fakat hiç olmadığı kadar hızlı uçup gidiyor. İş hayatınız inanılmaz derecede yoğunken, yapılması gereken işler hala çok fazla ve olduğu yerde duruyor. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması gerekiyordu; ama gerçekte tek yaptığı zorlaştırmaktan ibaret.

Günleriniz telaşla geçip gidiyor ve siz 5 farklı yönden aynı anda çekilip duruyorsunuz. Öncelikleriniz sürekli değişiyor. Posta kutunuza sürekli e-mail yağıyor. İş sorumluluğunuz oldukça yoğun değilmiş gibi iş arkadaşlarınız da sizi hep bir yerlere davet ediyorlar. Eve koşarak gelip ailenizin hazırladığı sofraya oturup yemek yedikten sonra hemen sosyal medya gündemini takip etmeye çalışıyorsunuz.

Tüm bunları doğru bir şekilde nasıl yapabilirsiniz ki?

Bunların hepsi oldukça yorucu hem de çok! Üstelik bunu yaşayan tek siz değilsiniz. Bu durum her gün birçoğumuzun başına geliyor

Siz TV’de magazin programlarında ya da şovlarında bize anlatıldığı gibi rahat rahat vakit geçirmek ve tutkularınızın peşinden koşmak istiyorsunuz ve bu ‘hayalin’ gerçek olmayacağını bile bile hayatınızda huzura hasret yaşıyorsunuz. Peki hayatınızı daha az stresli geçirmek ister miydiniz?

O halde size harika bir haberimiz var:

Bazı alışkanlıklarınızı değiştirerek zamanınızı ve enerjinizi korumanız mümkün. Eğer hazırsanız işte hayatınızı kurtaracak öneriler:

1. Bitirene kadar odaklanın

Bir işe başlamanın o işi yapmaktan daha büyük bir irade ve enerji gerektirdiğini fark ettiniz mi? Özellikle keyif almadığınız bir işi yapacaksanız bu daha da zordur.

Görevlerin yerlerini değiştirmek daha çok enerji harcamanıza neden olacaktır . Eğer bu görev daha önce yapmadığınız ya da alışkın olmadığınız bir işse, zihinsel olarak bu işi yapmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz ve bu sizi oldukça yorar. Bu yüzden bir kere başlarsanız o işi bitirmek için yeterli çabayı göstereceksiniz.

Elbette 8 saat durmadan çalışamazsınız. Bir oturuşta bir kitap yazamazsınız; ama 1000 kelime yazabilirsiniz. Bunu yapabilmenizin sırrı her 50 kelimede bir kahve molası vermemekten geçiyor.

2. Ölçek Ekonomileri kullanın

Eğer bir toptancıya gidip yüklü miktarda alışveriş yaparsanız aldığınız her bir ürün normal fiyatından daha ucuza gelecektir. Konu zaman olunca da aynı prensip geçerlidir. Aynı görevler yığınını aynı anda yaparsanız zamandan tasarruf edersiniz.

Mesela; siz asla bir anneyi ilkokula giden 3 çocuğu için ayrı ayrı beslenme çantası hazırlayıp okula yolladığını göremezsiniz. Anne beslenme çantalarını aynı anda hazırlar ve çocuklarını da aynı anda okula yollayarak değerli zamanından tasarruf eder.

Aynı iş tanımına uyan işlerinizi düşünün. Mesela; müşterilerinizden gelen e-mail’lere cevap vermek zorundaysanız 45 dakika boyunca kendinizi kapatın ve bu işe adayın. Tamamladığınızda da diğer işe konsantre olarak o işi tamamlayana kadar dönüp tekrar e-mail’lerinizi kontrol etmeyin

3. Hayattaki kesin alanlarda öngörülebilir olun

Bu size sıkıcı geliyor öyle değil mi? Peki Steve Jobs’un sıkıcı olduğunu söyleyebilir misiniz? İlk başta onun öngörülebilir bir insan olduğunu düşünmeseniz bile, biraz kendinizi zorladığınızda her gün sunum yaparken ne giydiğini tahmin edebilirsiniz; çünkü her gün aynı kıyafeti giyiyordu. Bu size ne kadar zaman kazandırabilir ki? Eğer bir kadınla konuşuyorsanız bu zaman oldukça fazla olacaktır.

Kıyafet için zaman harcamıyor olabilirsiniz ama bu prensibi hayatınıza entegre edebilirsiniz. Hayatınızda neyi otomatikleştirerek kolaylaştırabilirsiniz?

Belki finansal durumunuz ya da yemek hazırlama tekniğiniz. Her ne olursa olsun hayatta belli konularda kesin planlara sahip olursanız bu, seçenekler arasında kaybolarak zamanınızın çalınmasını engeller

4. Kendinize sade bir çalışma köşesi yaratın.
Çalışma masanızı düzenli tutmaya özen gösterin.

Görsel dağınıklık dikkatinizi başka yöne çekerek dağılmasına neden olur.  Eğer başarabiliyorsanız masanızı ve çalışma alanınızı sürekli temiz ve düzenli tutun. Elbette bazı kitap, raporlar, kahve fincanı gibi olmazsa olmaz eşyalar olacaktır; ancak masanız ödenmemiş faturalar, resimler ve okunmamış kağıt desteleriyle dolu olursa, konsantre olmanız oldukça zorlaşır. Kendinize huzurlu bir çalışma alanı yaratın. Zaten kargaşa içindesiniz, etrafınıza yenilerini eklemeyin.

5. Başarınızı adım adım planlayın

Planın başarısız olması, başarısız bir plan yüzündendir. ‘Plan’ yalnızca 4 harften oluşan bir kelime değildir. Aksine bundan çok daha fazlasıdır. Hayatın tadını çıkarmak istiyorsanız, ki hayatın tadını çıkarmak için çok zaman vardır, işe yarayacak bir planla gelmeniz gerekir.

Planlamaya ne dahildir? Kısa dönemden uzun döneme sıralanmış görevler, ulaşabileceğiniz anlamlı görevler. Amaçların ve dikkatinizi çeken projelerin listesini çıkararak işe başlayın; ancak bunu günlük yapılacaklar listesi şeklinde değil de size yol gösterecek bir kılavuz olarak görün. Aklınızdan asla çıkarmayın ki; başladığınız zaman kendinizi çok zorlarsanız, bu sizin demoralize olmanıza neden olur ve daha başlamadan sizi başarısızlığa mahkum eder.

Amaçlarınızı, ara amaçlarınız ve planlarınızı önem sırasına göre sınıflandırın ve bütün planların bir günde olmayacağı gerçeğini asla aklınızdan çıkarmayın. Bir günde 3 ana aktiviteden fazlasını planlamayın. Her gün bu sizin ne kadar zamanınızı alırsa alsın bir sonraki gün kaldığınız yerden devam edin. Bunu günlük, rutin, basit bir uygulama haline getirin.

Aynı zamanda gün içerisinde sevdiğiniz aktivitelere vakit ayırdığınızdan emin olun. Elinize alıp baktığınız zaman ‘yapmak zorundayım listesi’ oluşturmayın.

Kendinizle bir anlaşma yapın ve her gün yapmaktan gerçekten keyif aldığınız bir aktiviteyi yapın. Hayatı hiçbir şekilde sadece korkunç görevlerle doldurmayın.

6. Kendinizi yaptıklarınızla ödüllendirerek motive edin

Herkesin mutlaka bir ‘yapılanlar listesi’ olmalıdır ‘yapılacaklar listesi’ değil. Zorlu telefon görüşmelerini, ödev yapmayı bir egzersiz olarak görebilirsiniz; ama işe koyulmayı ertelediğiniz sürece daha çok pişman olacak ve bu kadar süredir henüz yapmadığınız ya da az aşama kaydettiğiniz için strese gireceksiniz.

Bu zorlu görevlerde, kendinizi bitirdiğiniz zaman sevdiğiniz şeylerle ya da aktivitelerle ödüllendirerek motive edebilirsiniz. Bu motivasyon aracı kurabiye de olabilir en sevdiğiniz takımın futbol maçını izlemek de. Bu işin sırrı kendinize işi tamamladığınızda mükemmel bir ödül vermekten geçiyor. Bu durum hayatınızda güçlü bir etki yaratacaktır.

7. Gereksiz korkuları kafanızdan atın
Kendinizi işe daha çok verebilmek için endişeleri kafanızdan atın

Endişeler zihnimizde önemli yer kaplarlar. Eğer hayal ettiğiniz kadar verimli olmak istiyorsanız, tüm endişelerinizden kurtulmanız gerekir. Basitçe beyninizin bir kısmı herhangi bir konuda endişeleniyorsa üzerine çalışmak istediğiniz konuya konsantre olamazsınız.

Peki ne yapmalısınız? Sizi endişelendiren her şeyi yazmaya başlayarak işe koyulabilirsiniz. Endişeyi tanımlama zorlayıcı bir güç yaratarak zihninizden uzaklaştırmasını sağlar. Bu hızlı egzersiz zihninizi temizleyerek tekrar işe koyulacak enerjiyi size geri verir. Yine de devam ediyorsa, bazı zamanlarınızda endişeniz üzerinde çalışarak kafanızdan atabilirsiniz.

8. Bekleme zamanını avantaja çevirin

Doktorun ofisinde ya da trafikte hep ‘boş zamanınız’ olacak. Gününüzün her dakikası %100 üretken olmak zorunda değilsiniz; ancak zamanınızı etkin kullanmak kendi elinizde.

Mesela; insanlar araba kullandıkları zaman Pimsleur Audio programını kullanarak yeni diller konusunda uzmanlaşıyorlar.  Eğer yeterince hırslıysanız, siz de sesli kitabı kolayca indirip işe giderken aynı anda hem okuyup hem de dinleyerek yeni bir dil öğrenebilirsiniz. Kaybedecek neyiniz var? Ana fikri aldıysanız boş zamanın boşa geçen zaman olmasına izin vermeyin.

9. Hızlı okumayı öğrenin

Haberler, e-mail’ler, Facebook sayfanız, iş dökümanlarınız, en sevdiğiniz blog sayfaları…vb. Her gün bunları okumaya kaç saatinizi ayırıyorsunuz? Birkaç saat mi? Okuma hızınızı iki katına çıkardığınızı düşünün. Bu size en kötü ihtimalle 1 saat kazandırdığını varsayarsak kendinizi hızlanmanız için alıştırma ve tekrar yapacak zaman yaratmalısınız. Her gün 1 saat kazanmak haftada 7 saate eşdeğerdir ki bu bir günlük mesainize yakındır.

Bahse varız bu söze aşinasınız: ‘Liderler iyi okuyucudurlar’. Eğer lider olmak gibi bir amacınız yoksa bile dünyadan haberdar olmak için mutlaka okumalısınız. Daha hızlı bir okuyucu olmak kendinize yatırım yapmaktır

10. Kendinizi verimli bir insan olarak düşünün

Henry Ford’un dediği gibi: Yapabileceğinizi de yapamayacağınızı da düşünüyorsanız, haklısınız’  Bir şeyi yapamayacağınızı düşünürseniz başarmadan bırakır mısınız? Bu kavgaya girmeden bırakmaktır.  Bugün profesyonel atletler zihinlerinde hep yarışları kazandıklarını hayal ediyorlar. Atletler gerçekten sürekli bunu düşünüyorlar. Bu bize zihnimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bir atlet zihninde kendini daha hızlı koştuğunu resmediyorsa, siz kendinizi daha çok sıkarak daha verimli olduğunuzu düşünmez ya da hayal etmez misiniz? Eminim cevabınız ‘EVET’ olacak.

Her sabah uyandığınızda kendinizi verimli bir insan olarak düşünme alıştırmaları yapın. Emin olun her günün sonunda hedefe bir adım daha yaklaşacaksınız.

Sonradan akla gelen fikir:

Hepimizin her gün aynı 24 saati var. Eğer kendinize daha fazla zaman yaratmak istiyorsanız, kendinizi uykudan mahrum bırakmanız gerekir. Zaman sizin için durmaz. Unutmayın yoğun olmakta bir sıkıntı yok. Eğer hiç yoğun olmasaydınız hayatınızı dolduracak bir şey bulamazdınız. Şimdi sıra sizde! Yukarıdaki stratejileri uygulayarak daha verimli bir insan haline gelin. Peki sizin enerji ve zamanınızdan tasarruf etmek için uyguladığınız plan nedir? Bizimle stratejilerinizi paylaşmak isterseniz sizi dinlemek isteriz.

Kaynak:

marcandangel.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hayallerinizi gerçekleştirmek için harekete geçin

7 adımda sabah rutininizi değiştirerek hayatınızı güzelleştirebilirsiniz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale