X

Yunan Adaları’ndan önce kıyıları

Yunanistan Kıyıları Gezisi

Bir önceki yazımda hep birlikte Yunanistan’da bir sofra kurmuş, keyfimize keyif katmıştık .

Şimdi, eğer doyduysak ve enerjimiz tavan yaptıysa, ülkede kaybolma zamanı!

Bu hafta Kuzey Yunanistan’da keyifli bir geziye çıkıyoruz; herkes hazırsa haydi çıkıyoruz!

Hani derim ya hep, “denizdir, sudur, havadır o şehrin insanını başkalaştıran, huyunu suyunu ayarlayan, şehrini yapılaştıran” diye. Yunanistan kıyıları da tam bu konsepte uyuyor işte. Al Ege kıyılarını, al Ege insanlarını, vur Yunanistan kıyılarına, vur Yunan insanlarına…

Aynı denizin iyot kokusunun salındığı sokakları, aynı mavinin sakinliğini almış insanları, aynı iklimin enerjisini depolamış auraları ile tipik Ege kıyıları, tipik Ege insanları Kavala, Selanik ve Halkidiki, Thassos Adası ve yaşayanları.

Mevsim kapanmış, gecelerin hafif yaz serinliği yerini artık yanındakine sokulmayı gerektirecek sonbahar etkilerine bırakmış da olsa, hiç umursamadan yine de tadını itinayla çıkarmamızın sebebi de bundandı muhtemelen…

Gereksizce edindiğim bir görev olarak; gittiğim, gördüğüm her yeri, belki de her kimseyi geçmişimden zihnimde edinilmiş bir kare ile eşleştirme çabam burada hat safhaya geçti böylelikle. Rehberimiz ve sonrasında görüşülecek arkadaşlar listeme eklediğim Ayşecan’a da sürekli “burası şimdi Türkiye’nin neresi gibi imaj olarak mesela?” diye sormalarım da hep bu yüzdendi.

Zamanında Yunan arkadaşlarımdan öğrendiğim iki üç Yunanca cümlemi bol bol kullanarak Türk-Yunan dostluğuna az biraz katkıda bulunmuş da olabilirim. Zaten çok fazla kasmanıza da gerek yok Yunanca ‘kelime’ üretme konusunda. Sonuna -i koyduğunuz veya -is ekleyeceğiniz Türkçe kelimeler mütemadiyen Yunanca olmuş olacaktır.

Kıyıların denizde oluşturduğu koy ve körfezlerden Yunanistan kıyı şehirleri de nasibini almış durumda. Şehir boyunca uzanan sahilleri ve plajları buralarda bol bol görmeniz mümkün. Eğer geçmişinizde bir Marmaris, bir Kuşadası, bir Urla görmüşseniz; buraları fazla yadırgamayacaksınız. Tek farkı tabelalarda anlam veremediğiniz karakterler ve üzerlerinde minare yerine haç işaretinin bulunduğu ibadethanelerin bol miktarda olması.

Bu bağlamda, İzmir Kordon’un dolgu yapılmamış hali olan Selanik’te nostaljik takılabilir, ara sokaklarında gençlerin ve mitolojik Yunan’ların seyrine dalabilir, bir sonraki gideceğiniz mekanın hangisi olması gerektiği konusunda Foursquare’lerinizin nimet olduğunu bir kez daha kabul edebilirsiniz!

Atatürk’ün o çok heyecanla görmek için can attığım, Türk Konsolosluğu’nun bahçesinde yer alan evini ziyaret edebilir, ancak içerisindeki tüm eşyaların ülkemize gittiği ve geri gönderilmediği için boş kalmış odalarında içiniz burkularak gezebilirsiniz.

Halkidiki’nin mis kokan deniz kokusunu içinize depolamak için ciğerlerinizin potansiyelini zorlayabilir, kumsala vuran dalgaların sesleri eşliğinde huzuru bulduğunuza şahit arayabilirsiniz.

  

Kavala’nın şirin evlerinin bulunduğu dar sokaklarını -Osmanlı zamanında Kanuni Sultan Süleyman’ın inşaa ettirdiği su kemerlerini geçtikten sonra- takip ederek, Bizans Kalesi’nin bulunduğu Panagia Tepesi‘ne rakip olarak yükselmiş karşı tepeye varabilirsiniz. Buradan eşsiz mavinin güzelliğini panoramik olarak izleyebilir, öncesinde de yol üzerindeki Kavalalı Mehmet Paşa Medresesi’nin önünden geçerken Osmanlı havası soluyabilirsiniz.

Gecelerinde ise sahilde önce bir rakı-balık keyfine dostlarla kadeh kaldırabilir, ardından salaş kafelerinde fonda çalan Yunan müziklerinin o sıcak ezgileriyle ‘Greek Coffee falı’ bakmayı deneyebilirsiniz. Onun aslında bir Türk Kahvesi olduğu gerçeğini de hiçbir zaman dile getirmek istemezsiniz. Zira, kimin umrunda ki herkes dostsa…

Sonrasında ise feribot saatlerini kaçırmadan Kavala sahilinden Thassos Adası’na geçerek salaş restoranları ve dar çarşılarında dolanabilir, en çok da o masmavi plajın hayalini yazın tekrar yüzmeye gelmek üzere kurabilirsiniz…

 

Gelecek yazılarda, bambaşka yerlerde kaybolmak üzere…

Fotoğraflar: Gökçen Gökyer & Hülya Yorulmaz

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

 

Gökçen Gökyer: Gökçen Gökyer - Gündüzleri bir Yüksek Şehir Plancısı, geceleri ise bir blogger, bir köşe yazarı. İYTE'de lisans, ODTÜ'de master, HafenCity Universitat'da Erasmus yaptı. Birçok ülke, birden fazla kıta gördü. Hayatta tat alınması gereken her şeyi itinayla araştırır, bulur, bulduğunu da duyurur; yazar.. Network kurmak ise temel hayat duruşudur. Senin de gelmen o yüzden önemlidir, beklerim: gokcengokyer.blogspot.com ;)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale