X

Yogaya bakış açınızı değiştirin: Yogayla ilgili 5 önyargı

Herkese merhabalar, Hygge Yoga, Hygge ortam oluşturmak ve aromaterapi nedir öğrendikten sonra yogayla ilgili bilgilere değinmek istiyorum. Yoganın faydalarına derinlemesine girmeden önce, yogayla ilgili bilinen bazı önyargılar ve yanlışlardan bahsedelim.

“Esnek değilim yoga yapamam.”

Yoganın amaçlarından biri vücudu ve zihni esnetmektir. Zihin ve vücut birbirine bağlıdır. Biri esneyince diğeri de esner ve rahatlar. Fiziksel esneklik kaslarla ve vücuttaki elastenle alakalıdır. Kaslar güçlendikçe esnekliğini kaybeder ve kısalır. Bu da yırtılmalara yol açabilir. Dolayısıyla kasları esnetmek çok önemlidir. Aynı zamanda esneyen kaslar daha iyi yapılanır. Bazı vücutlarda elasten az olduğu için daha az esnektir veya tam tersi. Yogayla bu durum dengelenebilir. Dolayısıyla esnek olmayanlar yoga yapamaz gibi bir durum yoktur.

“Spiritüel değilim yoga yapamam.”

Yoga; ruh, beden ve zihin dengesini sağlar. Spiritüellik ruh ve zihne nasıl baktığımızla alakalı bir durumdur. Ben tek bir evren olduğuna ve her şeyin oradan geldiğine inanan biriyim. Bilgi de aynı yerden geliyor enerji de. Bence enerji var ve enerjinin fiziksel formu var. Aslında evrendeki her şey bir matematik formundan ibaret. Dolayısıyla bilimle spiritüelliği birbirinden ayırmıyorum.

Tabii ki fikirler ve inançlar değişkenlik gösterebilir saygı duyarım. Bu açıdan bakarsak aslında yoga biraz da nereden bakıldığına bağlıdır. Bir taraftan mistik bir sistemken bir taraftan da çok fiziksel bir aktivitedir. Aynı zamanda her fiziğe ve inanışa hitap eden birçok çeşidi de vardır. Son dönemlerde birçok doktor ve bilim insanı yoganın faydaları üzerine ciddi araştırmalar yapıyor ve bu araştırmaların sonucunda da hastalarıyla yoga yapıyorlar veya tavsiye ediyorlar.

Hücre yenilemeden zihin sakinleştirmeye, stres yönetiminden DNA kodu değiştirmeye kadar geniş bir skaladan bahsedebiliriz. Zamanla birlikte koşullar, vücut yapıları, dünya değişiyor, evrimleşiyor. Önemli olan işin özünden kopmadan yeni koşullara adapte olabilmek. Bu bağlamda yogayla ilgili araştırmalar ve herkesin faydalanması için yapılan çalışmalar çok değerli. İnanç sistemi ve fiziksel bakma konusu çok derin bir konu ve çok kişisel tercih. Ben bakış açısı ne olursa olsun yoganın herkese çok fayda sağladığını düşünüyorum. Küçük bir araştırmayla kendinize ve inancınıza uygun bir tarz bulabilirsiniz.

“Ben oturmaktan sıkılırım.”

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere yoganın çok çeşidi var. Medyada bağdaşta oturan insanlar yoga yapan grubu temsil ettiği için yoganın sadece öyle olduğunu düşünüyoruz. ‘Raja Yoga’ örneğin sadece meditasyon üzerinedir ve pozlar yoktur. Vinyasa, Hatha, Power, Yin Yoga ve benzeri çeşitlerde pozlar vardır ve hareketli çeşitlerdir. Bunların da kendi içerisinde seviyeleri vardır.

Senem Utku – Cross Fit & Yoga

“Tayt giymek zorunda mıyım?” 

Kendinizi rahat hissettiğiniz her kıyafetle yoga yapabilirsiniz. Bazı ekollerin kendilerine özgü kıyafetleri var eğer bir ekole bağlı değilseniz böyle bir zorunluluğunuz yok. Hatta kıyafetle ilgili bir şey anlatmak istiyorum. Amerika’da metal müzik dinleyen bir grup demişler ki “Biz de yoga yapmak istiyoruz ama metal müzikle ve siyah kıyafetlerimizle ama studioya gittiğimiz zaman herkes garip bakıyor biz de rahatsız oluyoruz.” Bunun üzerine de “Beer Yoga” çıkmış, hatta yoga pratiklerini bira içerek barlarda yapıyorlar. Ben çok tavsiye etmiyorum denge ve dikkat açısından ama öyle mutlu oluyorlarsa, neden olmasın? 

“Yoga feminen bir şey.” 

Tarihsel bir açıklama yapmak isterdim ama yoga ve feminenlik olgusu nasıl yerleşti inanın hiç bilmiyorum. Erkekler yapı ve bakış açısı olarak daha çok ağır sporları tercih ediyorlar. Son yıllarda gözlemliyorum; spor ve cinsiyet kavramı çok değişmeye başladı. Cross Fit, Kick Box tercih eden ciddi bir kadın kesim de var. Ağır spor yapan bireylerin, kadın veya erkek fark etmez kasları gerginleşiyor ve kısalıyor, dolayısıyla yoga yapmak esneklik vereceğinden faydalı bir egzersiz.

Bunun salonlarda mobility dersleri de var. Yoganın güzelliği vücudu bölgesel değil tamamen esnetiyor oluşu. Aynı zamanda nefes ve hareket dengesi olduğundan vücuda yeterli oksijen girmesini de sağlıyor. Yurtdışında büyük spor kulüplerinin hem fiziksel hem de konsantre açısından sabit yoga hocaları var. Özellikle futbolcular çok tercih ediyor. Dünyaca çok popüler bir dal olduğundan futbolcular göz önündeler ve stres altındalar. Stres yönetimi, mental rahatlık, konsantre için yogayı tercih ediyorlar. Ayrıca sakatlanmalardan sonra kasları esnetmek daha hızlı yapılanmasını sağlıyor. Bütün bunlar göz önünde bulundurulursa sporcular için yoga bir nevi kazan-kazan konumunda. İlginizi çekerse Ronaldo’nun belgeseline bir göz atabilirsiniz.

Çağrı Yağız Yasak – Futbolcu

Orkun Öztürk – Cross Fit

Evet arkadaşlar yazımızın sonuna geldik. Eski bir sporcu ve spiritüel biri olarak her kesimden ve inanıştan birileriyle çalışma fırsatım oldu, görüşünüz ne olursa olsun merak ettiğiniz veya derinlemesine bilgi sahibi olmak istediğiniz bir konu varsa lütfen iletişimde olalım. Yazıma son verirken sizlerle esnemek üzerine hazırladığım bir sekansı paylaşmak isterim. Şimdilik hoşça kalın, görüşmek üzere.

İlginizi çekebilir: Hygge yoga: Sıcaklık, rahatlık, huzur, bedene ve zihne odaklanma, farkındalık

Bahar Çolak: Merhabalar ben Bahar. Yeditepe Üniversitesi, Sanat Yönetimi Bölümü mezunuyum. Okul sonrası Demir Demirkan’ın asistanın olduktan sonra müzik yapımcılığına başladım, Berklee Collage of Music’ten Dijital Müzik Pazarlaması ve Lisanslama eğitimi aldım. 2017 yılında yoga eğitimimi tamamladım. Daha sonra, Leiden Üniversitesi'nden Mindfulness eğitimi aldım. 2020 yılında İskandinavların mutluluk felsefesi Hygge'yi, Yoga ve Mindfulness çalışmalarıyla birleştirerek yepyeni deneyimsel bir akım yarattım. Soho House, Kalamış’taki Home Studio’m ve kurumsal firmalarda yoga dersleri veriyorum ve workshoplar yapıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale