X

Zamana ve çevresel faktörlere karşı koyan ikonik bakım: L’Occitane Shea Butter El Kremi

Gün içinde ellerinizi ne kadar sık kullandığınızı bir düşünün… Bir şeyler anlatırken, sunum yaparken, yemek hazırlarken, kendinizi jestlerle ifade ederken, giyinirken, yazı yazarken… Hepsinde ellerimiz ne kadar ön planda, öyle değil mi? Hatta belki de zor olan ellerimizi kullanmadığımız bir anı düşünmek. Peki, ellerimizi bu kadar yoruyorsak, onlara ‘gerçek’ bir bakım vermemiz de gerekmez mi?

Yalnızca çok kullandığımız için değil, aynı zamanda dış etkenlere sürekli maruz bıraktığımız için de ellerimizin derinlemesine etkili bir bakımı hak ettiğini söyleyebiliriz. Üstelik, yaş almanın cilt üzerindeki ilk belirtilerini de ellerimizde görmeye başladığımız için gençliğin ve güzelliğin sırrı da bakımlı ellerden geçiyor diyebiliriz. Dolayısıyla, ellerimizin hak ettiği değeri görmesi şart. Bunu sağlayabilecek ikonik formül ise; bir el kreminden çok daha fazlası olan L’Occitane Shea Butter El Kremi. Peki, dünyada her 3 saniyede bir satılan* bu ikonik bakım kremi, ellerimize nasıl oluyor da hak ettiğinden de fazlasını sunmayı başarıyor? İşte cevaplar…

*2022 tüm yıl, tüm satış kanalları, 10 ml boyu hariç tüm Shea Butter el kremi formatları

Yalnızca cilde değil, kalbe de dokunuyor

Klasik el kremleri, yalnızca dışarıdan bakım yaparken Shea El Kremi, sadece fiziksel değil, içten de fark yaratıyor -ne de olsa gençlik sadece görünüşte değil, aynı zamanda içimizde.- Elleri bambaşka bir duygu ile sarıp beslemesinin yanı sıra, duyuları da canlandırarak hem fiziksel hem de zihinsel rahatlama sağlıyor. Adeta, tenimize dokunan sıcacık bir öpücük gibi içimize işlemeyi başarıyor; işte bu yüzden Shea El Kremi, çok ‘daha fazlası’ oluyor. Yoğun ve zengin yapısı hızlıca emilirken ciltte yağlılık hissi kalmıyor ama ciltte hızla emilip iz bırakmadan kayboluyor olsa da L’Occitane Shea Butter El Kremi’nin kalbimizdeki izi hiç silinmiyor…

Zengin içeriğiyle bir el kreminden fazlasına dönüşüyor

Shea El Kremi, içeriğindeki %20 shea yağı konsantrasyonu ve Omega 6 bakımından zengin olması ile yoğun nem vererek elleri onarıyor, besliyor ve koruyor. Üstelik yalnızca soğuk havalardan dolayı daha fazla zarar görebilecek kış aylarında değil; her mevsim bakıma ihtiyacı olan ellerimiz, bu şımartıcı dokunuşlarla yılın her günü şahane bir görünüme kavuşabiliyor. Gözle görülür bir şekilde kurudan yumuşacık ve esnek hale gelen eller sayesinde, hem cildimiz hem de ruhumuz doyuyor. L’Occitane’ın bu ikonik bakım kremi, her kullanımda cildi beslemenin çok çok ötesine geçiyor.

Hem cildin doğal yapısına hem de doğaya saygı duyuyor

Cildin uyumlu bir dengede kalmasını sağlayan Shea El Kremi, cilt mikrobiyotasına saygılı formülü sayesinde elleri, dış faktörlerin ve stresin olumsuz etkilerinden koruyor. Kuru ve çok kuru cilt tiplerini bile rahatlatan, %96 doğal kökenli bileşenlerden oluşan temiz içeriği ve %95 geri dönüştürülebilen alüminyum ambalajı ile doğayı da unutmuyor ve cildi korurken dünyamızı da koruyor. Temiz içeriği, geri dönüştürülebilir ambalajı, ekosistemi, toplulukları ve cildimizi beslemesi ile Shea El Kremi, hep daha fazlası…

Tüm duyuları harekete geçiren bir maneviyat sunuyor

Shea El Kremi’nin benzersiz dokusu ve zengin shea yağı içeriği, tenimize değdiği ilk andan itibaren tüm duyuları harekete geçiriyor ve dokunma duyusunu fiziksel olmanın ötesinde içgüdüsel bir duyguya dönüştürüyor. Shea yağının o besleyiciliği, içimizdeki incelik ve maneviyatı da besleyerek bize eşsiz hisler deneyimletiyor. Bu hissi bizlere en iyi anlatan isimlerden biri olarak ise karşımıza L’Occitane’ın marka elçisi, görme engelli oyuncu Aria Mia Loberti çıkıyor. Anthony Doerre’nin All The Lights We Can Not See isimli Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan Netflix dizisinde yer alan başarılı oyuncunun elleri ve benzersiz dokunma hissi, ona yüzeyde görünenden daha fazlasını veriyor, tıpkı L’Occitane Shea Butter El Kremi’nin de ‘daha fazlası’nı vermesi gibi…

Ellerimizin yaptığı her dokunuş, aslında bizlere ya bir hikaye anlatıyor ya da yeni bir hikaye yazıyor; her yeni anımıza, her yeri yaşımıza bir nişane bırakırcasına… Bu nedenle, ellerimize gösterdiğimiz özen, sadece fiziksel güzellik için değil, aynı zamanda kendimizle, dünyayla kurduğumuz o duygusal bağı iyileştirmek, coşkulu gençlik hissini beslemek için de çok önemli. Neyse ki Shea El Kremi sayesinde, hepimiz bunu yapabilme gücüne sahibiz.

Siz henüz bu bakım deneyimini yaşamadıysanız veya yine, yeniden yaşamak istiyorsanız, kışın soğuk günleri geride kalmadan, ikonik ambalajı, ikonik içeriği, ikonik dokusu ve ikonik bağlarıyla vazgeçilmeziniz olacak L’Occitane Shea Butter El Kremi için hemen tıklayın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Duş rutinini keyifli bir ritüele dönüştürmek isteyenlere: L’Occitane Almond Shower Oil

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale