X

Zaman akarken ne aynı kalabilir ki değişmeden?

Bugünlerde hiç buralarda değilim gibi. Ne olduğum yere aitim, ne ait olduğum yerdeyim. Bedenim burada, bu kaosta belki ama, ruhum yok… Sanki soluduğum hava İstanbul değil de sakin ve temiz bir havaymış gibi… Çok daha küçük ve daha az insan olan… Kasaba… Yolları ağaçlıklı, sanki biraz daha dinlesem kuşların sesini bile duyabilecekmişim gibi…

Bugünlerde hiç buralarda değilim gibi. Ne olduğum yere aitim, ne ait olduğum yerdeyim.

Ruhum burada değil, gerçekten değil. Derinlerde, sanki başka zamanlarda, sanki zaman varmış da ileri sarılmış gibi. Hiç yok buralarda. Aslında şunu fark ettim: Ne kadar an’daysam, o kadar burada değilim. Bu nasıl mümkün olabiliyor? Şu an için cevabımın kıyılarındayım belki, daha dolaşmam gereken kuytular var. Ne kadar şu andaysam, o kadar ait hissetmediğim bir yer gibi bastığım yer. Sanki kaostaki tüm çabalarım gereksiz, tüm sözcüklerim iki dudağımın arasından çıkarken gözlerimin önünde buharlaşıp havaya karışıyor gibi.

Sanki çok şey var ama hiçbir şey yok gibi. Bazen hiçbir şey yokken amma da çok şey var gibi! Araftayım da desem, yine değil. Bir anlam yüklemeye çalıştıkça yüklenilemeyendeyim. Bir ses aradıkça duyamayan… Ses olmak için çabaladığımda duyuramayan. Sanki suyun altında gibi. Hani gördüğün her şey sallanıyor suyun hareketine uyum sağlamak için, duyduğun her ses boğuk ve hareketler normalden daha yavaş, daha ağır gibi. Nefes alırken fark ediyorum; suyun kaldırma kuvvetiyle zaman geçiyormuş da, zaman da buna hiç ama hiç aldırmıyormuş gibi.

Bilinmezlerin içerisinde içimden bir ses; “iyi ki yoga var, iyi ki yürüdüğüm bu yolda bildiğim bir şey var” dediğim günlerimdeyim. Bildiğim tek şey, eğer kalkıp matı yayarsam, o alan benim ve ben oradayım. Ve böylesi bir ben, iyi ki var! Nefes alabilmek gibi suyun altında, tüm boğukluğa ve ağırlığa rağmen. Zaten mattan kim inmiş de eskisi gibiymiş? Ağlarken bile formaliteden yüzünü gülüyormuş gibi yapınca değişmiyor mu ruhunun halleri? Zaman akarken ne aynı kalabilir ki değişmeden?

Zaman akarken ne aynı kalabilir ki değişmeden?

Bilmeye programlandık, her şeyi bilmeye… Yarın ne olacağını, o davete gidince kimle karşılaşacağını, o sokağa girince ne göreceğini, o telefonu açınca ne duyacağın gerektiğini bilmek zorundaymışçasına programlıyız. Bunu anladığın zamanlar genelde büyük resme dışarıdan bakabildiğinde oluyor. Böylesi zamanlarda kendi kendime bir oyun geliştirdim ben, bir süredir uyguluyorum. Ne zamanki bir sürü soru işaretleri geliyor, hemen zoom out yapıyorum mekana, kendime tepeden bakıyorum. Ne kadar küçüğüm aslında. Gittikçe uzaklaşıyorum kendimden, oklar çıkıyor beni sağa sola, O’na Bu’na bağlayan. Biraz daha gittikçe O’nlar da küçülüyor. Her gidişte biraz daha uzaklaşıp, biraz daha yok oluyor baktığım şeyler. Yani aslında, içindeyken gördüklerimizle sınırlı değil hiçbir şey hayatlarımızda.

Tam da bunları hissederken bugün okuduğum kitabın kısa bir kısmını paylaşıyorum aşağıda:

Hikaye, insanoğlu olarak düzgün bir zeka ve bilinçli farkındalığın tek kaynağının biz olmadığının altını çizer. “Sudaki gözler” doğadaki farkındalığın bir işareti olarak görüşebilir, zeka da “işte oradadır”.Ne bilinçliliğin ne de “zekanın” tam olarak doğru kelimeler olmadığını biliyoruz. Kendilerine özel duyarlılığı tanımlamak için insanlar “bilinçlilik” kelimesini icat ettiler ama doğanın farkındalığı tam olarak ne duyarlılık, ne bilinçlilik; ne de farkındalıktır. Tüm kelimeler arasından çıkar. Blake şöyle der:

    Her kuşun gök yolundan geçtiğini nereden biliyorsunuz,

    Uçsuz bucaksız hazlar dünyası sizin beş duyunuzla mı sınırlı?

    “Nereden biliyorsunuz….” ifadesini seviyorum.  – Iron John, a Book About Man

 

İlginizi çekebilir: Kendi içinde özgür hissetmek için farkındalıkla yürüyebilir misin?

 

 

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale