dummy

Yogi Zara Carmichael ile yoga üzerine keyifli bir sohbet

Sevgili Zara Carmichael ile www.zaraszen.com sitesini keşfimin ardından tanıştık. Tanıdığım en tatlı ve zarif yogi olmasının dışında, dijital minimalizm konusundaki bir cümlesi beni çok etkiledi: “Diyet yapıyor olsaydın arka cebinde çikolata taşıyor olmazdın, aynı şey telefon için de geçerli.” Ruhumuza, bedenimize ve zihnimize iyi geleceğine inandığım keyifli bir sohbeti sizlerle paylaşıyor olmaktan çok mutluyum. Bir sonraki yazıma kadar kendinize ve dünyaya iyi bakın, keyifli okumalar.

dummydummy

Yogayla nasıl tanıştın?

Yoga ben 18 yaşındayken, Edinburg’da yerel bir yoga salonunun köşesinde bulunan ilk daireme taşındığımda hayatıma girdi. O zamanlar hevesli bir koşucu olarak saatler boyunca kaldırımlarda koşmanın verdiği gerginliğini atmanın bir yolunu arıyordum. Ama yine de yogaya gönül veren çoğu insan gibi tecrübe ettiğim şey (ya da yaşadığım şey de diyebilirsiniz) basit bir açma-germe dersinden çok daha muhteşem bir şeydi. İlk günden vurulmuştum ve 2019’da 20 yaşımda ilk 200 saatlik yoga eğitmenliği eğitimime başlayana kadar neredeyse her sabah antrenman yapıyordum.

How did you meet yoga?

Yoga came into my life at 18 years old, when I moved into my first flat away from home, that happened to be just around the corner from a local yoga studio in Edinburgh, Scotland. As a keen runner at the time, I was looking for something to help counteract the tightness I was experiencing from hours of pounding the pavements. However, like most who fall in love with the practise of yoga, what I experienced was far greater than a simple stretch class. I was hooked from day one, practising almost every single morning from that day forward before embarking on my first 200hr yoga teacher training at 20 years old in 2019.

Yogaya yeni başlayanlara ne önerirsiniz?

Yoga alıştırmalarına başlayanlara önerim kendilerine neden yogaya başlamak istediklerini sormaları olur. Bir not defteri, günlük ya da sadece bir kalem ve bir kağıt alın ve sizi yogaya başlamanız için motive eden en önemli şeyleri not alın. Belki sıkıntılarınızı ve stres seviyenizi azaltmak, esnekliğinizi ve gücünüzü artırmak, fiziksel ağrılarınızı rahatlatmak ya da daha düşünceli ve bilinçli bir hayat yaratmak istiyorsunuzdur. Yoga yapmanın birçok faydası olduğu gibi yogaya başlamanın da birden çok sebebi vardır ve sizi motive eden şey her ne olursa olsun onun güçlü olduğuna ve size ait olduğuna emin olun. Sürekli olarak antrenmanlara geri gelmenizin sebebinin yogaya başlama sebebinizden tamamen farklı olduğunu fark edebilirsiniz.

Normal şartlarda yogaya bir yoga salonunda, gerektiğinde size yardım edebilecek ve hareketleri nizami ve güvenli yaptığınızdan emin olmanızı sağlayacak bir hocanın (eğitmenin) eşliğinde başlamanızı önerirdim. Fakat birçok yoga eğitmeninin şu anda online dersler verdiğini göz önünde bulundurursak, onun yerine size katılabileceğiniz başlangıç seviyesine özel dersleri araştırmanızı tavsiye ederim. Bu şekilde pratiğinizi derinleştirdikçe, üzerine kolayca inşa edebileceğiniz güçlü ve güvenli bir temel oluştururken çok daha rahat ve deneyimlerinize uygun bir hızda rehberlik hizmeti alacaksınız.

What would you recommend for yoga beginners?

To those looking to start a yoga practise I would recommend asking yourself why it is you would like to start. Grab a notebook, journal or just a pen and paper and jot down a couple of the key motivators for starting your practise. Perhaps you want to reduce your anxiety or stress levels, improve strength and flexibility, relieve physical pain or create a more mindful, conscious way of living. There are so many benefits to practising yoga which is why there are also multiple reasons for starting, whatever your motivator, make sure it is strong and personal to you. You may notice that what keeps you coming back is completely separate to the reason you started.

In normal circumstances I would recommence beginning your yoga practice in a studio as having a teacher physically present means they can assist you when necessary and help ensure you are practising safely in the correct alignment. However, with most yoga teachers currently streaming online, I would instead recommend looking for a beginner specific class that you can participate in. This way you will receive far more guidance at a pace that is comfortable and suited to your experience, laying the foundations for a strong and safe practice that you can easily build upon as you deepen your practise.

Basit ama etkili formda kalma ve sağlıklı yaşam metodları öneriyorsunuz. Birkaç rutininizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Ben sağlıklı yaşamın tamamen mutlu yaşamayla alakalı olduğunu düşünüyorum ama tabii ki bu durumu herkes farklı düşünebilir. Sabah rutinimi oldukça esnek tutmayı seviyorum ama her güne ilk olarak 10 dakikalık meditasyon ve yoga egzersiziyle başlarım. Genellikle egzersiz için hedefimi belirlerim ama ilham gelmediği günlerde sakin meditasyon uygulamalarına bayılırım. Egzersizim bitince taze bir fincan kahve demlemeyi ve özellikle soğuk sabahlarda bu en sevdiğim içeceğin tadını çıkarmayı severim. Minnettar ve tam olarak o anda olabilmek için bunun gibi küçük anlar bulmak, egzersizinizi gün boyunca yanınızda taşımanın basit ve etkili bir yoludur. Hafta sonu sabahlarında kahvemi de alıp uzun bir gün doğumu yürüyüşüne çıkar, çevremden keyif alarak hayat bulmakta olan dünyayı dinlerim. Bu, güne başlamanın güzel bir yoludur.

You recommend simple but effective methods of fitness and healthy living. Could you share a few routines with us?

I truly believe healthy living is about happy living and that of course looks different for everybody. I like to keep my morning routine fairly flexible, but I always start my day with an early 10-minute meditation and yoga practise. I usually set my own intention for the practise, but I love the Calm meditation app on days that I am lacking inspiration. After my practise I love to brew a fresh cup of coffee and take the time to really appreciate my favourite beverage especially on cold mornings. Finding small moments like this to be grateful and fully present is a simple, effective way to carry your practise with you throughout your day. On weekend mornings, I take my coffee with me on a long, sunrise walk, soaking up my surroundings, listing to the world beginning to come to life. It is a beautiful way to start your day.

Yoga ve meditasyonu bir bütün olarak düşünebilir miyiz?

Evet, bir yere kadar düşünebiliriz. Yoganın tamamen fiziksel bir aktivite olduğu büyük bir yanlış kanıdır, aksine yoganın fiziksel yanı onun 8 bütüncül kapsayan parçasından biridir. Dhyana olarak da bilinen meditasyon Panjali’nin Yoga Sutra’larında betimlediği 8 aşamalı yogadan biridir.

Can we think of yoga and meditation as a whole?

Yes, we can in some respects. It is a great misconception that yoga a purely physical practise, but the physical side of yoga is just one of the 8 encompassing parts. Meditation also referred to as Dhyana, is one of the great 8 limbs yoga depicted in the Yoga Sutras of Panjali.

Sosyal medya “anda” kalmak için bir engel midir?

Kesinlikle! Hepimiz evde ya da işte telefonlarımızın titreşimleri, biplemeleri ve flaşları tarafından rahatsız edilmekten muzdaripiz. Bizi çabucak içinde bulunduğumuz andan alır ve çevrimiçi dünyanın boşluğuna atar. Sosyal medyanın kasıtlı olarak dikkatimizi mümkün olduğunca uzun bir süre tutabilmek için tasarlanmış olduğunu biliyoruz. Farkındalık yaratmak ve kişisel sınırlar koymak bizim elimizde. “Gözden ırak olan, gönülden ırak olur” sözünü daha fazla çevrimdışı zaman yaratmak konusunda faydalı buluyorum. Diyet yaptığın zamanlarda arka cebinde çikolata taşımazsın ve aynı durumu telefonlar için de uyarlayabiliriz.

Is social media an obstacle to staying in the moment?

Absolutely, we are all guilty of being distracted by the buzz, ping or flash of our phones in conversation, at work or at home. Quickly pulling us away from the moment and into the void of the online world. We know now that social media is deliberately designed to hold our attention for as long as possible and so it is up to us to raise our awareness and put in personal barriers. I find the phrase ‘out of sight out of mind’ very helpful when it comes to create more time offline. Just like if you were on a diet you wouldn’t carry a chocolate bar in your back pocket, the same goes for your phone.

Yoga sayesinde edindiğimiz farkındalık hayatımızın diğer alanlarını da pozitif yapar mı?

Onu diğer fiziksel aktivite formlarından ayırmanın ve yoganın hayatımızın diğer bölümlerine sızmamasının neredeyse imkansız olduğuna inanıyorum. Nefes almamız, hareket ediş ve düşünme şekillerimiz gibi bilinçsizce yaptığımız kendi parçalarımızı aydınlatmanın kesinlikle vurucu bir etkisi vardır. Antrenman esnasında ne kadar farkında olursam, günün geri kalanı boyunca o kadar bilinçli olurum. Kendi kendime daha nazik konuşurum ve bunun sonucunda diğer insanlara da!

Can we say that the awareness we have gained through yoga makes other areas of our lives positive?

I believe it is almost impossible for the practise of yoga to not seep into other aspects of our lives, separating it from other forms of physical activity. Bringing light to the parts of ourselves that are often unconscious, such as the breath, the way in which we moveand our thought patterns, without a doubt has a knock-on effect. The more aware I am during my practise, the more mindful am throughout the rest of the day, I talk to myself kinder and as a result others too!

Röportaj: YağmurAşıkMola
Çeviri: Çağrı Gümüş ve Nevin Gümüş

İlginizi çekebilir: Minimalizm maceranızda işe yarayacak 30 tüyo

Yağmur Aşık Mola: Yağmur Aşık Mola, 1993 yılında Aydın’da doğdu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli ajans ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Halen bir kamu kurumunda editörlük görevine devam etmektedir. Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Nazilli’de hayatını sürdüren Mola, minimalizm, dijital detoks, sağlıklı yaşam konularında araştırmalar yapmış, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme almıştır. İletişim: yagmurasik1@gmail.com https://www.instagram.com/yagmurmola/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale
whatsapp