New York’un gizli kalmış metro istasyonu
New York metrosunun derinliklerinde, varlığını çok az kişinin bildiği bir istasyon, yakın zamanda tekrar gün yüzüne çıkmış. Açık olduğu zamanda, çok az yolcu tarafından kullanıldığından ve kısa süre sonra kapatıldığından; seramik kubbeli, pirinç işlemelerle dolu ve gökyüzüne açılan tavanlarıyla Grand Central’ın küçük bir kopyası olan bu istasyon; el değmeden bugüne kadar gelmeyi başarmış.
Harry Potter filminden kareleri andıran istasyon, 1904 yılında, New York metro mimarisine elegan bir hava katmak için açılmış. Ancak istasyonun dönemeçli yapısı, zamanla artan yolcuların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha uzun vagonların yapılmasıyla, ulaşım için daha az elverişli hale geldiğinden 1945 yılında kapatılmış.
Trenlerin geri dönüş yaparken yolcularını indirme uygulaması başladığından, istasyon zamanla unutulmuş. Ancak artık 6 Treni, istasyonun varlığından haberdar olan yolcularına devir süresince trende kalmalarına izin vereceğinden; yolcular bu güzelliğe kendi gözleriyle şahit olma şansını yakalıyor. Trenden inmeleri mümkün olmasa da, platformda kısa bir tur atmak bile yeterli olabilir.
İstasyonun sakladığı tek güzellikler yukarıda bahsi geçenler değil…
2010 yılında bir grup sokak sanatçısından oluşan The Underbelly Project, istasyonun bir kısmını adeta bir sanat galerisine dönüştürmüş. Ancak yasal olmayan bir yerde olan bu sergi, bir sır olarak saklandığından, kimse ziyaret etmemiş. Serginin fotoğraflarını çeken gazeteci ise, istasyona girip çıkarken kullandıkları yerleri ve ekipmanları ve kimliklerini ifşa etmeme koşuluyla içeri alınmış.
Resimleri yapmaya ilk başlana graffiti sanatçıları PAC ve Workhouse, istasyonun diğer kısımları kadar göz alıcı olmayan bu kısmını keşfedip, dünyanın farklı yerlerinden 103 kadar sanatçıyı da kendilerine katılmaları için davet etmiş.
Bu eserleri kendi gözlerinizle görmek için birçok tehlikeyi göze almanız gerektiğinden, fotoğraflarla yetinmek akıllıca olabilir.