X

Yıldız banyosu (hoski yoku) nedir, nasıl yapılır?

Karanlık bir gecede gökyüzünden ışıltılarıyla selam çakan yıldızları görmenin verdiği mutluluk, pek çoğumuz için büyüleyici bir güzelliğe şahitlik etmekle eş değer. Adeta evrenin sırlarla dolu kapısını aralayan, hayran bırakıcı ışıklarıyla mest eden, dahası gündelik hayatın karmaşasından, bir anlığına da olsa uzaklaştırmayı başaran yıldızlar, bizi harika bir yolculuğa çıkarabilir. Nasıl mı? Hemen soralım: Yıldız banyosu konseptini hiç duydunuz mu? Japonca’da ‘Shinrin Yoku’ olarak bilinen ‘orman banyosu’ gibi bir de Hoshi Yoku var; yani ‘yıldız banyosu’. İçsel bir yolculuğa çıkmaya, huzuru bulmaya ve stresinizi azaltmaya hazırsanız, gelin en yeni wellness trendlerinden biri olan yıldız banyosunu daha yakından keşfedelim ve yıldızların altında eşsiz bir serüvene çıkalım…

Yıldız banyosu (star bath) nedir?

Hoski Yoku, Türkçesi ile yıldız banyosu, aslında adından da anlaşılacağı üzere yıldızların altına kendimizi bırakmakla ilgili. Doğanın kollarında nasıl ki kendimizi mutlu hissediyor, yaprakların hışırtısı ile huzur buluyor, kuş cıvıltıları ile mutlu oluyorsak, gökyüzünün en güzel eseri yıldızların eşliğinde de kendimizi bir o kadar iyi hissediyoruz. Ancak, bu yıldız banyosunun etkisi, yalnızca daha iyi hissetmekle sınırlı değil. Çünkü, yıldız banyosu yapmanın, yani, yıldızların altında zaman geçirmenin, anda kalmaya (mindfulness) yardımcı olduğu, stresi azalttığı, meditasyon etkisi yarattığı, sakinlik ve huzuru teşvik ettiği ve dahası iyi bir gece uykusuna destek olduğu biliniyor.

Meditasyon ve yoga öğretmeni, astrofizikçi ve Mindful Thoughts for Stargazers kitabının yazarı Dr. Mark Westmoquette’e göre herhangi bir beklentiye girmeden gökyüzüne bakmak, hem gecenin sessizliği ve karanlığı eşliğinde sakinliği ortaya çıkarıyor hem de galaksimizin ötesindeki diğer galaksilerde yaşayan tüm canlılarla olan bağlantımızı takdir etmemize yardımcı oluyor. Öte yandan, bu kadar karanlık, sessiz ve uçsuz bucaksız geniş bir şeye bakmak, korkuyla karışık bir şaşkınlık duygusu uyandırıyor ve bu da stresin azalmasını sağlıyor. Hatta yıldızları izlemenin verdiği iyi duygular o kadar  yoğun ki Dr. Westmoquette’nin söylediğine göre ‘karanlık gökyüzü turizmi’ bile gelişmeye başladı, yani insanlar yalnızca yıldızları izleyebilmek için yeni bir yerler arayışındalar.

“Bir yıldız gördüğümüzde, bu bizi hemen şehrimizin, gezegenimizin ve güneş sistemimizin dışında parlayan bir yıldızın olduğu, ışığının aşağıya doğru yayıldığı ve bizim o ışığı aldığımız gerçeğine bağlıyor. Dahası milyarca yaşındaki bir yıldız, gökyüzünde yolculuk yapıyor ve biz buna şahit oluyor. Bu gerçekten inanılmaz.” diyor Dr. Westmoquette. Sizce de gerçekten öyle değil mi?

Yıldız banyosu nasıl yapılır?

Şimdi gelelim, bu deneyimi nasıl yaşayabileceğimize… Dr. Mark Westmoquette, birkaç adımda yıldız banyosu deneyimini yaşamanın kolay ve etkili yolunu şu şekilde aktarıyor:

1. Gökyüzünün açık olduğu bir gece seçin

Dr. Westmoquette’e göre, gökyüzü açık olduğunda, yani bulutlar karanlık bir perde oluşturmadığında, gökyüzünü izlemek, yıldızları yakalayabilmek çok daha kolay. Bu yüzden imkanınız varsa çok fazla ışık kirliliği olmayan bir yere gitmeye çalışın, ancak tamamen karanlık bir yer bulamazsanız da vazgeçmeyin. Dr. Westmoquette, şehrin kalabalık ışıklarından biraz uzaklaşmak için mümkünse daha yüksek bir yere çıkmayı -örneğin, çatı ya da bir tepenin üzeri gibi- öneriyor fakat, bu olmasa bile kendi fırsatınızı yaratabilirsiniz. En azından doğrudan görüş alanınıza giren bir sokak lambasından kaçınabilirsiniz. İdeal bir yeri bulup bulmamanız önemli değil, önemli olan yıldızları görebilecek bir yere geçmeniz ve kendinizi onların ışıltısına teslim etmeye hazır olmanız.

2. Rahatça yerinizi alın

Yıldızların seyrine dalmak için dışarıda ideal bir yer bulduysanız şanslısınız… Şehrin gürültüsünden, ışıklarından, kalabalığından uzak bir yer harika olabilir. Hele bir de gökyüzü açıksa, süper. Ama dışarıda bir yer bulamadıysanız da kendinizi yıldız banyosundan mahrum bırakmanıza gerek yok. Varsa evinizin balkonuna çıkın ya da pencere kenarına gidin. Ortam uygunsa rahatça uzanıp yıldızlara bakmaya başlayabilirsiniz, dışarıdaysanız belki bir şezlong ve minder, iyi bir seçim olabilir, değilseniz de başınızı kaldırın ve gökyüzünde gözlerinizi gezdirmeye başlayın. Dr. Westmoquette, ‘gözlerinizin karanlığa tamamen alışması yaklaşık 10-15 dakika sürebilir, dolayısıyla zaman planınızı buna göre yapın’ diyor. Yani, aceleye getirmeyin ve yeterince zaman ayırdığınızdan emin olun.

3. Tüm düşüncelerinizi uzaklaştırın

Günlük hayatın neredeyse her dakikasında onlarca düşüncenin geçtiği zihnimizi susturmak biraz zor olabilir. Ancak, gerçek ve etkili bir yıldız banyosu pratiği için tüm bu düşünceleri bir kenara bırakmamız şart. O yüzden dikkatinizi yalnızca gökyüzüne vermek için elinizden geleni yapın. Yıldızları seyretmeyi bıraktıktan sonra ne yapacağınızı ya da o gün eksik kalan işinizi düşünmeyin mesela. Derin derin nefesler alın, odağınızın başka yerde olduğunu fark ettiğinizde kendinize önemli olan ‘yapmış’ olmak değil, ‘gerçekten tam anlamıyla deneyimlemek’ olduğunu hatırlatın. Hem bedeninizle hem zihninizle orada olun ve yalnızca gökyüzüne odaklanın.

4. Kendinizi anın içine bırakın ve yukarıya bakın

‘İlk olarak, gözlerinizi kapatıp nefes alarak zihninizi temizleyebilirsiniz’ diyor Mark Westmoquette. Daha sonra gözlerinizi açın, önünüzde hangi gezegenlerin ve takımyıldızlarının bulunduğuna dair sorularınızı sakinleştirin, oradaki amacınız gökyüzünde gördüklerinizi analiz etmek değil, yalnızca yıldızlara odaklanmak. Eğer, herhangi bir yıldız göremiyorsanız, hemen pes etmeyin. Bazı yıldızların ışığı çok soluk olabilir ama bakmaya devam ederseniz mutlaka göreceksiniz. Önemli olan gördüğünüz yıldız sayısının ‘çokluğu’ değil, bu deneyimi yaşamanın kendisi.

‘Odaklanmak için bakışlarınızı gökyüzündeki bir noktaya sabitlemeyi deneyebilir, ancak aynı anda görüş alanınızdaki her şeyin farkında olmaya da çalışabilirsiniz’ diye belirten Dr. Westmoquette, sabırlı olmamız gerektiğini de hatırlatıyor. Ayrıca, 10 saniyenin bile hiç yoktan iyi olduğunu; dilediğiniz kadar uzun ya da kısa yıldız banyosu yapabileceğimizin de altını çiziyor.

Sonuç olarak, bize bu kadar cömert davranan doğanın sadece toprağından değil, gökyüzünden de faydalanabilir, kendimizi çok iyi hissettirecek bir yıldız izleme ritüeli kurabiliriz.

İlginizi çekebilir: Ekoterapi: İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin iyileştirici gücü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale