X
    Kategoriler: LIVE UP

Yiyecekler hakkında 5 şaşırtıcı gerçek

 

Eğer beslenme ve sağlık konuları ilginizi çekiyorsa, büyük ihtimalle, besin değerleri, belirli konularda yararlı yiyecekler ya da sağlıklı beslenme önerileri hakkında bilginiz vardır. Mesela, balık ve fındık gibi omega-3 içeren besinlerin beyninize iyi geldiğini ya da hayvansal yiyeceklerdeki doymuş yağın kalbinize zararlı olduğunu muhtemelen biliyorsunuzdur.

Peki, birçok yiyecekte bulunan bir içeriğin sizi daha sinirli yaptığını ya da her gün tükettiğimiz bir şeyin IQ’nuzu düşürme ihtimali olduğunu biliyor musunuz? Uplifers olarak bir araya getirdiğimiz bu şaşırtıcı bilgileri öğrendikten sonra bazı yiyeceklere asla aynı gözle bakmayacaksınız.

Yiyecekler Hakkında Bilinmeyen Şeyler

1. Pasta sizi sinirli yapabilir.

… ve sebebi sadece başkalarının önce davranıp sizin dilimizini alması değil. Fast food, kızartmalar, işlenmiş ve paketlenmiş yiyecekler, hazır kek/pasta karışımları, dondurulmuş pizza gibi yiyecekler; içerdikleri trans yağlar sebebiyle, fünyenizi kısaltır ve sizi patlamaya daha yakın bir hale getirir.

University of California San Diego’da, 1000 kadın ve erkeğin beslenme alışkanlıkları üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, trans yağ içeren besinler tüketmek; sabırsızlığı, alınganlığı, asabiyeti ve agresyonu arttırıyor. Bu telaş verici bulgunun daha bir çok araştırmayla desteklenmesine ihtiyaç olsa da, trans yağların, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları gibi bir çok sağlık problemine yol açtığı zaten biliniyor.

Neyse ki, bu yiyecekleri içerdikleri yağlara göre değerlendirip doğru seçimler yaparak hala tüketebilirsiniz. Bunun için besin değerlerindeki trans yağ içeriğini kontrol edip, “kısmen hidrojene yağ” ya da  “bitkisel yağ” etiketli ürünleri seçmeye özen göstermeniz yeterli.

2. Siyanür zehirlenmesine karşı dikkatli olun.

Bazı gıdalar, besin değerleri çok yüksek olmasına karşın, çiğ tüketildiklerinde zehir saçabiliyor. Özellikle fasulyenin baze çeşitleri ve elma, vişne, şeftali, kayısı ve erik gibi meyvelerin çekirdekler, ölümcül bir zehir olan siyanür içeriyor. İnsan vücudu, siyanürün bir kısmını tolere edebiliyor olsa da, büyük miktarlarda siyanür alımı ölüme kadar götürebiliyor.

Potansiyel zehir içeren diğer gıdalar ise; yeşil kabuğuyla beraber ya da çiğ tüketilen patates, barbunya, badem ve kaju. Ancak badem ya da kajuyu kuru yemiş olarak tüketiyorsanız, tüketime sunulmadan önce bir miktar ısıyla işlendiklerinden, endişelenmenize gerek yok. Kendi bahçenizde bir şeyler yetiştiriyorsanız mutlaka ölü otları ve zehirli olabilecek yaprakları temizleyin. Fasulyeleri pişirin, meyve çekirdeklerini çiğnemeyin ve bahçenizde yetişen, ne olduğunu bilmediğiniz şeyleri yememeye özen gösterin.

3. Aç kalmak yaşlanma sürecini  yavaşlatabilir.

“Açlık diyetleri” veya kalori sınırlaması olan birçok diyet; vücudun kas oranını ve kemik yoğunluğunu azaltabilir ve hormonlarınızda dengesizliğe yol açabilir. İleri dereceleri ise, saçlarınızın dökülmesine, kalp hastalıkalrına ve hatta ölüme kadar götürebilir. Ancak yine de, yapılan araştırmalar; kalori kısıtlamasının ya da, normal bir diyetteki kadar vitamin ve mineral içerip  kalori alımını %30 düşüren düşüren CR (calorie restriction- kalori kısıtlama) diyetlerinin yaşam süresini arttırabileceğini göstermiş.

Bir grup bilim insanı,  kalori kısıtlama diyetine uygun olarak besledikleri fare ve sıçanların ömrünü neredeyse iki kat arttırmayı başarmışlar. Çeşitli deneylerde, bu diyete uygun olarak beslenen hayvanların, böyle beslenmeyenlere göre daha uzun yaşadıkları gözlenmiş. Bazı teorilere göre, kalori kısıtlama diyeti; yaşlanmanın, kanserin, kardiyovasküler ve Alzheimer’s gibi hastalıkların birincil nedeni olan oksidatif strese karşı dayanıklılığı arttırarak, organizmanın yaşam süresini arttırmaya yardımcı oluyor.

Kalori sınırlama diyetinin insanlar için aynı etkiyi yaptığını gösteren uzun süreli araştırmalar olmasa da, bazı araştırmalar, bu diyeti uygulayan insanlarda da kardiyovasküler hastalıkların riskinin azalıp, hafızanın güçlendiğini göstermiş. Ancak doktorlar uyarıyor; kalori kısıtlama diyeti çok genç, çok yaşlı, hamile ya da çocuk yapmaya çalışanlar için tehlikeli olabilir.

Yiyecekler Hakkında Bilinmeyen Şeyler

4.  Gazlı içecekler sizi aptallaştırabilir.

Eğer bir sınavınız varsa ya da bir rapor yazmanız gerekiyorsa, elinizdeki o renkli drajeleri ya da gazlı içeceği tüketmeden önce tekrar düşünün. 2012’de UCLA tarafından yapılan ve The Journal of Psychology’de yayınlanan bir araştırma, ilave şekerin bilişsel bozuklukla bağlantısı olduğu yolundaki kanıtları arttırmış.

Araştırma, altı hafta boyunca normal su yerine şekerli ve gazlı içecekler tüketen farelerin, su içenlere göre; labirenti tamamlamakta daha yavaş olduklarını göstermiş. Teoriye göre, fruktoz beynin insülin metabolizmasını bozuyor ve düzgün çalışabilmesi için şekere olan ihtiyacını daha da arttırıyor.

İlave şekerin yüksek oranda olduğu bir beslenme düzeninde, BDNF -beynin hatırlama fonksiyonunun çalışabilmesi için ihtiyaç duyduğu ve diyabet hastalarında düşük miktarda olan kimyasalın- üretiminin azaldığı, çeşitli araştırmalarla kanıtlanmış.

Mayo Clinic’in bu konuda yürüttüğü araştırmalar ise, yüksek şeker ya da yüksek karbonhidrat içeren diyetlerin; düşünme, yargılama, hafıza ya da dille bağlantılı konularda daha fazla bilişsel yetersizlik geliştirdiğini ortaya koymuş.

Neyse ki, gazlı içeceklerin etkilerini sağlıklı yağlar ya da protein içeren şeyler tüketerek dengelemeniz mümkün. UCLA araştırmaları, omega-3 yağ asitlerinin, farelerin şekere bağlı olan beyin disfonksiyonlarına karşı durduğunu; Mayo Clinic ise daha çok protein ve sağlıklı yağ tüketenlerin daha az bilişsel bozukluk yaşadığını ortaya koymuş.

5. Yiyeceklerin yarısı çöpe gidiyor.

Bu bilgi, garip olmaktan daha çok üzücü. Ve maalesef gerçek. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 2008’de hazırlanan bir rapora göre, dünyada üretilen yiyeceklerin yarısı çöpe gidiyor. Bu israf, tarlalardan depolara, restoran ve marketlere ve sonrasında evlere ulaşana kadarki tedarik zinciri boyunca devam ediyor. Doğal Kaynakları Koruma Konseyi (NRDC) tarafından 2012 yılında hazırlanan bir başka rapor ise, Amerika’da gıdaların yaklaşık %40’ının ziyan olduğunu, evlere alınan yiyeceklerin %25’inin çöpe atıldığını gösteriyor.

Dünyada bir milyar kadar insanın yetersiz beslenme ve açlıkla karşı karşıya olduğunu düşününce; yiyeceklerin israfıyla beraber, temiz içme suyu, ekilebilir arazi ve üretim aşamasında kullanılan kaynakların da ziyan olması büyük haksızlık.

Birçok yiyecek daha tabağınıza ulaşamadan çöp olurken, aslında bunu engellemeniz çok basit: ihtiyacınız olandan daha fazlasını satın almayın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale