X

Yoksunluğun çoksa bağımlılığın da fazla

Her türlü bağımlılığımızın ardında bir yoksunluk var. İhtiyacımız olan bir duygunun, ki bu genelde sevgi ve güven oluyor, doyurulmaması sonucunda, doymak için bağımlılıklar ediniyoruz. Bağımlılıklarımızla kendimizi doyurmaya çalışıyoruz. Bazen de bazı duygu ve korkularımızla yüzleşmemek için onları bastırmak üzere bağımlı oluyoruz. ÖZ’ümüzde aslında istemediğimiz alışkanlıklar ediniyoruz. Bazı alışkanlıklarımız da bağımlılıklarımız… Bağımlılık bir süre mutlu ediyor, sonra alışkanlık oluyor, sonraysa baskıya dönüşüyor.

Nedir bağımlılık?

O olmadan bir şey yapmıyorsanız, yapamıyorsanız, yapsanız da keyif almıyorsanız, bağımlısınız demektir! Kendi varlığınızı yok sayıyorsanız, hep önceliğiniz o şey ya da kişi olduysa, kendi istekleriniz artık yoksa, aslında kendinizden ve yaşamınızdan vazgeçtiniz ama farkında bile değilsiniz.

Bağımlılıklar çeşit çeşit olsa da temel işlevi aynı. Bağımlılıklar sizi kontrol eder, yönetir, özgürlüğünüzü elinizden alır, kendinizden uzaklaştırır. Kendinize odaklanacağınıza, ona odaklı yaşarsınız. Bu bağımlılıklar:

  • Yeme bağımlılığı
  • Alkol bağımlılığı
  • Uyuşturucu madde bağımlılığı
  • Seks bağımlılığı
  • Alışveriş bağımlılığı
  • İlişki bağımlılığı
  • İnsan bağımlılığı
  • Spor bağımlılığı
  • İnternet bağımlılığı
  • Cep telefonu bağımlılığı
  • İş bağımlılığı
  • Kafein bağımlılığı
  • Sigara bağımlılığı
  • Kumar bağımlılığı
  • İlgi bağımlılığı

Daha da bu liste uzar gider.

Yaptığım iş gereği pek çok danışanımda gözlemlediğim, itiraf edeyim kendimde de fark ettiğim en sinsi olan bağımlılık: İNSAN BAĞIMLILIĞI!

Tüm yaşam enerjinizi ‘o insana’ veriyorsanız, ne yazık ki insan bağımlısısınız.

Kendi değerinizi ancak onunla var ediyorsanız, onsuz kendinizi emniyette ve güvende hissetmiyorsanız, ilgiyi ve sevgiyi almak için ona tapıyorsanız, her şeyin üzerinde onu tutuyorsanız, onun hiçbir davranışını ve sözünü sorgulamadan kabul ediyorsanız, üzgünüm ama bağımlısınız. Ve tüm yaşam enerjinizi, tüm gücünüzü o insana verdiniz.

Değersizleştirildiğimizde daha da bağımlı oluyoruz

En büyük hipnozumuz değersiz olduğumuz inancı; bu hipnozdan dolayı da bir şeylere, birilerine bağımlı oluyoruz. Ve bağımlı olduğumuz insan bizi değersizleştirdiğinde, çok garip bir şey oluyor. Ona daha da bağımlı oluyoruz. Bağımlı olduğunuz kişi; sizi azarladığında, eleştirdiğinde, kendinden uzaklaştırdığında bağımlılığınız iyice pekişiyor. Bunu da kendi değersizliği ortaya çıkmasın, fark edilmesin diye yapıyor, bir nevi savunma mekanizması.

İlgili yazı: Değersizlik duygusu karşısında ne yapmamız gerekiyor?

Bilinçaltımızda kabul görme, onaylanma, sevilme, beğenilme vb. ihtiyaçlar fışkırıyor sanki…

Bağımlılığımızla bastırmaya çalışıyoruz. Halbuki yoksunluğunu çektiğimiz sevgiyi, ilgiyi, onaylanmayı, kendimiz yine kendimize versek bağımlılıklar son bulur. Kendimize, ÖZ’ümüze döneriz. ÖZ’ümüzde zaten var olan SEVGİ’yi, bağımlı olduğumuz şeylerde/kişilerde aramayı bırakınca yeniden hissederiz. 

Dilerim bir bağımlığınız varsa, bu yazı fark etmenize vesile olur. Fark edince bağımlılığınızdan özgürleşmeye başlarsınız. Bağımlılığınızı besleyen değersizlik inancınız kırılmaya, değişmeye başlar ve yeniden kendi değerinizi, ÖZ’ünüzdeki SEVGİ’yi hissedersiniz. Çünkü her birimiz EŞSİZ, BİRİCİK, ÖZ’ü SEVGİ olan varlıklarız.

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.
İlgili Makale