X

Zaman yönetimi üzerine: Zamanı iyi kullanıyorsun da haberin yok

Zamanı nasıl kullanmamız gerektiği konusunda kafamız karışık. Zaman yönetimi eğitimi alıp öğrendiklerimizi bir türlü hayata geçiremiyoruz. Çünkü Batı kaynaklı bu tür eğitimler, bizim kan grubumuza, kolektif bilinçaltımıza uymuyor.

Önceki yazımda anlatmıştım, Batılılar hayatı kendine uydurmak, kontrol etmek ister. Hayat dediğimiz şey aslında zaman olduğuna göre, bunu nasıl kontrol edebileceğini de şöyle belirlemiştir:

1. Zamanı belli birimlere böl,
2. Her birimde ne yapacağını belirle,
3. Odaklan ve yap.

Yani her şey sırasıyla, “one thing at a time”, düzenli, belirli bir plan dahilinde yürür. Kontrol dışı bir şey olursa, o arada planda olmayan bir ziyaretçi vs. ortaya çıkarsa Batılı çok rahatsız olur, esnek olamaz, kendini yeni duruma uydurmakta zorlanır. Özellikle Kıta Avrupa’sında iş zamanı, aile zamanı, dinlenme zamanı kesin sınırlarla birbirinden ayrılmıştır.

Bu tür “ardışık kişiler”den “senkronik”* olmasını beklemek onları kaygılandırır ve sinirlendirir. Onlara göre işler, belirlenmiş plan ve ritmle, hep bir sonraki hedefe odaklanarak, adım adım yürümelidir. Zaman, onları geleceğe hazırlayan, hedeflerine yaklaştıran bir araçtır.

Biz hem Batılı, hem Doğuluyuz. Bizim hayatı, yani zamanı kontrol etme konusunda bir iddiamız yok. Hayat geçiyor, biz de ona uyuyoruz –kimi zaman koşarak, kimi zaman yan gelip yatarak. Zaten nasıl olsa her şeyi kontrol edemeyeceğimizi biliyoruz. Bir yerde her şey olacağına varır. Bu yüzden bizim çabamız, geleceğe hazırlanmaktan çok “şimdi”yi atlatmak, günü kurtarmak…

Biz zamanı birimlere, bölümlere ayrılmadan, her şeyi bir arada ve aynı anda yapabiliriz. Bir yöne giderken başka bir yöne sapabiliriz –yani beklenmedik durumlara, kendimizi hızla uydurabiliriz. Bizim insanımız email’ine, sms’ine cevap yazarken karşısındakine laf yetiştirebilir. Garsonumuz aynı anda üç, beş masadan sipariş alabilir. Belli bir zamanda sadece bir kişiyle muhatap olabilen Batılı garsona sinir olur, onu beceriksiz buluruz. Çünkü biz “ardışık” değil “senkronik” kişileriz; aynı anda birçok işi götürebiliriz. Bu anlayış bizi pratik ve esnek, aynı zamanda düzensiz ve reaktif kılıyor. Ardışık kişiler bütün dikkatini elindeki işe verirken, bizim dikkatimiz kolayca dağılabiliyor.

Plan, program, strateji gibi sözcükler dilimize İngilizce’den girmiştir. Bizde işlerin illa planladığımız anda başlayıp bitmesi çok önemli değildir. Esnemeler, gecikmeler olabilir, nasıl olsa da herkes bu duruma alışıktır. Öyle düşünürüz.

Bize göre zaman, birçok işin simültane (eş zamanlı) yürüdüğü, her an, her yöne doğru sapmaların yaşandığı bir düzlemdir.
Batılıya göre zaman, ileri doğru giden düz bir çizgidir.

Bizim coğrafyamız, iklimimiz, yaşayışımız, kolektif bilinçaltımız düz çizgi değil; acının tatlının, işin, ilişkinin, sohbetin, kederin bir arada yaşandığı, iç içe geçtiği bir düzlem. Bazen işleri çabuk çabuk yapmak, bazen zamana bırakmayı bilmek lazım. Kültürümüz bu zenginliği, “multitasking” becerisini vermiş zaten; bunun tadına varmak, kıymetini bilmek lazım. Reaktif olmaya, hatta bazen yan gelip yatmaya olan yatkınlığımızı bilip, kimi zaman önüne geçmek lazım.

Sonuçta bizim için hayat oyunu satranç ya da sudoku değil, tavla: Her şeyi doğru yapsan da bazen şans yaver gitmiyor. Ya da bazen acemi şansı yardım ediyor. Biz iyi oynayalım, şans da yardım eder elbet.

Kum saatiyle değil, arada çayımızdan bir yudum alarak, iki çift laf ederek oynayalım. Sonuçta yenmek mi önemli, oyunun zevkine varmak mı?

Makalede yazılanların nedenini, bilimsel temelini ve sonuçlarını “Türk’ün Aklı Nasıl Çalışır” kitabında bulabilirsiniz.

*Araştırmacı Trompenaars, işleri bir bir, sırasıyla yapan kişileri ardışık, aynı anda yapanları ise senkronik olarak tanımlamıştır.
Trompenaars K. (1993). Riding the Waves of Culture: Understanding Cultural Diversity in Buisiness. London: Nicholas Brealey.

İlginizi çekebilir: Hayatı mı kendinize uydurmaya çalışıyorsunuz, kendinizi mi hayata?

İdil Sevil: Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun olan İdil Sevil, iletişim alanındaki lisansüstü eğitimini Boston'da bulunan Emerson College'de tamamladı. 2000 yılından bu yana çalıştığı Baltaş Grubu'nda eğitim program yöneticiliğinin yanı sıra e-öğrenme içerik sağlayıcılığı ve yardımcı yazarlık yaptı. Uluslararası kurumlarda yürüttüğü Kültürlerarası Farkındalık eğitimlerinde edindiği birikimi "Türk!ün Aklı Nasıl Çalışır?" ismiyle kitaplaştırdı. Hayatı hakkını vererek yaşama yollarını sürekli arıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale