X

Yürümek: Bu hayatta insana bahşedilmiş en kutsal eylem

Bu yazım yürümek üzerine. Belki de hayatta biz insanlara bahşedilmiş en muhteşem eylemlerden bir tanesi. “Bunun neresi farklı?” diyeceksiniz ama ben bugün yürümeyi size farklı bir açıdan anlatmak istiyorum. Ayaklar yere basmalıdır yürümek için. Her iki bacak aynı anda koordine olmalıdır. Ne daha önce ne daha sonra. Sinir sistemimizden gelen hareket etme mesajı doğru algılanmalıdır ve biz aslında tek bir adım bile atarken vücudumuzdaki onlarca kas, sinir ve hücre o hareketin bir parçası olmak üzere enerji harcayacaktır.

Yaklaşık 3 yıl önce, çok yoğun uzun koşu çalışmaları yaptığım dönemde üçüncü kez ayağım kırılmıştı. Fakat bu sefer o kadar kolay sıyrılamayacaktım. Bu kırık alçıya alınmadan iyileşemeyecek kadar derin bir kırıktı. Doktoruma ilk sorduğum soru ne zaman tekrar koşmaya devam edebileceğim olmuştu. Aldığım cevap ise beni hiç tatmin etmemişti, en az 6 hafta ayağımda kocaman bir alçı ile yaşamak durumundaydım.

Ben ve yürüyememek, koşamamak ve hatta oturduğum yerden kalkıp düzgün bir adım bile atamamak… O altı hafta hayatımın en uzun ve en çok öğrendiğim haftasıydı. Attığımız bir adımın bile ne kadar büyük bir mucize olduğunu öğrenmiştim. Bir adım atabilmek için geceler ve gündüzler boyu beklemeyi öğrenmiştim. O bir ayağın tüm vücut için ne kadar önemli bir parça olduğunu öğrenmiştim. O dengenin tek ayakla, asla iki ayakla olduğu gibi kurulamayacağını öğrenmiştim. Ve en önemlisi yemyeşil ağaçların altında bir parka özgürce gidebilmek ve o ormanda sadece kendimle baş başa yürüyebilmek eyleminin ne büyük bir lütuf olduğunu öğrenmiştim. Evet, yürüyebilmek bu hayatta bizlere bahşedilen en özel eylemlerden bir tanesiydi.

Yürüyerek yapılabilen ne çok güzel şey vardı. Örneğin okula gitmek, örneğin bir öğleden sonra kahve içmeye çıkabilmek, sevdiğim bir arkadaşımı görmeye gidebilmek veya işe gidebilmek gibi. Oysa yürüyemediğinizde kaybedilen ne çok zaman vardı, hareketsiz, gidilememiş, yapılamamış ne çok zaman.

O dönem sevgili arkadaşlarım beni görmeye eve gelmişlerdi ve ben bugünlerde çokça yaptığımız üzere toplantılara uzaktan katılır olmuştum. Uzakta bir sesten ibarettim adeta. Hareket edemiyordum, yürüyemiyordum ve geçici de olsa en kötüsü bir yere bir başkasına ihtiyaç duymadan gidebilmek özgürlüğümden olmuştum! Koltukta istediğim yere oturabilmek kadar basit bir eylemi bile yardımı almadan yapamaz halde olan benim için çok ama çok ciddi bir öğrenim süreciydi bu yürümenin hayatımdan çıktığı haftalar.

Ve altı hafta sonunda ek bir üç hafta daha beklemek durumunda kalmıştım. Alçı çıkarılmış olsa da ben ayağımın üzerine basamayacaktım. Ve tüm bu süreç bittiğinde ise kendime yepyeni spor ayakkabılar aldım. Onlarla o günün gelmesini bekledim, ayağım iyileştiğinde onlarla yeniden yürümeye başlayacaktım. Öyle de oldu, tekrar sokağa çıkabildim, bahara karışabildim, koşmaya, yürümeye başlayabildim.

Bu hafta okuma listemde olan çok önemli bir eserden konuyla ilgili kısa bir bölüm paylaşmak istiyorum, sevgili Frederic Gros’un Yürümenin Felsefesi eserinden sizler için;

Ağırdan almak namına şimdiye dek yürümekten daha iyi bir şey bulunamamıştır. Yürümek için iki bacağınızın olması yeterlidir. Gerisi fasa fisodur. Hızlanmak mı istiyorsunuz? O halde yürümeyin, başka bir şey yapın; tekerlekleri kullanın, kayın, uçun! Yürümeyin. Ve unutmayın, takdire şayan tek şey gökyüzünün parlaklığı, manzaranın görkemidir. Yürümek spor değildir.

Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.

Bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, güzel bir yürüyüşe çıkmanızı öneriyorum. Bu yürüyüş boyu ayaklarınızı, bacaklarınızı düşünün. Onlara sizinle oldukları için teşekkür edin ve o an yürüyebildiğiniz için kocaman bir şükran gönderin göklere. Çünkü bir kez ayakları üstüne dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan!

İlginizi çekebilir: Hayat yolunda strateji üzerine: Benim yolum değerini bilmek!

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale