Mu ve Atlantis sağ olsun, ki bu kıtalar kayıp kıta olarak geçiyor. Neresi kayıp? Basbayağı, oldukça da geçerli nedenlerle sular altında kalmışlar. Bunların kolonilerini dünyanın her yerinde görmek mümkün. Uygurlara değinmeden direk Aryanlara, İndüs uygarlığına gidelim ve Yoga’yı bize verenlerin, bizlere nereleri anlatmaya çalıştıklarına bakalım.
İnsanlığın şuursal gelişim tarihi Göbekli Tepe’nin 1991’de örtüsünün açılmasıyla tekrar inşa edildi. Aslında tarihimizin bilinmeyen parçalarını hatırlamaya başladık. Gerçi hala birçok kısmı bizim için karartılmış olsa da yine de geçmişimizde başka bir şeyler olduğunu biliyoruz. Modern insanın nedensellik bağlarındaki kopukluk -bir çeşit hatırlamama hali- günümüzde güçlü depresyonlara ve ihtiyaç dışındaki uğraşlara neden oluyor… Bhagavat Gita’daki domuzların arasında vakit geçiren Tanrı gibi. Yukarı gelmesi söylendiğinde ise keyfinin yerinde olduğunu söylüyor… Tam metni hatırlayamamış olabilirim ancak tesiri bu olan bir kısım vardı. Bizim durumumuz da böyle şu anda. Egonun bu zamanlarda ne yaptığına, ne aradığına ya da buraya ne yapmaya geldiğine dair fikirlerimiz yok. Hem plansal anlamda, hem de bireysel anlamda bunu söylüyorum. (Burada bahsettiğim “bireysellik” kavramı bildiğimiz anlamından farklıdır.)
Peki, çamurun içinde ne yapıyoruz dostlar? Elimizin altında hazır verilmiş sistemler var. Brahmacharya ile beraber yürüyelim. Vay be! Kişisel tanrımız ile beraber yürürüz tabi ki, neden olmasın? Sonuçta her şey sevgi, aşk, aşk, aşk ve kalp, kalp, kalp. Peki, modern insanlık ailesine, yani hepimize yardım edelim. Tanrı denilen sistem ile beraber yürünür. Kişi, kendisi ve kendisinin dışında olanlarla düzgün bağ kurduğunda bu sistemi hissetmeye başlar. İlk soru şu olmalıdır: “Benim dışımda ne var?” Dışarıda ne var arkadaşlar?
Beraber yürümeye bakalım çünkü dünya hanımının astralinde bu deneyimler var. Genesis 5:22-24 te Hanok’ta bunu görürüz.
“Metuşelah’ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu. Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.”
Bildiğim kadarıyla bedeniyle yukarıya alınan başka birisi yok. Bu başka bir şey. Zaten, Üstat Hanok bambaşka bir şey. Dileyen dostlar derinleşebilir bu konuda. Biz konumuza dönelim.
Doğru bağ kurmayı öğrenip birbirimize karşı kötü düşüncelerimizin yerini iyi dilekleri, etrafımıza, yani dışımıza iyiliğin amaçlarına bizleri bağlayacak niyetleri yaymalıyız. İnsan her seviyeden yayın yapabilen bir varlıktır. Geçtiğiniz yerlerde nasıl yayınlar yapıyorsunuz? Düşünceleriniz nasıl, bakışlarınız nasıl? Adımlarınız nazik ve şefkatli mi? Etrafınızda kullandığınız araç gereçleri nazik bir şekilde mi kullanıyorsunuz, yoksa sertçe itip kakıyor musunuz? Her şeyin içinde bir şuur olduğunu hatırlatmak isterim. Bir form kendini sizin gözünüzün önünde bir arada tutuyorsa bu demektir ki onun bir fikri var ve bir iş görüyor. Fikirler dünyasından gelen bir bağ da bizim için tanrısallıktan gelen bir bağdır.
İtip kaktığınız şeyin şuuru sizden daha düşük seviyede olan bir varlık. Bitkileri, hayvanları saymıyorum bile… Onlar bizim için daha canlı kategorisinde. Acaba cansız ne demek? Canı olmayan bir şey var mıdır?
Şapkayı önüme alıp yazıyorum ve şu cümle geliyor üstattan “Hazzı aramayın, sizi zayıflatır.” Bomba patlar. Ateş bedeni içinde suyu deneyimleyen bir varlık olarak söylerim ki hayatın birçok anını haz bakış açısından deneyimledim uzun bir süre. Maşallah ki deneyimlenen süreler boyunca gelişen benlikler hala benimle. Kozmos çalışır, işleri kaydeder ve sonra size izletir, siz de izlersiniz zaten. İzlerken yanınızda Pamela olur ya da metrobüsteki akıllı telefonunuzdan izlediğiniz sense8.
Çok hassas bir kasayı açmaya çalışan hırsızlar gibiyiz. Kendi hazinemizi patlatmaya çalışıyoruz. Stetoskop (buna da başka bir isim bulmamız lazım) gibi bir cihazla kasayı dinliyoruz. Tık tık, tıkır, tak! Evet oldu. Kasanın kısa kodunu çözdük “Hatırla123!” Böyle de şifre mi olur?
Yukarıdaki IT departmanından gelen şifre bu kadar basit işte. Sadelik içinde olalım. Adımlarımız, eylemlerimiz Tanrı’nın işlerinden yana olsun. Gittiğimiz her yere kutsallık ve iyi dilekler götürelim.
Bizim için yeşil enerji ve Brahma hep buralarda.
İlginizi çekebilir: Yaşamak üzerine: Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu bir hayat hayal edin