X

Kendi yolunuzu yaşamak için: Yola çıkmalı, hemen

Binlerce kez yeniden ve yeniden düşünürüz… Dikkatlice, etraflıca ve hani “eğrisi ve doğrusuyla” dedikleri türden… Yola çıkmak dediğimizde hep bir “korku” kaplar içimizi. Ben bu yazımda çıktığımız ve çıkmaya korktuğumuz yollara bakalım istiyorum sizlerle birlikte. Bu fiziki anlamda “yola çıkmak” da olabilir, sadece mecaz anlamında da kabul edebiliriz. Bırakamadığımız fakat artık devam bile edemeyen bir ilişki, “hayır” cevabı veremediğimiz bir istek veya sevmediğimiz ama her gün katlanmak üzere zorunlulukla devam ettirdiğimiz işimiz de olabilir.

Tüm bu örneklerin ortak yönü bir “yola çıkmak” eylemidir. Yola çıkmak eylemi -biraz daha yakından incelersek- iki bölümden oluşur; arkamızda bıraktıklarımız ve önümüzde henüz gitmediğimiz yolumuzda bizi bekleyenler…

Şimdi öncelikle arkamızda “bıraktıklarımız” veya henüz bırakamadıklarımıza bakalım istiyorum. Korkularımızı oluşturan ve “çıkmak” eylemine karşı gelen asıl bölüm buradan geçiyor. Hemen kendimden bir örnek vererek açıklamak isterim, evet birçok defa kırılmama ve artık devam edecek halimin bile olmamasına rağmen bir evliliği bitirebilmem ve kendi yoluma çıkabilmem uzun zamanımı almıştı. Bu kararı vermek kendime karşı gelmek diğer yandan çok severken ve aynı zamanda bu kadar huzursuz, kırgın ve mutsuzluğun en dip noktalarında gezinirken, artık mantıklı düşünebilecek bile halim kalmamışken yine de “kalmıştım”… Adım atamamıştım. Hepimiz gibi büyük korkularımın ardından, son on yılı birlikte geçirdiğim bir adamdan ayrılabilmek fikri bile beni her ne kadar mutsuz olursam olayım, değişiklik yapmak yani yola çıkmak üzere ne kadar bir adım ileri gitmek istesem de adeta görülmeyen iplerle olduğum noktaya bağlamıştı…

Yola çıkmak eylemi iki bölümden oluşur; arkamızda bıraktıklarımız ve yolumuzda bizi bekleyenler…

Hayatta bazı insanlar vardır düşünmez ve yaparlar. Ben tam anlamıyla onlardan biriyken çokça kullandığım “sonunu düşünen kahraman olamaz” sözüne inat yola çıkamamıştım… Arkamda bıraktıklarıma ve “olası” bırakacaklarıma o derece gömülmüştüm ki, sanki alternatif bir yol düşünülemez, yaşanamaz ve adeta “ölümle” eşdeğer olacaktı…

Şu an bu kelimeleri yazarken bile “basitçe” saçma bulabileceğimiz bu açıklamalar ne yazık ki çoğumuzun yola çıkmak üzerine verdiğimiz bugünkü kararlarımızı etkilemektedir. Gitmek ve kalmak arasındaki o incecik çizgi işte “geride bıraktıklarımızı” bırakabilmeye karar vermek ve bırakmak eylemini gerçekleştirdiğimizde dönüşür. Bizler “vazgeçerek” yola çıkarız, yani yola düştüğümüz noktada kalmak durumumuzun getireceklerinden ve tüm olasılıklarından vazgeçeriz, bırakırız ve “yolumuzu yaşarız”.

Bu yüzden yola çıkmak mutlak bir vazgeçmek halini içerir. Benim vazgeçişim öyle bir noktada gelmişti ki, artık kırılabilecek bir parçam daha kalmamıştı; çünkü tam anlamıyla paramparça durumdaydım. Bu noktadan sonra arkamda ne bırakırsam bırakayım “vazgeçebileceğimi” (ki o benim için sonsuz vazgeçilmez olandan vazgeçebilmek haline dönüşmek büyük zorluklar içermişti) biliyordum.

Peki, bu noktaya ulaştığımızda yani vazgeçmek eyleme dönüştüğünde ne olur? “Yola çıkmak” yani gitmek halimiz. Şimdi bir de önümüzde bizi bekleyenlere karşı olan korkularımıza açıklık getirelim. Varsayın ki, yola çıkmaya karar vermek üzeresiniz ve aklınıza birden çokça farklı soru üşüşüveriyor; “tek başıma” ne yapacağım, yapabilir miyim, güvende olacak mıyım?

Kendi kendime olduğum durumda tüm bu sorulara çok basit bir soruyla yanıt veririm genelde; “gitmeden bilebilir misin” diye sorarım kendime, görmeden nasıl tahmin edebilirsin, güvende olmayacağını, tek başına kalacağını, eğlenmeyeceğini, bu yolu sevmeyeceğini? Diğer taraftan bugün cesaret edemezsen her zaman içinde kalacak ve düşüneceksin “ya yapsaydım” nasıl olurdu, bugün olduğum kişi olabilir miydim, kendimden memnun olabilir miydim, vazgeçmek üzere olduğum yolumdan vazgeçmeseydim ve bu yolu severek yürüseydim daha “mutlu” olur muydum?

Gitmeden bilebilir misin, görmeden nasıl tahmin edebilirsin güvende olmayacağını, eğlenmeyeceğini, bu yolu sevmeyeceğini?

Otuz yaşıma girdiğim doğum günümde daha önceki seyahatlerimden farklı olarak ilk defa bu kadar uzun ve ilk defa bu kadar uzak bir seyahat planlamıştım kendim için. Bana soranlara anlatırken bile “ne olacak giderim dönerim” düşüncem vardı, ta ki uçağa bininceye kadar. Beni neyin beklediğini bilmediğim bir kıta, sokaklarının isimlerini bilmediğim şehirler ve bugün halen yüzümü güldüren maceralar… İşte tüm bilinmezlik sadece bundan ibaretti…

Gelecek kaygısı, yola çıkmak üzere olduğumuz noktada yani bırakabileceklerimizi geride bıraktığımızda ve hatta yolumuza devam ederken bile bizimle olacaktır. Hayatta her ne seçim yaparsak yapalım; kalmayı da seçsek, gitmeye de karar versek, bir yol ayrımı yaşamış oluruz. Vazgeçtiklerimiz ve edindiklerimiz, her zaman geçmiş ve gelecek iki kutup olarak bizimle olacaklardır. İşte bu noktada yola çıkmaya karar vermek, bilinmeyeni tercih etmek demektir.

Yola çıktığınızda yani tüm bu aşamaları atlattığınızda artık önünüzde yepyeni bir akış uzanır, bu akışta geçmişin pişmanlıkları, ya kalsaydım varsayımları, iyi mi yaptım kötü mü yaptım muhasebesi veya geri mi dönsem sorunsalları olmamalıdır… Her ne olursa olsun -ve sonra başladığınız noktaya bile dönecek olsanız- her yol sizin olgunluğunuzu perçinleyen, size yeni yepyeni maceralar getiren ve sizi henüz belki “tanışmadığınız” yepyeni yüzlerinizle tanıştıran muhteşem bir deneyimler zinciridir…

Yola çıkmak, yolda olmak, “yol olmak” kendini tanımak, kendiyle kalmak, kararlar almak, hayatı hissetmek… Bıraktıklarınız, vazgeçtikleriniz, sonlarınız, başlangıçlarınız, her ne hikâye ile o “yola çıkmak” haline geldiyseniz, korkmayın; güzeldir… Yolunuz size açılan kapılar gibidir, bazen o can-ım kapıların neden başkalarına değil de “size” açıldığını aslında “yolun sizi çağırdığını” bilmek zaman gerektirir…

En güzel yolculuklar sizinle olsun…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale