X

Yürüyüş yaparak yaratıcılığı artırmak mümkün mü?

Yürüyüş, şüphesiz ki hem en keyifli hem de en pratik egzersiz türlerinden bir tanesi. Hatta ona sadece egzersiz demek biraz haksızlık olabilir. Fiziksel bir aktiviteden çok daha fazlasını sunan yürüyüş, bazen şehrin karmaşasından kaçmak için bir araç bazense huzur bulmak için yapılan bir meditasyon görevi görebiliyor. Bedeni dinç tutmasının, kilo yönetimini desteklemesinin ve kasları çalıştırmasının yanı sıra zihinsel açıdan da pek çok fayda sağlıyor.

Stresi azaltıyor, günlük kaygılardan uzaklaşmayı sağlıyor, zihni sakinleştiriyor ve dahası yaratıcılığı geliştiriyor. Evet, pek çok faydasının yanı sıra az bilinen yararlarından biri; yürüyüş yapmak yaratıcılık becerilerini pekiştiriyor. Özellikle kendini bazı alanlarda tıkanmış hisseden veya yaratıcılığını artırmanın pratik ama keyifli bir yolunu arayan herkes, yürüyüşün bu faydasına yakından bakmalı. İşte bilimsel araştırmalar ışığında yürüyüş ve yaratıcılık arasındaki ilişki:

Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, yürüyüş yapmanın yaratıcı düşünmeyi tetiklediğine dikkat çekiyor. Araştırmanın sonuçları, yürüyüşün zihni uyardığını ve düşünme sürecini geliştirdiğini gösteriyor. Dahası, açık havada yürümek kadar kapalı bir ortamda yürüyüş yapmak da serbest akışlı düşünceyi (free-flowing ideation) teşvik ediyor ve yüksek düzeyde yaratıcılığa yol açıyor. Yani vaktiniz veya imkanınız yoksa açık havada yürümüyorum diye üzülmek yerine kapalı alanda yürüyüşlerinize devam ederek de yaratıcılığınızı destekleyebilirsiniz.

Avusturya’daki Graz Üniversitesi’nde yürütülen bir başka araştırma da benzer sonuçlarla karşımıza çıkıyor. Araştırmanın bulgularına göre, aktif insanlar, nispeten hareketsiz insanlara göre yarratıcılıkla ilgili testlerde daha iyi sonuçlar elde ediyor. Üstelik, mutluluk düzeyleri de hareketsiz insanlara göre daha fazla. Mutlulukla yaratıcılık doğrudan birbiriyle bağlantılı değişkenler olmasa da araştırmacılar, daha fazla aktivitenin katılımcıları daha mutlu ve daha yaratıcı yaptığına dikkat çekiyor.

Yine benzer konudaki bir başka araştırmaya göre ise yaratıcılık ve yürüme arasındaki bu güçlü ilişki, aslında evrimsel bir geçmişe dayanıyor. Frontiers in Public Health Dergisi’nde yayınlanan bu çalışma, beyin üzerine araştırmalar yapan uzmanlar tarafından yürütülmüş ve ortaya çıkan sonuçlara göre yaratıcılık da dahil olmak üzere karmaşık insan bilişi, evrimsel anlamda yürüme yeteneği ile birlikte geliştiği için yürüme eylemi ile yaratıcılık arasında böylesi bir bağ var. Çünkü, araştırmacılara göre günlük yürüyüş sadece doğayı deneyimlemenin bir yolu değil; aynı zamanda insanın kendi doğasını kucaklaması için de etkili bir yol. Bu nedenle bilişsel becerilerin gelişmesi ve dolayısıyla yaratıcılığın iyileşmesi açısından yürüyüşün etkisi büyük.

Bilimsel araştırmaların yürüyüş ile yaratıcılık arasındaki güçlü bağlantıyı kanıtlamasının yanı sıra geçmişteki büyük düşünür ve yazarların deneyimleri de bu konuda büyük bir ilham kaynağı. Şöyle ki ünlü yazar Charles Dickens, yazılarını düşünürken günde yaklaşık 30 mil kadar yürüdüğünü belirtmiş; Öte yandan ünlü Filozof Friedrich Nietzsche’in de gerçek bir yürüyüşçü olduğu biliniyor. Nietzsche’in “Gerçekten büyük olan tüm düşünceler yürürken tasarlanır.” sözü de bu durumu açıklar nitelikte.

Sonuç olarak yürüyüş yapmanın yaratıcı düşünme süreçlerini olumlu yönde etkilediği oldukça açık. Bilimsel çalışmaların sonuçları bir yana, ilham veren büyük düşünürlerin deneyimleri de bu yönde. İster doğa yürüyüşleri yaparak ister evde, spor salonunda yürüyüş bandının üzerinde yürüyerek hem fiziksel dayanıklılığınızı artırabilir hem de bilişsel becerilerinizi destekleyerek daha yaratıcı işler yapmak için kendinizi motive edebilirsiniz. Özellikle yaratıcı tıkanıklık yaşadığınızı düşünüyorsanız, yürüyüş en iyi ilaç olabilir. 

İlginizi çekebilir: Kışın yürüyüş yapmanın benzersiz faydaları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

“Migros ile İyisin”: Üreticiden tüketiciye herkese iyi gelecek bir alışveriş deneyimi

Hepimiz hayatımız boyunca hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için en iyisini istiyor, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Her zaman doğru seçimler yapmanın ve attığımız her adımın güvenilir olmasının peşindeyiz. Bu yüzden alışveriş yaparken sahip olduğumuz standartlar oldukça yüksek. Hem kaliteli hem güvenilir ürünler bulmak hem de bütçemize dost tercihler yapmak istiyoruz. Ancak, günümüz koşullarında tüm bu standartları sağlayan alışverişler yapabilmek pek kolay görünmüyor.



Güzel haber şu ki; 70 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’de modern perakendenin kurucusu ve “yeni nesil perakende” anlayışının mimarı olan Migros, “Migros ile İyisin” diyerek iyi bir alışveriş deneyimi sunmanın ötesine geçiyor. “Hepimize İyi Gelecek” mottosuyla yola çıkan Migros, çalışanından müşterisine, çiftçisinden tedarikçisine çepeçevre dokunduğu herkese sesleniyor ve dokunduğu tüm paydaşlarıyla çok büyük bir ekosistem yaratıyor.

Herkes için en iyiyi sunan bir alışveriş ekosistemi

Çoğu zaman göz ardı ediliyor gibi görünse de gerçek bir alışveriş deneyiminin arkasında yalnızca tüketiciyle sınırlı kalmayan çok büyük bir ekosistem var. Bu ekosistemin bilincinde olan Migros, her paydaşın önemini biliyor ve bu anlayış doğrultusunda hareket ediyor. Üreticiden tedarikçiye, çalışanlardan müşteriye kadar geniş bir ağda herkes için en iyisini sunan Migros, 75 bin çalışanıyla, 23.500 iş ortağıyla sürdürülebilir ve güçlü bir iş birliği modeline sahip. Müşteri odaklı oluşunun yanı sıra yerli üreticilere sağladığı destekle de bu ekosistemin güçlenmesine katkı sağlayan Migros, iş ortaklarına da her zaman büyüme imkanı tanıyor.



Yerli üreticiler, ürünlerini güvenilir bir şekilde tüketicilere ulaştırmanın mutluluğunu ve rahatlığını yaşarken, tüketiciler de kaliteli, taze ve uygun fiyatlı ürünlere kolayca erişebilmenin konforunu ve keyfini sürüyor. Sunduğu geniş ürün yelpazesi, uygun fiyat politikası ve güçlü kampanyalarıyla Migros, her alışverişte müşterilerinin gönlünü fethetmeyi başarıyor. Tüm bunların yanı sıra hem doğaya hem de üreticiye iyi gelen bir anlayışla çalışan ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını, doğal kaynakların korunmasına yönelik adımları destekleyen Migros, her geçen gün ekonomiye, tarıma ve istihdama katkı sağlamaya devam ediyor.

Migros Müşteri Deneyimi Stratejisi ve Pazarlama İletişimi Direktörü Sinem Serdar da “Migros’un dokunduğu herkes üzerinde güçlü pozitif etkisi var” diyerek Migros’un tüm Türkiye’ye iyi gelen bir anlayışla çalışmalarını sürdürdüğünün bir kez daha altını çiziyor. Bu anlayış sayesinde Migros, alışverişin çok ötesinde bir değer sunarak Migros ile İyisin mottosunun arkasındaki güçlü ağı korumaya devam ediyor.

*Bu yazı Migros katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale