Bir kez de olsa yoga dersine girdiyseniz, bir şekilde derse kulak misafiri olduysanız ya da bir film izlerken yoga yapılan sahneye denk geldiyseniz fark etmişsinizdir. Yoga hocası ders sırasındaki pozlarda ara ara sorular sorar: “Şimdi nasıl hissediyorsun bir bak, nefesin nasıl, bölgesel bir zorlanma var mı, rahat mısın?” Bazen de size seçenekler verir: “Elini sağ bacağının dışına koyabilirsin ya da dizinin arkasından geçirerek yere koyabilirsin, gözün açık ya da kapalı olabilir” gibi… Hiç aklından geçti mi “Ya bir seçenek olsun hepimiz onu yapalım, niye böyle bilinmezlikte konuşuluyor? Poz neyse odur, yapalım devam edelim” diye?
Sonuçta hayatımızın birçok alanında öyle değil mi? Bize bir yönerge verilir, biz de o yönergeyi takip edip uygulama yaparız. Ama doğru olan bu kadar ezbere yaşamak mıdır? Bunca sene başkalarının rehberliğinde ilerleyerek, başkası için doğru olan çözümü kendimiz için de doğru kabul ederek kendi sesimizi kısmış olabilir miyiz?
İlk girdiğim yoga derslerinde benim zihnimde de “Bu kadar seçeneğe gerek var mı?” soruları dönüp duruyordu. Bunun kök nedenini yıllar sonra yoga eğitmenliği eğitimimde öğrendim ve benzer soruları olanların içini rahatlatmak, bu konuya bir açıklık getirmek, yoganın kendimizi tanımamıza nasıl yardımcı olduğunu açıklamak üzere bu yazıyı yazmak istedim.
Bu soruların cevabını açıklayabilmek için öncelikle sizlere kısaca duyumlardan bahsetmek isterim. Duyu sistemimiz sekiz duyudan oluşuyor. Bunların ilk beşini yakından biliyoruz: Görme, işitme, koku alma, tat alma, dokunma. Geri kalan üç duyunun ise pek popüler olmadığını gözlemliyorum.
Halbuki sınıfının popüler değil, ama çalışkan öğrencileri olarak hepsinin de çok önemli görevleri var. Vestibüler sistem dengemizi kurmamızı sağlıyor mesela. Baş aşağı eğildiğimizde dengemizi korumamız için olmazsa olmazlardan. Proprioseptif duyumlara baktığımızda uzaydaki konumumuzu algılamamızı sağlıyor. Bu duyumlarla bedenimizdeki kas, iskelet, bağ dokularla iletişim kuruyor ve her türlü hareket koordinasyonumuzu sağlıyoruz. Sekizinci duyumuz interoseptif duyumlar ise içimizde olan biteni hissetmemizi sağlıyor. Açlık, susuzluk, tuvalet ihtiyacı, beden ısısı, mutlu ya da üzgün hissetmemiz gibi.
Her bir duyumuzun ayrı önemi var. Benim bugün aktarmak istediğim konu ise, yoga derslerinde seçenek sunulmasının, soru sorulmasının interoseptif duyumlarımızı güçlendirmesi. Yoga yaparken nasıl hissettiğimize, nefesimize, duygularımıza bilinçli bir şekilde farkındalığımızı getirmemiz, interoseptif duyumlarımızı güçlendirir. Bu nedenle düzenli yaptığımız yoga pratikleriyle kendimizi duymak daha kolay hale gelir.
Madalyonun diğer yüzü ise yoga yaparken interoseptif duyumlarımıza olan gereksinimimizdir. Derse gelen her bir bireyin vücut yapısı, iskelet ve kas sistemi, sinir sistemi birbirinden o kadar farklıdır ki, eğitmenin herkesi tek bir yönerge ile yönlendirmesi, onlar için sihirli formülü vermesi mümkün değildir. Hareketi ne kadar, nasıl yapabileceğimizin cevabı eğitmende değil, bizde gizlidir. (“Her şey içimizde” esprisinin gerçeklik payı oldukça fazladır.) Bu cevabı daha rahat bulabilmemiz için de interoseptif duyumlarımızı geliştirmemiz gerekir.
Yoga derslerinde bize farklı seçenekler sunuluyor ki kendimiz deneyip bize iyi geleni bulabilelim. Bunca zamandır hayatımızdaki birçok alanda bize hazır formüller, yollar sunulduğu için ilk başta bu ders akışına anlam vermekte zorluk yaşayabiliyoruz. Bazen kendimizi dinlemeyi inkar edebiliyoruz. Bu yüzden “Yoga bana göre değil”, “Şu kişi kesin yoga yapıyordur” gibi farklı yargılamalara girebiliyoruz. Halbuki yoga birine uygun olup olmamakla alakalı değil. Yoga sadece “kendin olman” için kullanabileceğin mükemmel bir araç.
Yoga bize, kendimizi en iyi bizim tanıyabileceğimizi hatırlatıyor. Yoga yaparak geliştirdiğimiz interoseptif duyumlarımız sayesinde, kendimizle olan iletişimimizi güçlendirmekle kalmıyoruz. Aynı zamanda günlük hayatta da bize neyin iyi geleceğini, nerede kendimizi daha fazlası için zorlamamamız gerektiğini doğru zamanda anlayabiliyoruz. Yoga matı üzerinde öğrendiğimiz ve günlük hayatımıza da otomatik olarak aktardığımız kendimiz için karar verebilme, kendi sorumluluğumuzu alabilme becerileri işte tüm bunların bileşimiyle ortaya çıkıyor.
Yazım ile ilgili soru ve yorumlarınızı Instagram hesabımdan bana yazabilirsiniz. Kendinizi tanıma yolculuğunuzda yogadan da faydalanmanız dileğimle.
İlginizi çekebilir: Kendinize yeterince zaman ayırıyor musunuz?