X

Yıkılmadım ayaktayım: Sağlam temeller üzerine kurulmuş bir hayat mümkün mü?

Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun…” Mevlana Celaleddin Rumi

Bana iletmiş olduğunuz çokça mesajın içerisinde gördüğüm bir ifadeyi bugün birlikte analiz edelim istiyorum “yıkılmak”. Hayatta neden yıkıldığımız, yıkılabildiğimiz, bizi yıkan etkenler… Hangi durumların bizi “yıkıldım” sözcüğünü cümle içerisinde kullanmak noktasına getirebildiği? Neden yıkılırız, neden o “yere düşmek” noktasına geliriz?

Bu bakış açısı hayatı algılamamıza ve hayatımızı neye göre hangi kavramı temel alarak şekillendirdiğimize göre değişmektedir.

Neden yıkılırız? Cevap verebileceğimiz kocaman bir listemiz vardır eminim hepimiz için… Yıkılırız çünkü terk edilmişizdir, yıkılırız çünkü aldatılmışızdır, yıkılırız çünkü istememişizdir, yıkılırız çünkü işten çıkartılmışızdır, yıkılırız çünkü iflas etmişizdir, yıkılırız çünkü bir hastalığın pençesine düşmüşüzdür, yıkılırız çünkü çok sevdiğimiz -eşimizi, annemizi, babamızı ve hatta çocuğumuzu- kaybetmişizdir, yıkılırız çünkü hayat istediklerimizi bize vermemiştir, yıkılırız çünkü bir kazada o her an yanımızda olan can-ım ellerimizi veya sol bacağımızı yitirmişizdir…

İşte “yıkılmak” aslında gerçekten “kolay” olmayan durumlarda bu durumu “kaldıramadığımız” ve bu durumu kaldıramayacağımız kadar ağır bir durum olarak algıladığımız için oluşan durumdur. Hani üzerimize dünyanın yükü yüklenmiş gibi oluruz. Orada sanki kocaman bir binanın altında kalmışızdır veya içimizde büyüttüğümüz, inşa etmekte olduğumuz kocaman evler bir anda yerle bir oluverir.

Bu yazımda sizlerle birlikte soralım istiyorum ya başka bir yol var ise ya yıkılmak bu kadar da kolay (zor olan içerisinde bizler yine de zor olanı kolay olarak algılamayı seçelim) değil ise? Bu bakış açısı hayatı algılamamıza ve hayatımızı neye göre hangi kavramı temel alarak şekillendirdiğimize göre değişmektedir. Kendimden bir örnek ile açıklamak istiyorum. Evliliğimin bittiği beş yıl öncesinde hayatımda sadece sevdiğim adam üzerinden kurulmuş bir düzen vardı, gerçekten hayattaki tek amacım onun mutluluğu, onunla olan ilişkim, onun ne düşündüğü ve onun bu hayatta yapmak istedikleriydi.

“Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun…” Mevlana Celaleddin Rumi

Ve evliliğim bitirmek noktasına geldiğimde, bunu bitirecek gücü kendimde bulabilmem ve yaşadıklarım ile yüzleşebilmem bile epey zamanımı almıştı. Yıkılmıştım evet tam kelime anlamıyla yıkılmıştım. “Hayatımın” anlamı bitmişti, neden yaşamaya devam edecektim? Yaşamaya devam edebilmek nedenim olan adam artık hayatımda yoktu ve bunun kararını veren her şeye rağmen bunu geri dönülemeyecek şekilde sonlandıran yine bendim. Peki, şimdi yıkılmış bir kişi olarak nasıl yaşayacaktım?

Bu deneyim aslında bana çok daha derin bir şey göstermişti, hayatımı “başka bir insan” evet çok sevsem de başka bir insanın varlığı üzerine koymuştum. Bu gittiğinde tüm temeller de çekilip alınmıştı işte ve ben bir “yıkıntı” ile kalakalmıştım… Böyle yıkıntılar içinde kalmaya, ayağa kalkamamaya devam edecektim veya her şeyi sil baştan yeniden yapacaktım. Bu sefer değiştirilemeyecek ve aslında dünya üzerindeki her şeyden çok daha kıymetli olan, diğer hiçbir temelin de yerini tutamayacağı bir şey ile “kendim” ile yeniden kuracaktım.

Böyle yıkıntılar içinde kalmaya, ayağa kalkamamaya devam edecektim veya her şeyi sil baştan yeniden yapacaktım.

Bu süreçte gördüm ki yıkılan her şey yeniden kurulabilir, yeniden yaşama dönüştürülebilir, kaybedilen tüm duygular yeniden yeşertilebilir ve insan “olmam” dediği her noktadan farklı bir bakış açısıyla farklı bir olgunlukla farklı bir tecrübe seviyesiyle yeniden geçebilir. Yeter ki temellerini hayatının dayanaklarını en sağlam kolonlar üzerine inşa etsin. Bu kolonları “dışarıdan” beklemesin, bunların malzemesi için dışarıya “bağımlı” olmasın. Bu başkasının vereceği sevgi yerine kendisinin kendisine vereceği sevgisi olsun, bu başkasının hayatında “eş olması”, “erkek veya kız arkadaş olması” yerine kendi kendisinin en iyi dostu olması olsun. Bu başkasından göreceği ‘’güzel’’ bakış veya güzel sözler yerine öncelikle kendi kendisine sağlayacağı güzel bir bakış açısı olsun. Başkasından aldığı, almaya çalıştığı, takdir yerine bu kolonları taşıyan her ne olursa olsun mükemmelliği için yaradılışı için “kendi kendisini” sonsuz bir minnet ile “takdir edebilmek” gücü olsun…

Bakın sevgili Marianne Williamson Sevgiye Dönüş isimli eserinde hayatımızın temellerini nasıl yorumluyor:

…Kutsal Kitap’ta bir öykü vardır; burada İsa, evlerimizi kum ya da kaya üstüne kurabileceğimizi anlatır. Evimiz bizim duygusal istikrarımızdır. Onu kum üstüne inşa ettiğimiz zaman, yağmur ve rüzgarlar onu aşındırıp darmadağın eder. Düş kırıklığına yol açan bir telefonla perişan oluruz; bir fırtına çıkar, ev yıkılır.
Evimiz kaya üstüne inşa edilmişse, o zaman o sağlam ve dayanıklıdır ve fırtınalar onu tahrip edemez. Biz hayatın gelip geçen dramları karşısında o kadar dayanıksız, incinebilir değiliz. Bizim istikrarımız gelip geçen hava koşullarından daha sağlam bir şeye dayanmaktadır, kalıcı ve sağlam bir şeye.

Kimilerimiz ise çok daha çetin fırtına koşullarında yeniden ve yılmadan ayakta kalmayı başarabilir.

Hepimiz hayatımızın farklı dönemlerde farklı fırtınalar ile karşılaşırız. Zorluğu hepimiz için ayrıdır, kimimiz için rüzgarın hızı aşındırıcı olur kimimiz için yağmurun yoğunluğu yerle bir olma sebebidir. Kimilerimiz ise çok daha çetin fırtına koşullarında yeniden ve yılmadan ayakta kalmayı başarabilir. İşte burada fark eden kavram bizlerin “hayat temelimizi” hayatımızın amacını, varlığımızın değerini ve gerçekliğini dayandırdıklarımız yani içimizdeki güzellikleri neyin üzerine inşa ettiğimizdir.

Eğer temelimiz “dışarıdan” gelecek olanlara dayanmakta ise onları kaybettiğimizde evet yıkılırız, evet temellerimiz ortadan kalkıverir. Ne yapacağımızı, nasıl olacağımızı, nereye gideceğimizi ve hatta hayata bu noktadan sonra nasıl devam edebileceğimizi bile bilemeyiz… Fakat işte o temeller yine kendimiz ile tanımlanmışsa, bizler kayalar kadar sağlam isek, bizi biz yapan “dışarıdan” gelenler değil kendi güzel kalbimiz ise işte o zaman fırtınalar karşısında ayakta durmak kolaylaşır, evlerimiz yollarımız varlığımız her fırtınada “yıkılıp da” gitmez…

Bugün bu yazımı okuyorsanız kendi kendinize sormanızı dilerim; sizin temelleriniz neye dayanmakta? Hangi fırtınalarda yıkıldınız? Yıkıldığınızda nasıl ayağa kalktınız? Temellerinizi değiştirebildiniz mi? Temellerinizi ördüğünüz taşlarınız -sevgiyle, kendine duyulan inançla, hayatta yapabilecek olduklarınızla- kısacası kendi potansiyelinizle mi yapıldı?

Bugünden sonra hiçbir fırtınanın o güzel evlerinizi yıkamaması dileklerimle…

 

İlginizi çekebilir: Aşk bu kendimden vazgeçmem gerek: Kendim olmadığımda aşk olmak mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale