X

Yükseklik korkusu (akrofobi) ile başa çıkmada etkili 3 terapi yöntemi

Dünya genelinde milyonlarca insanın yükseklik korkusu yaşadığını biliyor muydunuz? Cleveland Clinic‘e göre dünyadaki tüm insanların yaklaşık %6’sı yükseklik korkusu ile mücadele ediyor. Akrofobi olarak da literatürde yer alan yükseklik korkusu, kişinin yükseklik içeren durumlardan kaygı duymasına neden olabildiği gibi günlük yaşamın içindeki farklı bağlamlarda da zorluk yaşamasına zemin hazırlayabiliyor. Panik ve stresten daha fazlasını açığa çıkaran yükseklik korkusu ile başa çıkmakta etkili olan farklı terapi yöntemlerini bu yazımızda keşfedebilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Yükseklik korkunuzun olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Akrofobinin ana semptomu, çoğumuzun bildiği veya belki bazılarımızın deneyimlediği üzere yükseklik karşısında yoğun kaygı hissetmek ve korkmaktır. Akrofobisi olan bazı insanlar, yüksekte bir köprü gibi daha büyük yüksekliklerden korkarken, bazıları da merdiven üzerinde olmak gibi görece daha kısa yüksekliklerden korkabilir.

  • Yüksek yerlere bakarken veya yüksekte dururken yoğun korku ve endişe duymak
  • Yüksek bir yerdeyken düşmek veya kapana kısılmak gibi olumsuz bir şey olacağından korkmak
  • Yüksek bir yerdeyken güçlü bir kaçma arzusu duyma
  • Yüksekliği düşünürken veya bakarken hızlı kalp atışları yaşamak
  • Yüksekliği düşünürken veya yüksekten bakarken baş dönmesi, sersemlik hissetmek
  • Yüksek bir yerdeyken titremek, nefes darlığı yaşamak

 gibi psikolojik ve fiziksel semptomlar yükseklik korkusu yaşayıp yaşamadığınızı anlamanıza yardımcı olabilir.

Yükseklik korkusu nasıl tedavi edilir?

Yükseklik korkusunun yani akrofobinin kesin olarak kanıtlanmış tek bir tedavi yöntemi bulunmuyor olsa da çeşitli yardımcı terapiler ve kolaylaştırıcı ipuçları bu konudaki korkularınızı yenmenizde yardımcı olabilir. Öncelikle yüksek bir yerde kaldığınızda anlık olarak endişenizi azaltmak ve kısa vadede yükseklik korkunuzla başa çıkmak için şunları deneyebilirsiniz:

  • Görüşünüzü ufukta sabitleyin
  • Yakınınızdaki sabit nesnelere bakın
  • Derin nefesler almaya odaklanın
  • Oturun veya mümkünse uzanın
  • Bir süre hareket etmeden durmaya çalışın
  • Dikkatinizi dağıtacak bir şeyler ile uğraşın
  • Gözlerinizi kapatarak kısa bir meditasyon yapın

Tüm bunlar kısa süreliğine yüksekliğe ilişkin kaygılarınızı kontrol altına almanıza yardımcı olsa da yükseklik korkunuzu tamamen ortadan kaldırmakta yetersiz kalacaktır. Bu nedenle profesyonel bir yardım almak ve terapi yöntemlerini denemek daha etkili sonuçlar almanız konusunda yardımcı olabilir. Tedavi için en etkili olan ve yükseklik korkusunun üstesinden gelme sürecini hızlandırabilen üç tür terapi denenebilir: Maruz kalma terapisi, bilişsel davranışsal terapi ve grup terapisi.

1. Maruz bırakma terapisi (Exposure therapy)

Maruz bırakma terapisi, davranışçı terapide anksiyete bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir tür tekniktir. Maruz bırakma terapisi, isminden de anlaşılacağı üzere kişilerin duruma uyum sağlamasına ve o durumun içinde kendini daha rahat hissetmesine yardımcı olacak şekilde korkunun, endişenin kaynağına kademeli olarak yani adım adım ve yavaş yavaş maruz bırakılmasıdır.

Akrofobi özelinde bu kaynak, yüksekliktir. Uzman bir terapist tarafından yükseklik korkusunun olduğu durumların yaratılması, maruz bırakma terapisine bir örnektir. Kaya tırmanışı yapmak, bir trapez üzerinde yürümek ya da roller coastera binmek gibi yükseklik içeren eylemler aşamalı olarak denenerek korkunun üstesinden gelinmesi hedeflenir. Yükseklik korkunuzu yenmek için maruz bırakma terapisine başvurduğunuzda korkularınızın üzerine gitme ve yüksekte olmanın nasıl bir şey olduğunu, onunla nasıl yüzleşeceğinizi deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz. Ancak, doğru yönlendirmeler olmadan ve işin uzmanından destek alınmadan uygulandığında daha büyük travmalara yol açabileceğinden dolayı mutlaka doğru profesyonel yardımı almak için yeterli araştırma yaptığınızdan emin olmanız gerekir.

2. Bilişsel davranışsal terapi (Cognitive behavioral therapy)

Yararlı olabilecek bir başka terapi yöntemi ise CBT (cognitive behavioral therapy) olarak bilinen bilişsel davranışsal terapidir. Bilişsel davranışsal terapi, düşüncelere, duygulara ve davranışlara odaklanır ve eski düşünce kalıplarını değiştirmeye ve zihinsel blokları kırmaya vurgu yapan bir nevi sanal gerçeklik maruziyetidir.

Bu terapi yöntemi, endişeyi azaltmak ve uyaranlara tepki olarak daha az otomatik hale getirmek amacıyla zihnin ve vücudun korkulu duruma nasıl baktığını ve hissettiğini değiştirmek için görselleştirmeyi, hayal gücünü ve duyuları kullanır. Bu sayede zaman içinde beyni yeni ve yapıcı düşünme biçimleri konusunda eğitmede ilerleme kaydedilir ve daha az korku hissi ve tepki oluşur. Bilişsel davranışsal terapi tek başına etkili olabileceği gibi maruz bırakma terapisi ile birleştirildiğinde daha etkili sonuçlar verebilir. Bu nedenle her iki yöntem de faydalanmak yükseklik korkusunun üstesinden gelmek için yardımcı olabilir.

3. Grup terapisi

Bireysel terapilerin yanı sıra grup terapisi de yükseklik korkusuyla baş etme konusunda bireylere fayda sağlayabilir. Deneyimlerinizi ve mücadelenizi paylaşmak için sizinle aynı yollardan geçen başka insanlarla konuşmak da yükseklik korkusu ile başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Sizi anlayacak ve destekleyecek kimselerle konuşmak kadar aynı yollardan geçen biriyle paylaşımlarda bulunmak da etkili olabilir. Bu nedenle farklı bir terapi yöntemi olarak grup terapisini de değerlendirebilirsiniz.

Korku içinde yalnız olmadığınızı fark ettiğinizde yani onun üzerinde çalışan tek kişi sizmişsiniz ve tek başınızaymışsınız gibi hissetmediğinizde, üstesinden gelmek daha kolaydır. Grup terapisi, korkunun benzersiz olmadığını ve aynı şekilde korkmuş hisseden ve engelleri aşmaya çalışan insanlar olduğunu gösterdiği için etkili bir araç olabilir.

Terapilerde unutmamanız gereken 2 kilit nokta

Tüm bu terapilerden en iyi şekilde faydalanabilmek ve yükseklik korkunuzu yenebilmek için dikkat etmeniz gereken 2 önemli husus var: Sabır ve kıyaslama. Yükseklik korkunuzu yenmek için kendinizi katı bir zaman dilimi içerisine sıkıştırmamanız ve herkesin hem korkularının yoğunluğu hem de korkuyu işlemek ve azaltmak için gerekebilecek zaman açısından benzersiz olduğunu hatırlamalısınız.

1. Sabırlı olun

Değişimin bir günde gerçekleşmeyeceğini kabul edin. Korkunuzun üstesinden gelmek için zamana ihtiyacınız olduğunu ve gerçek anlamda sıkı bir çalışmanın içerisine gireceğinizi fark edin. Beklentilerinizi yanlış yönlendirerek kendinizi, korkularınızı, duygularınızı aceleye getirmeyin. Sabırlı olun ve gerçekten ihtiyacınız olduğu kadar yeterli zamanı kendinize tanıyın.

2. Kendinizi kimseyle kıyaslamayın

Kendinizi, sınırlarınızı zorlamayın; başkalarının ilerleme hızını baz alarak aşırıya kaçmayın. Bunun yerine, kendinizi başkalarıyla karşılaştırmadan veya çok yüksek beklenti ve standartlara sahip olmadan, vücudunuzun nasıl hissettiğine ve tepki verdiğine göre kendi ilerleyişinizi yönetin. Bu süreçte başkalarını örnek alarak kendi hızınızı şekillendirmeniz yükseklik korkusundan da öte daha travmatik durumlar yaratarak korku hissini kötüleştirebilir.

Yalnızca kendinize odaklanın ve unutmayın doğru hız, uzun süreli bir değişim için sürdürülebilir ilerleme sağlayan hızdır ve herkesin hızı farklıdır.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Endişelerle başa çıkmanın 6 yolu: Korkularınızla yüzleşin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale