X

Zamanı durdurun, inecek var: Saint Paul De Vence

Saint Paul De Vence 14.yüzyılda inşa edilen savunma surlarının içine gizlenmiş bir Ortaçağ dağ köyü. Zamanında askeri amaçlı kurulmuş. Günümüzde ise özellikle son 1-2 senedir Fransa’nın turizm cennetçiği.

Köy Nice’ten 20 km uzaklıkta, otobüsle 1 saatte ulaşıyorsunuz. Bol yokuşlu yollardan kıvrıla kıvrıla geçip, sağınızda zeytin ve çam ağaçları içinde bir tepede tarihi bir filmden fırlamış gibi karşınıza çıkıyor. İçeri girdiğinizde bu kadarcık köyün ne kadar insanı alabildiğine hayret edeceksiniz.

Saint Paul De Vence 1900’lerin başında ünlü sanatçıların akınına uğraşmış. Kiminin resmine, kiminin kitabına ilham kaynağı olmuş. Picasso, Cezanne, Matisse, Jean Paul Sartre bu ünlü isimlerden sadece birkaçı. Sanatla bağını da koparmamış…

Köyü gezmeye De Gaulle Meydanı’ndan başlayın. Meydanın en ünlü mekanı Colombe d’Or yani Altın Kaz Hanı. La Colombe d’Or’da mutlaka bir öğle ya da akşam yemeği yiyin. Picasso ve Matisse burada kaldıklarında ödemeyi resimlerle yapıyorlarmış. Tarihi bir mekan, içerisi kasvetli görünüyor ama Matisse ve Picasso’ya güvenin.

Ana cadde Rue Grande’ı takip ederek yola devam ederseniz önünüze sanat galerileri ve butikler çıkacak. İlerlerken 1800’lerde yapılan dev bir çeşmeyi görmeyi atlamayın. Zaten köydeki her şey çok estetik, posta kutuları ve çeşmeler bile…

Galerilerdeki eserlerin sanatçılarıyla tanışmanız mümkün. İlgilendiğiniz eserle ilgili bilgi vermekten kaçmıyorlar. Bazı sanatçılar evlerinin alt katını galeri olarak kullanıp, üst katta sanat üretiyor ve yaşıyorlar. Bu şekilde yaşayan Brezilya’lı bir ressamla tanıştık hatta… Bu arada butiklerde ya da galerilerde ucuz bir şey bulmayı beklemeyin. Euro’nun TL’yi nakavt ettiği gerçeği yüzünüze bir tokat gibi çarpacak. Ama umutsuzluğa kapılmayın, bakmak ve fotoğrafını çekmek bedava.

Maeght Vakfı da bölgenin sanatla ilgili önemli kurumlarından. Avrupa’nın en büyük 20. yüzyıl sanat koleksiyonlarınlarından birini içeriyor.

Geçici sergilerin yanı sıra kalıcı olarak sergilenen eserler de var. Turist Bilgilendirme Ofisi’nden kendinize bir rehber bulup, içeriyi o şekilde gezmenizde fayda var.

Saint Paul De Vence’de gezerken bol miktarda zeytin ağacı ve asma göreceksiniz. Zaten Güney Fransa’nın roze şarapları meşhur biliyorsunuz. Buraya kadar gelmişken La Petite Cave de Saint Paul’e mutlaka uğrayın. Dükkan adeta bir mağara. Sahibi Frederic, kendisi aynı zamanda bölgenin önemli somelier’lerinden. 700’e yakın farklı şarap satıyor. Dilerseniz tatlarına bakarak satın alabilirsiniz.

Mutlaka uğramanız gereken ikinci önemli dükkan ise Maison Bremond. Dünyanın neredeyse her yerine gemiyle, uçakla gönderim yapan muhteşem bir reçelci. Küçükten büyüğe pek çok farklı boyda, farklı reçeli tadarak alabilirsiniz. Reçellerin hemen yanında ekmek dilimleri duruyor, sürüp sürüp yiyin. Biz 1 senelik tatlı kotamızı burada doldurmuş olabiliriz. Reçeller dışında karamellerini mutlaka tavsiye ediyorum. Bu arada inanılmaz güzel sepetler de satıyorlar. İster plaja giderken, ister günlük hayatta kullanmalık çantalar olarak değerlendirebilirsiniz.

Gitmişken şuraları da mutlaka görün:

  • St. Mathieu Şapeli
  • The Collegiale Kilisesi

Saint Paul De Vence’in ilerisinde ise Vence isminde başka bir kasaba var. Otobüsle ulaşabilirsiniz.

Burada ise Matisse’in yaptırdığı eşi benzeri olmayan bir kilise var: Chapelle du Rosaire de Vence. Yani Gül Şapeli. Matisse’i ateist olmasına rağmen bir şapel tasarlamaya iten neydi?

Zamanın çoğu sanatçısı gibi Matisse de Paris’i bırakıp Cote d’Azur’a gelir. O dönemde de kansere yakalanır. Doktorların tavsiyesi üzerine oraların yaylası olan Vence’te ev tutar. Bir hasta bakıcı işe alınır: Monique Bourgeois. Matisse hastalığını yener, Paris’e döner. Monique ise Dominic Rahibeleri Manastırı’na kapanır. Matisse ile aralarında bir gönül dostluğu oluşmuştur. Monique yıllar sonra Matisse’i köye dönmesi ve bir kilise tasarlaması için ikna eder. Papazlar ateist ve çıplak kadın resimleri çizen birinin kilise tasarlamasına itiraz ederler. Fakat sonunda Matisse kazanır. Matisse sadece kiliseyi tasarlamakla kalmaz, papaz kostümlerinden, renkli vitraylara kadar her şeyi kendisi üretir. Güneş batmaya başlayınca renkli cam vitraylardan güneş içeriye geçiyor ve şapel sürekli renk değiştiriyor. Papaz kıyafetlerine bayıldım, günümüzün hipster kıyafetleri gibi değil mi? Alt katta da Matisse müzesi var.

Cote d’Azur benim için sürpriz yumurta gibi. Çoğu insan gidip “tipik Akdeniz” duygusuyla geri dönüyor. Oysa biraz bilerek, biraz araştırarak gittiğinizde tipik Akdeniz şehirlerine saplanmıyorsunuz, daha rafine bir tatil deneyimi yaşıyorsunuz. Güney Fransa’da bir sonraki durağımız sizce hangi köy?

 

İlginizi çekebilir: Dünyanın en önemli parfüm üretim noktalarından biri: Grasse

Didem Tekin: 1985 Hatay doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümünden mezunum. Türkiye’nin büyük global reklam ajanslarında yaklaşık 11 sene kadar müşteri ilişkileri departmanında farklı pozisyonlarda çalıştım. 2017 yılında, klasik anlamda reklamcılığı bırakmaya karar vererek, sene sonunda About Us isimli organizasyonu kurdum. Reklam geçmişimi kullanarak markalarla yetenekli insanları buluşturduğum ve iletişim çözümleri sunduğum bir iş yapıyorum. Yeme, içme ve seyahat kendimi bildim bileli en büyük tutkum. Seyahatlerimi planlarken, sıradan tavsiyeleri okuyup, farklı bir yolculuk yaratmaya çalışmayı hiçbir zaman sevmedim. Bu yüzden buradayım, gezdiğim yerlerin birilerine farklı bir bakış açısı sunmasını sağlamak istedim. Onlyforeaters isminde, yeme içmeye dair deneyimlerimi paylaştığım, mütevazı bir Instagram hesabım var. Yurt dışı seyahatlerimi planlarken “nereye gitsem?” yerine önce “ne yesem?”i düşünürüm. Bu yüzden daha çok yiyebilmek için spor yapıyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale