X

Yoga yönlendirmeleri ne ifade ediyor: Merkezlenmek, köklenmek, mevcut olmak

Yoga yaparken gelen yönlendirmeler… Başka, yeni, yabancı bir dil gibi. Sözünü ettiğim tadasananın dağ pozu olması gibi Sanskritçe, Türkçe farkı değil.

  • Merkezlenmek, merkezini bulmak, köklenmek
  • Mevcut olmak
  • Nefesini dinlemek
  • Niyet koymak gibi tınısından çok büyük anlamları olan davetler. Hem anadilimizde hem de belki de bir o kadar yabancı bir dilde gibi…

Merkezlenmek, peki ne zaman?

Dışarıda çok fazla şey aynı anda olduğunda, yapılacak işler listesi tam da sonunda birinden başlamaya niyet edebildiğinde diğerlerine ihanet ediyormuş gibi hissedecek kadar kabardığında, kaygı uyandıran türden bekleyişler çok uzun sürdüğünde, daha da beteri, olduğundan uzun hissettirdiğinde, yaşam sevinci düşüp, çok şey yapmak isteyip, hiçbir şey yapamayıp bir de bundan vicdan azabı çektiğinde. Yörüngeden çıkmış gibi hissettiğimizde, koşullar öyle hissettirdiğinde…

Merkez, nasıl ve nerede?

O ihtiyaç olan minik kıvılcımın olduğu yer dünyanın magma tabakası gibi dip derinimizde, tam orta yerimizde. Soğuk havalarda üşümemek için kat kat giydiğimiz kıyafetler gibi yaşamlarımız boyunca edindiğimiz deneyimlere istinaden kendimizi korumak için ruhlarımızın üzerine inşa ettiğimiz onca katmanın altında, derininde gerçekte kim olduğumuz. Zaman ve mekânın, adın ve formun, öğrendiğimiz ve bize öğretilmiş olan tüm bilgilerin ötesinde, her zaman mevcut olan o en gerçek benlik.

Merkezlenmek, nasıl bir his?

Dışarıda ne olursa olsun değişmeyen ya da feragat etmeyen temel yer. Bedenin orta çizgisini, vücudun dikey eksenini hissettiğinizde hissedilen güç. Odaklanmış bir uygulamadan sonra keyif veren merkezlenmiş sakinlik. Zihnin içine yerleştiğinde deneyimlenen sessiz memnuniyet duygusu. Omurga hattında hissedilen enerji. Nefesin karnın içinde salınması.

Köklenmek nedir, neye dair?

Topraklama, canlılık ve istikrar. Hayatta kalmak, hayatta kalmaya dair içgüdüler; güvende olmak, yiyecek ve barınma ihtiyaçlarının tatmini. İnançlar, değerler ve aile bağları.

Köklenmek, peki ne zaman?

Büyümek ve gelişmek için topraklanmış hissedebilmek önemli, ancak o zaman devam etmek mümkün, ancak o zaman üzerine inşa edilecek sağlam bir temelimiz olabilecek.

Aksi halde projeden projeye sıçrayan, düşünen, düşünen ve düşünen, tükenmişliğe doğru ilerleyen insanlarız. Uyuşuk olabilir, yenilmiş hissedebilir ya da yapmak istediklerimizi, yapmamız gerekenleri yapamayabiliriz.

Yükselmek için köklenmek. Nasıl bir his?

Ayakta durduğunda, sanki tüm vücudunun çok çok ağır olmasına ve tabanına doğru düşmesine izin veriyormuş gibi. Köklenmedeki bu ağırlıktan, vücudun geri kalanında uzunluk ve hafifliği bulmak için aşağı doğru, derine doğru bastırmak, kemiklerden kuvvetin iletilmesine tam duruşa uzatmasına izin vermek.

Köklenmek, nasıl ve nerede?

Yere; mental, fiziksel, zihinsel tüm köklere dokunan her şeyi tam olarak nasıl yerleştirdiğinize dikkat etmektir, derinleşmesine izin vermektir köklenmek. Bunlardır yaşamın tohumu. Tüm bedenlerdeki (mental, fiziksel, zihinsel) vücut parçalarının nasıl yerleştirildiği, onların büyüme yeteneğini doğrudan etkiler.

Kendinizi köklendirin.

Mevcut olmak, peki ne zaman zor?

Dışarıda endişe verici birçok şey olurken. Olanlar hiç ama hiç hoşumuza gitmiyorken. Tüm bu olanların içeride yarattığı gürültü dış sesi bastırmışken. Hızlıca ve aynı anda birden çok şeyi yapmak gerekirken. Hayat ve çevremizdeki insanlar bize göre çok ağır veya yavaş hareket ediyorken. Tüm bu olanlardan her şeyden ve herkesten kaçmak hissi yükselmiş, başka bir yer başka bir zaman hayaline düşmüşken.

Mevcut olmak nasıl ve nerede?

Olayları olurken fark etmek. Olanı yargılamak değil “olanı” görmek. Olanla eş zamanlı ilerlemek. İşte yeni bir yabancı kelime bütünü daha; akışta olmak. Çok düşünmekten çıkış bileti akışta olmak. Akışın içindeyken düşünmek mümkünken düşünürken akmak mümkün değil. Bir yerde sıra beklerken bir kişinin eksilmesini ve bir adım ileri gitmeyi düşünmek hatta düşlemek yerine en öndeki kişinin işinin bitmesi ve sıradan çıkışı ile bir adım ilerleme vakti geldiğinde adım atmayı düşünmekle eş zamanlı adım atmaktır akışta olmak. Akışta mevcut olmak hem sırasında hem sonrasında iyi hissettirendir bu mevcut olmanın hediyesidir.

Mevcut olmak, nasıl bir his?

Yoga sizi bizi başka biri yapmaya çalışmaz bunun yerine kendimizi daha derinlemesine anlamanıza yardımcı olur. Mevcut olmak, olayları olurken fark etmek ve onlara, olduğu anda yanıt vermek. İçinde yaşadığımız evimiz; vücudumuzda olmak istiyorsak onun bize verdiği bilgileri duymak, görmek, öğrenmek meselesidir ilgilenmemiz gereken. Bilgi kaynağı olarak tenimizde hissettiklerimizi fark etmek mevcut olmak. Elimizin ayağımızın köklendiği zeminin sertliği, yumuşaklığı, serinliği veya sıcaklığı. Ayakta ve dik bir duruş için iki ayak tabanına eşit ve dengeli basmayı fark etmek mevcut olmak, düşmemek, yalpalamamak için. Ana odağın vücut olduğu bir anda başka bir aktivitede olmamak. Deneyimin gerçekten deneyimlendiğimiz şey olmasına izin vermek.

Şu anda var olmak basittir, ancak kolay değildir. Zaman ve tekrarla, her durumda farkındalığa ve bilince izin vererek her an mevcut olmayı öğrenebiliriz.

Tepkisel değil, tepki veren olabilmek için mevcut olmak.

Dünyaya geldiğimiz ilk andan buradan ayrılacağımız son ana kadar nefes alıyoruz. Önümüzdeki hafta yazının devamında buluşana dek nefesinizi, bedeninizi ve sezginizi dinlemeye ne dersiniz?

Devam edecek…

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Ahimsa: Hem kendimize hem dışarıya karşı şiddetsizliğe davet

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale