X

Yürümenin felsefesi olur mu: Yürümek üzerine düşünceler

Hayatımda çok özel bir yeri olan bu eylem için bir yazı daha yazmaya karar verdim. Yürümekle ilgili geçtiğimiz hafta paylaştığım yazıma gelen yorumlar aslında birçoğumuzun hayatında bu eylemin ne kadar sessiz kalmış, fakat bir o kadar da önemli bir yeri olduğunu bana bir kez daha hatırlatmış oldu. Bu yüzden bir haftayı daha yürümenin felsefesini değerlendirmeye ayırmak istedim.

Evet, yürümenin felsefesi olur mu? Sorumuz basit gibi gözükse de bize dönüp neden yürüdüğümüzü sorgulatıyor. Neden bulunduğumuz yerden ileriye gitmek istediğimizi, neden bir adım daha atmak istediğimizi, neyi aradığımızı, başlangıç noktasında neleri bıraktığımızı, ardımıza bakmadan ilerlediğimizde aslında geriye dönüşün olmadığının farkında olsak da çekinmeden neden ve nasıl devam ettiğimizi…

Sorularımızı sorduk, biraz da cevapları irdeleyelim… Neden yürümekteyiz? Kimilerimiz unutmak için der. Ben de o kişilerdendim. Hayatımın bir döneminde yaşadığım çok zorlu zamanlarda sabah karanlıklarında, bazen sabah dörtte, bazen sabah beşte çıkardım yürümek için. Yürümek unutmak demekti. Yürüdükçe düşünürdüm tekrar ve tekrar, neden, nasıl bu noktaya geldim? Her şey nasıl bu kadar kontrolden çıktı? Yürüdükçe tekrar yaşardım kafamda, sorgulardım, diyaloglar kurardım, ben sorardım, hesap sorardım, bazen yanıtlarını asla alamayacağım sorular sorardım…

Öyle uzun, öyle çok yürürdüm ki saatler nasıl geçerdi anlamazdım. Her şeyi ama içimdeki her şeyi o yürüyerek geride bıraktığım yollara akıtırdım. Ben yürüdükçe arkamda kalan izler gibi yollar hikayeme ortak olurdu, benimle konuşurdu, ben adımlarımı hızlandırdıkça onlar bazen daha da üzerime gelirdi, bazen sakince sadece dinlerlerdi. Ne yazık ki sorularıma cevap alamadım ama yürüdüm, yürüdüm ve yürüdükçe içimdeki tüm soruları bitirdim. Bir gün yürürken fark ettim ki hiçbir soru, hiçbir düşünce, hiçbir eski kalmamış. Ben sadece o andayım. Ve işte o gün yürümek koşmaya dönüştü ve ben koşmaya başladım.

Neden yürümekteyiz?” sorumuza gelin bir de bu hafta okuma listemde olan sevgili Frederic Gros’un Yürümenin Felsefesi eserinden bazı bölümlerle cevap verelim:

“Yürürken düşünmek, düşünürken yürümek; sonra da yazmayı kısa bir mola anına indirgemek, yürüyen bedeni geniş, açık mekanları seyreylerken dinlenmeye bırakmak gibi.

Bu durum bizi Nietzsche’nin ayağa düzdüğü methiyeye götürür: Sadece elimizle yazarız evet, ama ‘sadece ayağımızla’ iyi yazarız. Ayak mükemmel, hatta belki de en sağlam tanıktır. Okurken öncelikle ayak ‘kulak kesiliyor’ mu, buna dikkat etmemiz gerekir çünkü Nietzsche’ye göre ayak işitir. Zerdüşt’ün ikinci dans şarkısında okuruz bunu: ‘Ayak parmaklarım dinlemek için dikiliyorlar çünkü bir dansçının kulakları ayak parmaklarındadır’; okurken keyiften titriyorsa, derhal dışarıya, dansa davet edildiğindendir.

(…)

Nietzsche gökyüzüyle, denizle, buzullarla yüz yüze olan hareket halindeki bedenin, tasavvurunda uyandırdığı her şeyi şurada burada karalayarak her gün yürüyordu. Ben bu yürüyüşlerin yukarı doğru yapıldığını düşünürüm hep. ‘Ben’, der Zerdüşt, ‘bir gezgin ve dağcıyım; düzlüklerden hoşlanmam ve görünüşe göre uzun süre kıpırdamadan duramam. Beni bekleyen kader her neyse, yaşayacak daha neyim varsa, yürümek ve dağa tırmanmak olacak içinde: Kişinin tecrübe edeceği her şey nihayetinde hep kendidir.’ Nietzsche için çıkmak, tırmanmak, yükselmek demektir yürümek.”

Ne büyük tesadüftür ki Zerdüşt’le tek başıma çıktığım ve çok ama çok keyif aldığım İspanya’nın Kanarya Adalarında Tenerife’de siyah kum kumsallarında tanışmıştım. Evimden, ailemden, işimden ve sevdiğim her şeyden uzaklara doğru çıktığım bu cesaret dolu yolculuklarımdan ilkinde bana yoldaş olmuştu. Sabahın çok erken saatinde çıktığım uzun mesafe koşularında hep onun özgürlüğünü ve yürümeye dair kelimelerini düşünmüştüm.

İşte yürümek böyle mucizevi bir süreçtir insanoğlu için. Ve evet, yürümenin mutlaka bir felsefesi vardır ve yürüyenler asla eskisi gibi olmazlar. Ve evet, bir kez yürümeye başladık mı geriye dönüş yoktur, yolculuk çoktan başlamıştır!

İlginizi çekebilir: Yürümek: Bu hayatta insana bahşedilmiş en kutsal eylem

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale