Yurt dışına taşınmak, hayatımızın en heyecan verici ve aynı zamanda en zorlu deneyimlerinden biri olabilir. Yeni bir ülkeye, farklı bir kültüre ve bilinmeyen bir ortama adapte olmanın getirdiği karmaşa, çoğu zaman zihnimizi ve ruhumuzu zorlamadı değil. Ancak, bu süreç aynı zamanda kendimizi keşfetmek, içsel güçlerimizi tanımak ve mindfulness yoluyla yaşamın her anını kucaklamak için benzersiz bir fırsat da sundu.
Zorluklar ve farkındalık
Yabancı bir ülkede yaşamanın en büyük zorluklarından biri, sanırım İngilizce’yi bilseniz de o yerin ana dili ve kültürel farklılıkları. İnsanların düşünce yapıları, günlük yaşam ritüelleri ve sosyal dinamikleri, alıştığımızdan çok çok farklı olabiliyor, onu baştan söyleyeyim. Bu farklılıklar ilk başta bizi zorluyor gibi oldu ancak mindfulness sayesinde bu durumu kocaman bir öğrenme fırsatı olarak görebilirsiniz benim gibi.
Mindfulness, şu anın içinde olmayı ve her anı bilinçli bir farkındalıkla yaşamayı içeriyor ve bunu artık herkes biliyor. Yeni bir kültürü anlamaya çalışırken sabırlı ve açık fikirli olmak, bu süreçte bizi daha güçlü kılıyormuş daha iyi anladım… Farklılıkları kabul etmek ve bu yeni deneyimlere açık olmak, zihnimizi ve kalbimizi öyle güzel genişletiyor ki!
Destek ve bağlantılar
Bu süreçte, sevdiğimiz insanların desteği ve bağlantısı da son derece önemlidir. Erkek arkadaşımın yanımda olması, bu yolculukta bana büyük bir destek ve güven kaynağı sağladı ve sanırım tek başıma bu kadar kolay olmazdı… Birlikte yeni yerler keşfetmek, birbirimize olan bağlılığımızı ve dayanışmamızı güçlendiriyor. Bu tür destekleyici ilişkiler, mindfulness pratiğimizin bir parçası olarak kabul edilebilir, bunu unutmayın. Çünkü bu ilişkiler bizi şu anın içinde kalmaya ve birbirimizin varlığına değer vermeye teşvik eder her zaman. Ve ‘An’da kalabilmek büyük başarı.
Mindfulness ile hafiflik ve şükran
Mindfulness pratiği, yeni bir ülkeye uyum sağlarken ruhumu da hafifletmeye yardımcı oldu. Meditasyon ve yoga, stresin ve endişenin üstesinden gelmemde en büyük destekçim. İçsel dengem bazı zamanlar kayboldu, bazen nefes alış verişlerim sıklaştı. Sakinleşip durulmak, kendimle barışabilmek ve buradaki Müge’yi tanıyabilmek için zaman tanıdım kendime. Bu süreçte ThetaHealing Tekniği’ni de kendi üzerimde kullandım. Thetahealing ile mucizeleri yaşamanız mümkün, kolay ve güvenli. Ve keşfettiğim bu Müge’den çok memnunum doğrusu.
Çünkü yurt dışında yaşamak, bize sadece dışsal bir keşif değil, aynı zamanda derin bir içsel yolculuk da sunuyormuş, anladım. Farklı kültürler ve insanlar arasında kendimizi bulmak, bizi daha esnek, anlayışlı ve şefkatli bireyler yaptığı gibi kendi değerini de bir kere daha bilmeyi, anlamayı getiriyor beraberinde. Ve ne istediğini açık, net bir şekilde anlamayı…
Ve ne istediğini net bir şekilde bilen insan, dünyanın en hafif ama en güçlü insanı oluyormuş…
Anladım…
İlginizi çekebilir: Farkındalığın renginde: Kişisel gelişim serüvenim