X

Yogaya bir de bu açıdan bakın

Yoga artık günümüzde neredeyse her şehirde, her spor salonunda ya da başlı başına yoga stüdyoları ile görmeye alıştığımız bir kavram haline gelmeye başladı. Peki nedir ya da ne değildir bu yoga?

Hayatında yoga yapmamış herhangi bir insanın bile artık yoga hakkında bir fikri var. Çünkü bu kavram o kadar gözümüzün önünde ki insan zihni ister istemez onu bir yere koyup sınıflandırıyor. Çoğunluk olarak da yoganın sanki fiziksel bir egzersiz olarak algılanması gerçeği. Yoga yapmamış ve sadece dışarıdan bakan bir insana bir nevi kültür fizik hareketleri hatta sosyal medyada göründüğü kadarıyla akrobasi hareketleri gibi geliyor. Hatta sırf bu akrobasi şovu yüzünden kendi çevremde bile yogaya başlamak isteyip de başlamayan kişiler mevcut. Bu kişilerin algıları da genellikle “Ben bu hareketleri yapacak kadar esnek ve güçlü değilim” ya da “Bu hareketleri yaparken sakatlanırım” endişesiyle doluyor. Aslında sanıldığının aksine amaç o pozları mükemmel olarak yapmak değil o pozlara girerken ya da yapmaya çalışırken kişinin o süreçte deneyimledikleri ve kendini gözlemleyerek anlaması.

Günümüz gösterişin ön planda olduğu sosyal medyada bu algının oluşması gayet kaçınılmaz. Bu yazıyı yazma amacım yogayı hayatında hiç uygulayıp deneyimlememiş birine yogayı tanıtmak. Tabii her ne kadar bir makaleye sığmayacak olsa da. Çünkü yoga yapmaya başlamadan önce ne yazık ki ben de benzer düşünce kalıplarına ve algılara sahiptim. Ama şükürler olsun ki yol beni öyle bir şekilde yoga ile tanıştırdı ki bu algılarım değişti ve yoganın ne olduğunu anlamaya başladım ve şimdi de bu yolda yürüyorum.

Yoganın tarihi aslında insanlığın yazılı tarihi kadar, hatta daha da eskidir. Kimi kaynaklara göre M.Ö 5000 ile 10.000 yıl arasında bir tarihi bulunmakta. Yani gerçekten köklü ve antik çağlardan beri var olan ve günümüzde hala var olmayı sürdüren bir öğreti.

Yoga bir öğreti ve kişinin kendi içerisindeki gerçek yani kendisi ile bütünleşmesini sağlayan bir yol. Hatta deyim yerindeyse kişinin kendinden kendine gittiği bir yol diye tanımlanabilir. Yani görünen o hareketlerin arkasında, hareketler vasıtası ile görünmeyen daha büyük bir gerçeğe, kişinin kendi özüne ulaşma gayreti bulunmakta. Asana yani fiziksel egzersizleri içeren pratik kısmı sadece bir araç ve araçlardan bir tanesi. Asana pratiğinde amaç o pozları mükemmel olarak yapmak değil, o pozlara girerken ya da yapmaya çalışırken kişinin o süreçte deneyimledikleri ve kendini gözlemleyerek kendini görmesi.

Yoga aslında 8 basamaktan oluşan ve her basamağı kişinin kendi ve etrafı ile bütünleşerek, kendine gittiği bir yol.

Kendine doğru ilerlemeyi sağlarken birçok yan faydası bulunan bir yol. Fiziksel hareket kısmı yani asanalar, kaslara eklem, tendon ve kemiklere daha güçlü ve esnek olmaları için yardım ederken aynı zamanda iç organlara masaj etkisi yapmakta ve organların sinirlerinin uyarımı ile organların düzgün çalışmasını sağlamakta. Fizik ve beden yapılan hareketler sayesinde daha zinde kalarak dengeli ve uyum içerisinde çalışmakta.

Yoganın diğer bir basamağı olan konsantrasyon ve meditasyon çalışmaları sayesinde beyin ve nörolojik sisteme yani direkt psikolojik sağlığımıza faydaları bulunmakta. Yapılan birçok araştırma da düzenli meditasyon uygulamaları ile zekada ve konsantrasyonda artış meydana geldiği artık belirgin bilinen ve birçok yöntem tarafından (ör:mindfullnes tekniği) kullanılan bir teknik.

Günümüzde modern tıp da yoganın sağladığı bu yan etkileri artık kabul etmekte ve üzerinde on binlerce araştırma yapmakta. Eğer tıbbi makalelerin yayınladığı veri tabanlarını açıp sadece arama kısmına yoga yazarsanız karşınıza on binlerce makale çıkacaktır. Bir tıp hekimi olarak gözlemlediğim ilginç bir detayı paylaşmak isterim. Yoga hakkında yayınlanan tüm araştırmalar yoganın faydaları hakkında. Doğru ve gönüllü bir şekilde uygulandığında hastalıklara ve semptomlara iyi geldiği ve insan üzerinde hep pozitif etkiler yarattığı üzerine.

Bugüne kadar ölümsüzlüğü ab-ı hayat suyu ile bulmaya çalışmış olan insanoğlu, aslında artık ölümün doğasını kabul etmiş ve artık ölümlü formda olan insan bedenini bunca hastalık ve dertten nasıl kurtaracağının peşine düşmüştür. Çünkü geçtiğimiz yüzyıllarda ortalama yaşam süresi az olduğundan insan hayatını uzatmaya çalışırken bugünlerde uzayan insan ömrünü nasıl konforlu hale getireceğini bulmaya çalışmaktadır.

Geçmişi 150 yıla dayanan modern tıbbın aradığı şeyin binlerce yıldan beri bilinen bir öğretide zaten mevcut olması ise başka bir şaşırtıcı konu. Sadece bunu keşfeden modern tıp sanki yeni bir şey bulmuşcasına bunu değerlendiriyor ve bunu ölçümlemeye çalışıyor.

Evet yoga ile fiziksel bedene ve zihne bir şeyler oluyor fakat biz şu andaki bilgimizle olanları %100 olarak açıklamakta ne yazık ki yetersiz kalıyoruz. Ama iyi haber şu ki bu yolu uygulayan herkeste işe yarıyor ve fayda sağlıyor.

Yoganın günümüzün vebası olan ve artık hastalık olarak kabul edilen stresi azalttığı yine birçok yayın tarafından belirtilmektedir. Ayrıca stres dışında birçok psikiyatrik rahatsızlığın destekleyici tedavisi olarak da kullanılmakta ve bu psikiyatrik hastalıklara da iyi gelmekte. “Peki o zaman yoga neden tedavi olarak kullanılmıyor?” dediğiniz duyar gibiyim. Burada cevabı sizin kendi kişisel yorumunuza bırakıyorum. 

Aslında her ne kadar yoga şudur ya da şu değildir diye anlatılsa da kişinin kendi deneyimlemesi gereken bir süreçtir. Yoga yaptığınızda hayatınızdaki her şeyi daha mutlu huzurlu ve uyum içerisinde deneyimlemeye başlarsınız. Kendinizle ve etrafınızdaki her şeyle bütünleşmeye ve ilişkilerinizde aradığınız o mutluluğu yaşamaya başlarsınız. Çünkü yoga aslında matın üzerinde yaptığınız pratikler dışında daha derin anlamları bulunan bir öğreti ve size matın üzerinde kazandığınız farkındalığı hayatınıza taşıyıp uyum içerisinde yaşamanızı sağlayacak bir anahtar.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim, bir arkadaşım bir keresinde endişe ile şu soruyu yöneltmişti bana: “Yoga bir din mi ve ben yoga yaptığımda dinime ihanet mi etmiş olacağım?

Yoga kesinlikle bir din değil. Hindistan’dan köken aldığı için sanki Hinduizmin bir parçası gibi görünüyor olsa da yoga tarihi çok eski ve geleneksel olarak yayılmış, insanlık için var olmuş ve var olmaya devam eden evrensel bir kavramdır. Herhangi bir kişiye ya da bir gruba mal edilemeyecek kadar bağımsız ama uygulandığında da bir o kadar kişisel bir süreçtir.

Diliyorum ki algınızda bir nebze yoganın ne olduğuna dair bir imaj yaratabilmişimdir. Aslında konu burada anlattığımdan daha derin.

Tavsiyem bu öğretiye bir şans tanıyın ve kendiniz ne olduğunu deneyimleyin. Sonrasında hayatınızda ne gibi değişikler olduğunu heyecanla izlemeye başlayabilirsiniz.

Sevgiyle ve ışıkla kalın.

Namaste

 

İlginizi çekebilir: Yoga nedir? Yeni başlayanlar için yoga rehberi

Burak Ayhan: 1987 yılında, Akdeniz'in sıcakkanlı şehri Mersinde gözlerini dünyaya açan Burak, kendi kişisel öyküsüne başlamış. Herkes gibi kendi öyküsünün kahramanı olan bu şahıs, üniversitede tıp okumayı seçerek etrafındaki kişilere şifa vermeye niyetlenmiş. Sonrasında Radyoloji dalında uzmanlaşarak yolculuğuna devam etmiş. Fakat bu süreçlerde içinde hep bir şeylerin eksik olduğu duygusunu taşıyan kahramanımız, çeşitli kişisel gelişim seminerlerine, ruhsal öğreti danışmanlıklarına katılmış ve bu alanlarda bilgi sahibi olabileceği araştırmalar yapmış. Ta ki bir gün bütün öğretilerin dediği gibi "KENDİNİ BİL, KENDİNİ TANI" ifadesini uygulamaya ve gerçekten sadece kendi içine yönelmeye karar verip, meditasyon yapmaya başlayana kadar. Meditasyon yapmaya başlayıp kendini anlamaya ve tanımaya başladıkça, onun için süreç hızlanmış, işinin onu ifade etmediğine karar vererek işini bırakmış ve bir süre sonra da yolunu aydınlatan öğretmeni ile tanışıp YOGA yapmaya başlamış. Artık kendisi Yoga yolunda kendine giden bir yolcu. Bu yolda bir yandan öğretmeye devam ederken kendisi de bir yandan öğrenmeye, kendini keşfetmeye devam ediyor. İnsanlara artık bu yolla şifa vermeye ve aslında insanların kendi şifalarını bulmalarına destek oluyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale