Daha önce sizlerle sonbahar için tatil önerilerimi paylaşmıştım hatırlarsanız. Gidilecekler listemde yer alan Yunanistan’ı , adalarını yaz tatilsonbahar için tatil önerilerimi paylaşmıştım hatırlarsanız. Gidilecekler listemde yer alan Yunanistan’ı ine ertelemek suretiyle, gezmeyi sonunda başardım!
Biraz Yunanistan’ın kuzey kıyıları, biraz ise Makedonya’nın güney sınırları oldu bu seferki güzergâhım.
İleriki bölümlerde paylaşacak olduğum gezi kısımlarına şimdi en güzel, en keyifli bölümlerle başlamak istiyorum.
Üstelik yazıyı tamamladığınızda sizler de benimle beraber Yunanistan’ı gezmiş olacaksınız. Garanti edebilirim!
Şimdi gösterdiğim adımları sırayla takip ediyoruz. İlk videomuzu açıyoruz ve sesini hafifçe kısıyoruz…
httpv://www.youtube.com/j9VFqg12x_o
Kıstık mı? Tamam süper, şimdi de alttaki şarkıyı açıyoruz; ama diğeri devam ederken üzerine açıyoruz bunu da;
httpv://www.youtube.com/Tpf_G8ZlzY8
İkisini de aynı anda dinliyor musunuz şu an?
Mükemmel!
Şimdi yazımıza dönebiliriz.
Yunan geceleri denilince aklımıza gelecek görüntülerin fon müziği budur benim için. Algılarım da hep bu yönde olmuştur Yunanistan denildiğinde. Gece sahile indiğinizde kadehlerinizi dolduracak, sofranızı donatacaksanız eğer; içkinizin hakkını da vereceksiniz sahildeki huzurlu dalga seslerini fon alarak dostlarınızla.
Yunanistan ve yemek denildiğinde; Yunan arkadaşlarımdan öğrendiğim, tadını hiç yadırgamadan ve yabancılık çekmeden ayrı birer tatmışçasına kabul ettiğim iki temel misafiri vardır sofranın;
Birincisi cacığın yoğunlaştırılmış hali olan Tzaziki -ki daha önce de tarifini Gökçen Gökyer Blog’da paylaştığım için yabancı değiliz hiçbirimiz. Bir de çoban salatasının peynir ve belki biraz kekik katılmış hali olan Greek Salad.
Bir Ege şehrindeyseniz, masanızın asıl misafiri deniz ürünleri olmalıdır. Kendilerinin mezeleştirdiği, menemen gibi hallere soktukları kalamarı, ahtapotu, karidesi cesaret edin ve deneyin derim. Onların damak zevkini, onların tatlarıyla keşfetmeli yemek kültürlerini anlayabilmek için.
Sofranızın şeref konuğu da -bilmem söylemeye gerek var mı?- susuz, buzla sek içecek olduğunuz bizim rakının “onlar” versiyonu olan “Oyzo” olmalıdır konsepti tamamlamaya kesin niyetliyseniz eğer.
Son dublenizi de keyfiyle bitirmişseniz eğer, şimdi üzerine bir kahveyi haketmişsinizdir. İster bulunduğunuz yerde devam edersiniz, ister yan mekanları da nasiplendirir kahveyi onların elinden içersiniz. Siz bilirsiniz… Dalganın iyot kokusunu havanıza, Yunan müziklerini de kulağınıza uzak tutmadığınız sürece hepsi güzeldir.
“Greek Cafe” dersiniz garsona getirmesi için, ama içerken bunun Türk Kahvesi ile aynı olduğunu, belki sadece biraz daha yumuşak bir tadı olduğunu farkeder, ses etmezsiniz. Sonunda fal kapattığınızda onlar yadırgamadıklarına göre, sizin de bir şey demeniz gereksizdir, samimiyetse niyetiniz.
Bunun yanı sıra, eğer ki Kavala’ya gitmişseniz, Kavala kurabiyesi almayanı dövüyorlar baştan söyleyeyim. Bu nasıl bir kurabiye popülaritesidir arkadaşım! Bir ben bilmiyormuşum şanını şöhretini. Herkes kurabiye alacağı anı sayıkladı günlerce. Dahası ülkeye getirirken “aman bildiğin un kurabiyesi, tırt derler bizim orada buna” diyerek bir kutuyu bile zorla almış herkesin dibi düşerek kurabiyeyi tüketmesine kaç puan vereceğimi bilemedim. Hala işin sırrını çözebilmiş değilim ve yargımda ısrarcıyım; bildiğin un kurabiyesi, içinde bir tek fazladan bütün badem var arkadaşlar.
Bir de buranın favori bir diğer soğuk içeceği de, özelliğinin ne olduğunu yine çok keşfedemediğim, frappucino. Herkes her yerde, sabah kahvaltı, akşam yemek sonrası her an frappucino içiyor. Bana aşırı yoğun ve şekerli geldi burada içtiğim versiyonu. Herkesin kendi damak zevkine kalmış diyerek ortaya konuşacağım yine.
Ama sütlü kahveleri cappucino havasında geldiği için “5 dakika molaları”nız için ideal olabilir.
Bir de damla sakızı reçeli var tabi, aynısını Çeşme-Alaçatı’da da bulabilirsiniz. Tavsiyem free shop zamanını beklemeniz, uygun fiyat-gramaj ilişkisi açısından.
Yine de iyidir, tanıdıktır, güzeldir Yunan Mutfağı da, bir Egeli ve Ege Mutfağı sevenlerdenseniz diyor, sizi Gokchen House Lounge Cafe’de gerçekleşecek Yunan Gecesi’ne bekliyorum 🙂
Ayrıca damla sakızlı likörleri gerçekten bir harika dostum!
Gelecek yazılarda görüşmek dileğiyle…
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. tıklayınız.