Farkındalık hayatımızda kendini nasıl gösteriyor?
Birileri karşımıza çıkıp bizim için hayatta en önemli şeyin ne olduğunu sorduğunda, birçoğumuz bu soruya yanıt verebiliyoruz. Doğal olarak hepimiz farklı yanıtlarla geliyoruz ancak önemli olan bu değil; önemli olan bu soruya yanıt verebiliyor olmamız. Ve bizler bu soruya yanıt verebildiğimiz sürece, yüksek farkındalıkla bağ kuramıyoruz. Peki bu nasıl oluyor?
Yüksek farkındalığın kendine has doğası
Bu sorunun yanıtını bulabilmek için öncelikle yüksek farkındalığın kendine has doğasını anlamamız gerekiyor. Kimileri bunun ne olduğunu anlıyor ve yaşadığını söylüyor. Yüksek farkındalıkla ilgili birçok şey yazılıp çiziliyor. Oysa yüksek farkındalık denilen kavramı derinden incelediğinizde, aslında böyle bir şeyin hiç olmadığını görmek mümkün. Farkındalık denilen şey var olabilir ancak yüksek farkındalık diye bir şey yok. Farkındalık kavramının bizlerin deneyimleyebileceği iki aşaması bulunuyor; bunlardan biri sayısız şekilde tanımlanmış, biri ise şekli, tanımı olmayan bir aşama.
Şekli ve tanımı olan farkındalık
Farkındalığın tanımı ne anlama geliyor? Aslında bize ait olmayan yani doğuştan itibaren bizimle birlikte gelmeyen ancak verdiğimiz şekil ve form ile bizim varoluşumuzun bir parçasına haline gelmesi anlamına geliyor.
İlgili yazı: Öz farkındalık ile bugün kendime soruyorum: ‘Ben Kimim ?’
Farkındalığın bir şekli ve tanımı oluştuğunda, ego da ortaya çıkar. Ego her zaman bizim kendimize verdiğimiz tanımlarla ilişkilidir ve bunların üzerinde durur. Yani “Benim için hayatta en önemli şey nedir” sorusuna cevap verebiliyorsak, burada “ben” kavramı tüm şekillerin ve kavramların merkezinde yer alır.
Bu farkındalık hali her zaman kısıtlayıcı ve özel bir şeydir. Tanımlamalar her zaman bir şeyin üstündedir. “Bu benim için önemli, bu değil” şeklinde bir düşünce yapısı söz konusudur. Güzel, iyi ve değerli bulduğumuz şeyleri seçeriz. Aynı zamanda bu seçim her seferinde bizim için önemli olan şeyleri kaybedebileceğimiz korkusuyla birlikte gelir. Öte yandan, kendimizi de kaybetme riski taşırız.
Tanımlama süreci hiçbir zaman durmak çünkü manevi bir yardımcıya dönüşürüz. Artık bizim için daha farklı şeyler önemli hale gelir. Farkındalık halinde, bazı manevi deneyimleri tanımlarız, bizim için artık onlar önemli hale gelir. Aslında tanımladığımız şekiller ve verdiğimiz isimler dışında hiçbir şey değişmemiştir.
İlgili yazı: Birçok insanın bilmediği en iyi farkındalık egzersizi: Farkındalık molası
Şekillerden ve tanımlardan bağımsız farkındalık
Hepimizin hayatında, verdiğimiz tüm tanımların kaybolduğu zamanlar olur. İşte böyle zamanlarda, kısa süreliğine de olsa farkındalığın çok başka bir halini deneyimleme şansı yakalarız.
Tanımlarımız sona erdiğinde yeni bir alan belirir ve bu alanı daha önceden hiç tanımadığımızı görürüz. Tanımların yok olmasıyla ego da kaybolur. İşte bu farkındalık haline kavuştuğumuzda bizlere hayatta neyin önemli olduğunu sorsalar, hiçbirimiz bu soruya yanıt veremeyiz çünkü daha önce önemli bulduğumuz her şey, egoyla birlikte kaybolup gitmiştir. Ego kaybolmuş olsa bile bizler hala hayatta kalırız ve hiçbir yere kaybolmayız.
İşte bu deneyim, belki de varoluşun en iyi tanımı olabilir. Bu saf varoluş durumunda, etrafımızda dans eden şekillerin ve tanımların çok daha ötesinde bir noktadayızdır. Hiçbir şeyi tanımlamayız, seçimler yapmak zorunda olmadığımız bir farkındalık halini yaşarız. Tüm şekillerden ve tanımlardan ayrışmış, özgür bir ruh hali.
Tanımların verdiği sarhoşluktan kurtulma
Tüm tanımlardan ve şekillerden bağımsız bu farkındalık hali, çoğu zaman çok kısa sürer. Ancak bu yine de hayatımızdaki en muhteşem ve en önemli deneyimlerden birini oluşturur. Bizleri uyandırır ve hayat boyu verdiğimiz tanımların sarhoşluğundan kurtarır.
İlgili yazı: Hayattan keyif almanın yolu: Bilinçli farkındalık
Bir kere bu deneyimi yaşadığımızda, artık dikkatimiz artar ve yaşadığımız ana çok daha fazla dikkat eder hale geliriz. İşte bu dikkat ve varlığımızı “şimdi, burada” noktasına getirme sayesinde, zamanla verdiğimiz tanımlar ve şekiller de kaybolmaya başlar. Böylelikle yaşadığımız o özel an, aynı etkide olmasa bile daha fazla yaşanabilir.
Kaynak:
The mind unleashed