Zaman aşımına uğrayan hedefler: Amaçlarımız hayatımızda nasıl bir yer tutar?
Gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizi veya hayallerinizi düşündüğünüzde, yıllar geçse de listenizden asla eksilmeyen maddeler vardır. Çoğu zaman ona ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini çok iyi bilir ancak bir şekilde önceliklendirmezsiniz ve zaman akıp gitmeye devam eder. Aklınızın bir köşesinde hep vardır ve ulaşmak istediğinize eminsinizdir. Sadece sıra gelmez.
Sizin için herhangi bir çağrışım yaptıysa eğer bu cümleler, dikkatlice düşünmenizi isterim. Belki de hayatınızdan bir yükü, kendinize koymuş olduğunuz bu yükümlülüğü serbest bırakmanın zamanı gelmiştir.
Ulaşmayı hayal ettiğimiz veya hedeflediğimiz her şey duygularımızla ilgilidir. Ulaştığımızda hissetmek istediğimiz duyguyu hayal ederiz veya başkalarına başardığımızı söylediğimizdeki duyguyu hissetmeyi arzularız. Özgüven, güç, mutluluk, gurur, sevgi, saygı, takdir vb. adına her ne koyacak olursanız olun, eğer yakından bakarsanız ulaşmak istediğiniz her hedefin altında yatan ve ortaya çıkartmak istediğiniz duyguyu bulabilirsiniz.
Hedefiniz gerçekleştiğinde ne olacak? Çevrenizdekilere neler söyleyeceksiniz, onların tepkilerinin nasıl olmasını hayal ediyorsunuz? Hayatınızda neler şu ankinden farklı olacak? Nasıl hissedeceksiniz?
Hedefinize ulaşma isteğinizin altında yatan duygu, temel motivasyonunuzdur. Elbette, ulaşmak istediğiniz pek çok yan hedefler de sayabilirsiniz. Ancak bu duyguya ulaşmak istemek esastır. Diğer bir yandan, eğer hayatınızda herhangi başka bir şekilde bu hedefi gerçekleştirmekten almak istediğiniz duyguyu alabiliyor ve besleyebiliyorsanız, hedefinizi gerçekleştirmenin sizin için anlamı ve önemi azalacaktır; çünkü artık duyguyu alabilmişsinizdir, hedefinize ihtiyacınız yoktur.
Burada aslında vermek istediğim mesaj şu ki; çok uzun zamandır yapmak istediğiniz ama yapmadığınız, ulaşmak istediğiniz ancak adım atmadığınız ne varsa bir kağıda dökün ve üzerinde gerçekçi düşünün, belki de artık bu hedef sizin için önemli olmaktan çıkmıştır? Belki de gerçekten önceliklendirmemenizin altında almanız gereken bir mesaj vardır?
Zihninizin bir yanı bunun mümkün olabileceğine inanmışken, diğer bir yanı şöyle diyebilir: “Ama ben buna ulaşmayı gerçekten istiyorum, hayatım boyunca hep istedim.” İşte bu direnen tarafınız aslında burada farklı bir korkuyu dile getirir. Hedefsiz kalmak insanı korkutur. Aksiyon almak, onu gerçekleştirmek de bir nevi hedefin kendisini ortadan kaldıracağından bir türlü adım atılmayabilir. Bu noktada hedef, artık hedef olmaktan çıkmıştır. O hep orada durur ve durması size rahatlık verir.
Çevrenizde gerek kendinizi gerek başkalarını hep aynı cümleleri kurarken veya ulaşamadığı ama mutlaka bir gün ulaşacağı hedefinden bahsederken duymuşsunuzdur. Muhtemelen bu hedeften alınmak istenen duygu başka bir yoldan elde edilmiştir ve artık bu duyguyu elde etmek amacıyla bu hedefi gerçekleştirmeye ihtiyaç yoktur aslında.
Gerçekleştirilemeyen her neyse, onun misyonu artık gerçekleştirilmek değil, hayatınız boyunca tutunacağınız bir dal olmaktır.
Hedeflerin amacı bizi ilerlemek için motive etmek, yolda tutmak ve gideceğimiz bir sonraki noktayı belirlemektir. Adım atmak ve ilerliyor olmak burada esastır. Hedeflerimize amacından farklı anlamlar yüklememeliyiz. Eğer böyle olduğunu düşündüğünüz “hedefleriniz” varsa, kendinize izin verin ve onları serbest bırakın. Sıkıca tutunduğunuz şeyi bırakmak korkutucu gözükse de, sizi özgürleştirir ve yeniye alan açar. Kendinize gerçekçi olarak şunu sorabilirsiniz: “Ben şu andan sonra hayatımda neyi gerçekten gerçekleştirmek istiyorum?”
İlginizi çekebilir: Mutlu olmayı biraz fazla abartmıyor muyuz?