X

Zamanını bekleyenler: Zamanın kendisine “zaman” tanıyabilmek!

“Kılavuzun daima kalbin olsun, omzun üstündeki kafan değil…”
Şems-i Tebrizi

Birçoğumuzun inanmadığı bir gerçektir… Veya inanmak istemediğimiz bir gerçektir diyelim. Neden diye sorgularız, neden istediklerimiz o “anda” olmaz? Neden isteriz ve isteriz ve isteriz, yine de o iş, o ev, o araba, o sevdiğimiz kadın veya adam çıkıp da gelmez! Halbuki bir kenara bıraktığımızda, hayırlısı ne ise o bana gelsin dediğimizde ve evet aslında “zamanını” beklediğimizde yani diğer bir deyişle zamana bırakıverdiğimizde o “şey” döner dolaşır ve bize geliverir!

Neden aslında biz “olmuyor”, “olmuyor”, “olmuyor” diye söylenmeyi bırakıverdiğimizde her şey birden bire değişiverir? Neden biz “olmayana” istediğimiz anda “olmamış” olana, hala hayatımızda “gözümüzle göremediğimiz” bir değişikliğe odaklanmayı bir kenara bıraktığımızda her şey (evet ama her şey) birden değişiverir?

Ben bugün sizlerle birlikte hayatımıza verdiğimiz aslında “zamanın kendisine tanıdığımız zaman” kavramına bakalım istiyorum. Sizce bizler zamana, bildiğimiz akışa, bildiğimiz oluşa, bildiğimiz hayata “zaman” tanıyor muyuz? “İsterim ve zamana bırakırım; en iyisi, en doğrusu, benim için en güzel olanı mutlaka bana gelir” diyerek sırtımızı koltuğumuza yaslayabiliyor muyuz? Ya da yaptığımız bir arkadaşımıza “isteyip de” içimizden geçirip de bir türlü karşımıza çıkamayanları büyüte büyüte anlatıvermek midir? Yoksa yaptığımız günümüzün çoğunu “olmayanlara” odaklanarak bize gelmeyenlerden yakınarak geçirmek midir?

Şöyle bir örnekle başlayalım istiyorum. Gelin kendimizi zamanın yerine koyalım. Bir dilek duyuyoruz örneğin “yeni bir araba” istiyorum. Bu o anda olabilir miydi, evet olabilirdi… Fakat zamanın “prensibine” uymamız gerekir, eğer her şey aynı anda tezahür etseydi “canımı al” dediğimizde oracıkta can vermemiz, veya “hakkımızda kötü bir dua edildiğinde” anında gerçekleşmesi gerekirdi… Bu yüzden zamana zaman verdiğimizde o kendi bildiği gibi sadece “istediğimizi” bize getirmek üzere yola çıkacaktır… Evet, bir araba bir şekilde bir zamanda (ama illa ki gerçek doğru bir zamanda!) bize mutlaka kısmet olacaktır… Bize verilecektir… Zaman karşımıza öyle güzel bir kurguyla dikiliverecektir ki evet hep istediğim araba işte karşımda diye düşüneceğiz…

Fakat bunun tek kuralı var, ne istediğimizden kopmamak… Olmuyor diye “şu anda” tezahür etmemiş olan yerine bize gelmeye hazırlanan, bizim için yolları açılmış olan, bize bahşedilenlere odaklanabilmek… Yani “zamana zaman tanıyabilmek”… Evet, beklemek, beklerken üzerimize düşeni gerçekleştirebilmek, dileğimizi kalbimizde günden güne bir gülü büyütür gibi büyütebilmek…

Birçoğumuz ne mi yapıyoruz? Burada anlattıklarımın tam tersini… Bir soru sorulduğunda küskünlüklerimizi anlatıveriyoruz örneğin, ne isterdin denildiğinde “istediklerim asla olmuyor ki” diye cevap vermeyi seçiyoruz… Nasıl olsun dilerdin diye sorulduğunda ise çoğunlukla “hiçbir şey benim istediğim gibi gerçekleşmiyor neyi anlatayım” diye geçiriyoruz içimizden… Ya zaman böyle işlemiyorsa, ya zaman gerçekten “zaman” verdiğimizde gerçekten doğru olan zamanda her şeyi ama her şeyi bize bahşetmeye hazırsa? Ya zaman bu evrende bize bahşetmek üzere programlanmışsa… Ya sadece biraz “zaman” vermek gerekiyorsa!

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sevgili sen, bugün bir değişiklik yap istiyorum. Kocaman güzel bir şey dile, kendin için, kardeşin için, annen veya baban için… Sonra bunu tüm kalbinle tüm inancınla “zamana” teslim et… En güzelinin hatta düşlediğinden bile iyisinin sana geleceğinden emin olduğunu tekrarla… Ne zaman umutsuzluğa kapılırsan zamanın seninle senin yanında ve en önemlisi senin için burada olduğunu hatırla… Ne zaman ki dilediğin karşına çıkacak olursa işte o zaman, “zamana” teşekkür et!

Zamanı zamana bırakmaya hazır mısınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale