Yol, yürüdükçe açılır ve her yol yürüdükçe kendi türküsünü mırıldanır

Her yol, bir gün bitebilir.
Bugün yaptığın iş, yanındaki yüzler hayatın boyunca aynı kalmayabilir. Aynı kalmaması onların kötü olduğunu göstermez. Sadece birlikte yürünen yol biter.
Her yol, dinamiktir, stabil değildir. Sen yürüdükçe değişir. Bilirsin ki, o ilk adımı attıktan sonra olacak olan her şey adım adım belirir.
Her yol, kendine özgü olarak anbean değişir. Bilirsin ki, şu an böyledir, yarın herkese bilinmeyendir!
Hayata hazır olamadığın gibi, aslında hiçbir yola da hazır olamazsın!
Kayıplar, yaslar, acılar, ayrılıklar, mutluluklar, aşklar…
Yol, sana yürüdükçe deneyimler yaşatır. Bazıları ağlatır, tırnağın çekiliyormuşçasına canın yanar, bazen ferah bir meltem rüzgarı gibidir.
Her yol senin aydınlanman yolunda yaşaman gerektiği için meydana gelir. Ve bazen yol, biter. Ve aslında bitişe yaklaştığınızı çok iyi anlarsınız. Ayaklarınız sizi oraya, o adama ya da kadına götürmek istemez.

Tam zamanlı çalıştığım zamanlarda sonlara doğru bir yolun sonuna geldiğimi çok iyi hatırlıyorum. Ayaklarım sürekli geri geri gidiyordu, uzatmaları olabildiği kadar uzattıktan sonra tam zamanlı işimden çıktığımda ise ne yapacağıma dair en ufacık bir fikrim yoktu! Evet, niyetlerim vardı ama yol açılacak mıydı?

Yol, yürüdükçe açılıyormuş, arkadaşlar! Yola dair fikir üretmek çok güzel ama yol, ancak yürüdükçe kendi türküsünü size mırıldanıyor.

Bazen ise ‘en’ dediğiniz dostunuz ya da sevgiliniz ile aynı şey olur. Yavaş yavaş ‘en’, kalpte ağırlığa dönüşür. Uzatmaları oynamaya başlarsınız ve anladığım üzere günün sonunda oynadığınız tüm uzatmalar, sizin zamanınızdan alır. 

Siz, kendi yolunuzda yürümeye devam ettikçe yanınızda olanlar da değişir. Bu kötü ya da iyi değildir. Yaşam dansının kanunudur.

Her yol, adım attıkça günün sonunda sizi okyanusa da ya da otobana da çıkarabilir. Her yol değişir, biter ve başka yollar başlar.

Çünkü günün sonunda her yol gibi, her şey de bir gün bitecektir.

Artık öğreniyorum ki, herkesin yolculuğu başka ve hepimiz o anki bilincimizin izin verdiği ölçüde insanları, olayları çekiyoruz. Siz değiştikçe yollar da değişiyor!

Bazılarının uzatmayı oynadığı ilişkinin ya da işin içinde seneler yaşaması gerekiyor, bazılarının ise bu süresi daha kısa oluyor.

Hayatla ilgili böyle olmasını istiyorum, bunu istiyorum diye ne zaman koşturma ve başkalarını suçlama eğilimim başlasa meditasyona oturuyorum! Olanı idrak etmek ve Özde’nin bu çocuksu tavırlarını kucaklamak için. Eninde sonunda enerjimi dışarıya değil de, kendime vermemin yolunu hayat öğretmek için sağ olsun orada oluyor!

Yol, herkesi uyanışa çağırmak için yaşanıyor!

Dolasıyla bir elin, parmağın gibi her yol, kendine özgü ve eşsizdir! Ve yolda karşılaşıp, canınızı acıtan, kim varsa bu onların kötü olduğunu göstermez. Sadece öyledir.

Hayatımızda iki seçenek her doğan günde bize sunuluyor:

Olan ya da olmayanlar yüzünden birilerini suçlamak ya da hayatınızda elinizden geleni yaparak sadece ders çıkartmak için zaman zaman arkanıza bakarak kendiniz gibi yürümeye devam etmek.

Siz, ne olursa olsun yolda yürümeye devam ettikçe, kendi hayatınızın kahramanı olursunuz.

Çünkü gerçek kahramanlar, vadesi dolmuş yolları bitirebilen ve yeni açılan yollarda cesaretle yürüyenlerdir!

İlginizi çekebilir: Karanlıktan doğan ışık: Her kalp sıkışması, kendini bir kalp açılmasına bırakıyor

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam