X

Yeşilin çağrısına kulak ver: Ormanların korunması ve çoğalması için bundan sonra neler yapabiliriz?

Temiz hava, besleyici gıdalar, temiz su kaynakları, doğa sporları… Dünya çapında yaklaşık 1 milyar insanın temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin orman ekosistemine bağlı olduğunu biliyor muydunuz? Hem kentsel hem de kırsal bölgelerde yaklaşık 2.4 milyar insan ısınma ve ateş ihtiyacını odun ve odun kömürü gibi ormanlardan sağlanan enerji kaynaklarından karşılıyor. Herhangi bir doğal afetin yaşanması durumunda ya da mahsuller tahmin edilenden erken tükendiğinde, insanoğlunun ilk koştuğu yer ormanlar oluyor. Karada yaşayan canlı türlerinin önemli bir bölümü ormanlarda barınıyor ve ormanlar sadece ağaçlardan oluşan bir topluluğu değil birbirine bağlı ve bağımlı olan, yüzlerce yıldır bir arada yaşayan, milyonlarca canlının oluşturduğu bir ekosistemi temsil ediyor.

Peki, dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon hektar ormanın (Türkiye’nin yaklaşık 7’de biri) yok olduğunu ve bu rakamın iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte her yıl katlanarak artacağının öngörüldüğünü biliyor muydunuz? Dünya üzerindeki ormanların bir kısmı daha fazla tarım ve imar arazisi yaratmak için ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan toprak kaymalarında, sellerde ve aşırılaşan doğa olaylarında kaybedilirken; çok büyük bir kısmı da kontrol altına alınamayan yangınlar nedeniyle yok oluyor. Sadece hava sıcaklığının artmasıyla birlikte kontrol edilmesi her geçen gün daha da zor hale gelen yangınlar nedeniyle orman ekosistemine ait bitki türlerinin en az %8’i, hayvan türlerininse %5’i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Geçtiğimiz yıllarda Amazonlar’da ve Avustralya’da yaşanan büyük çaplı orman yangınlarını uzaktan korkarak izlemişken, bu yılda dahil olmak üzere son yıllarda kendi ülkemizde daha önce eşi benzeri görülmemiş olan orman yangınlarıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bir yandan mevcut yangınları kontrol altına alınması için çabalarken, bir yandan zihnimizin köşesindeki sorulara cevap bulmaya çalışıyoruz: ‘Peki bundan sonra ne olacak? Yanan ormanlık alanlar nasıl tekrar yeşerecek? Fidan dikmek çözüm mü yoksa doğayı kendi haline bırakarak iyileşmesini mi beklemeliyiz? Yok olan ormanların imara açılmasını nasıl engelleyeceğiz?’

Ormanları tekrar geri kazanmak ve ormanlık alanları genişletmek sadece ağaç dikmekten çok daha fazlasını gerektiriyor. İnsanların ormanların korunması konusunda bilinçlendirilmesi, ormanlardan sağlanan tüm doğal kaynakların bilinçli şekilde kullanılmasının desteklenmesi, hukuksuz yollarla işgal edilen yeşil alanlarla ilgili hak savunuculuğu yapılması, yeni nesillere ağaç ve orman sevgisinin verilebilmesi doğayı, insanı ve tüm diğer canlıları tekrar yeşille buluşturabilmenin en önemli adımlarından.

İlginizi çekebilir: İklim değişikliğinin ormanlar üzerindeki etkisi: Ormanlar neden yanıyor?

Yaşadığınız bölgedeki parkları, ağaçları ve ormanlık alanları koruyun

Ormanlar ve ağaçlık alanlar, özellikle uzun süredir var olanlar çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapıyor ve özellikle şehir merkezlerinde önemli ölçüde karbon depoluyor, su kalitesini koruyor, hava sıcaklıklarını dengeliyor ve insanların parçası oldukları doğayla etkileşime girmeleri için önemli fırsatlar yaratıyorlar. Bu nedenle evinizin yakınında ya da yaşadığınız bölgedeki her bir yeşil alanı iyi tanımanız, buralardaki değişikliklerden haberdar olmanız ve temiz tutulmasına dikkat etmeniz son derece önemli. Bireysel çabalarınızın yanı sıra yerel yönetimlerle gönüllü olarak ya da projeler geliştirerek işbirliği içinde çalışıp, bu alanların korunması ve çoğaltılması için farkındalık kampanyaları oluşturabilirsiniz.

Bitki ve ağaç dikimi yapın

Her ne kadar doğa, insan müdahalesi olmadığı sürece kendini kısa sürede yenileyebilecek kadar güçlü olsa da; tüketimin ve çevre kirliliğinin bu derece çığırından çıktığı günümüzde insanın doğaya verdiği tahribatın yine insan eliyle düzelmesinin gerekliliği kaçınılmaz. Dolayısıyla, özellikle daha önce orman olmayan, kurak ve boş arazilerin ağaçlandırılması ve yanan ormanların o bölgenin kendi ekosistemine uygun şekilde tekrar ağaçlandırılmasının desteklenmesi, iklim değişikliğine yönelik çözüm arayışlarının kritik bir parçası.

Bulunduğunuz bölgedeki uygun alanlara ağaç dikebilir, meyve-sebze tohumlarını çöp yerine boş arazilere atabilir, tohum topları hazırlayarak arkadaşlarınıza hediye edebilir ve insan eliyle yok edilen ormanların yeniden yeşermesine katkıda bulunabilirsiniz. Bulunduğunuz yerde fidan ve tohum ekimine uygun araziler yoksa TEMA, WWF Türkiye, Buğday Derneği, Greenpeace gibi güvenilir derneklere ve vakıflara bağışta bulunarak sadece ağaçların değil orman ekosisteminin her bir öğesinin korunmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Orman ekosistemini yakından tanıyın

Ormanların neden önemli olduğu, canlı ve cansız varlıklar için ne anlam ifade ettikleri, bulundukları ekosisteme nasıl katkı sağladıkları ve karşı karşıya olduğu tehlikelerle ilgili kendinizi eğitin. Hangi ağaçların hangi iklim koşullarına dayanıklı olduğunu, hangi bölgelerde yetiştiğini, hangi canlılara ev sahipliği yaptığını, ağaç yapraklarının şeklini, ekosistemin ihtiyaçlarını ve size sunduklarını; kısacası öğrenebildiğiniz kadar fazla bilgiyi güvenilir kaynaklardan edinmeye çalışın. Bu muhteşem ekosistemler hakkında öğrendiğiniz her yeni bilgi, sunduğu güzellikleri daha iyi anlamanıza, daha çok takdir etmenize ve yaşam yolculuğunuzla ilgili pek çok soruya cevap bulmanıza aracı olacak. Üstelik yeni edindiğiniz bilgileri blog yazısı ya da sosyal medya paylaşımlarınız aracılığıyla paylaşarak diğer insanlara da harekete geçmeleri için ilham verebilirsiniz! Bu konuda keşfedilecek mükemmel kitaplar, web siteleri ve muhteşem belgeseller var; bizim favorilerimizse şunlar:

Kitap: Ağaçların Gizli Yaşamı, Peter Wohlleben

Web sitesi: Tree Foundation

Belgesel: Dancing with The Birds (Kuşlarla Dans) ve Our Planet (Gezegenimiz)

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliğiyle ilgili farkındalığınızı artıracak en iyi 10 belgesel

Sürdürülebilir tüketim ürünlerine yönelin

Ormanların yok olmasının önemli bir sebebi, artan tüketim talebinin karşılanabilmesi için ormanlık ve ağaçlık alanların tarım, madencilik ve endüstri için kullanılacak alanlara dönüştürülmesi. Üstelik endüstriyel üretim aşamasında salınan yüksek miktarda karbon nedeniyle atmosferdeki ısının yükselmesi de, orman yangınlarının oluşmasına neden olarak dolaylı yoldan ormanların yok olmasına sebep oluyor.

Tarım, madencilik ve tomrukçuluk (ormancılık, ağaç kesimi) dünya çapında ormanların yok olmasının en önemli sebepleri arasında. Hayvansal ürünler, soya, palm yağı, sera ürünleri ve kaynağını bilmediğiniz hiçbir ürünü satın almayın. Alışveriş yaparken Rainforest Alliance, Forest Stewardship Council ve Roundtable on Sustainable Palm Oil gibi çevreci üretim sertifikalarının olup olmadığına dikkat edin. Etiket okumayı alışkanlık haline getirin ve tükettiğiniz her şeyin kaynağını sorgulayın.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik nedir: Sürdürülebilir yaşam ve sürdürülebilirliğin geleceği

İklim değişikliği çözümleri konusunda hak savunuculuğu yapın

Orman yangınlarındaki artışın en önemli sebeplerinden biri hiç şüphesiz iklim değişikliği. Ortalama sıcaklıklardaki 1,5 santigrat derecelik bir artış bile ekolojik dengeye orman yangınlarının sayısını iki katına çıkarabilecek kadar zarar veriyor. İklim değişikliği raporlarına göre Avustralya, Endonezya, Kaliforniya ve oldukça fazla biyolojik çeşitliliğe sahip Amazon yağmur ormanları gibi yerlerde kuraklık ve yangınların sıklığını ve şiddetini artırması bekleniyor.

Ormanlar, iklim krizinin en önemli sebeplerinden biri olan karbonu depolayarak atmosferin ısınmasının önlenmesini, yağışların dengelenmesini ve diğer iklim koşullarını doğrudan kontrol ediyor. Bu nedenle koruyucu ve önleyici iklim politikalarının yürürlüğe girmesi konusunda yapılan kampanyalara katılmak, iklim değişikliğine neden olan alışkanlıklarımızı dönüştürmek ve kendimiz kadar parçası olduğumuz ekosistemin savunuculuğunu yapmak insan olarak hepimizin en büyük sorumluklarından biri.

Ormanlarda ve yeşil alanlarda zaman geçirin

Ormanları ve orada yaşayan canlıların uyum içindeki yaşamını daha iyi anlayabilmek, empati kurabilmek ve ekolojik dengenin nasıl korunduğunu izlemek için ormanlarda ve yeşil alanlarda zaman geçirmeye çalışın. Ormanda olmanın iyileştirici etkisinden faydalanmanın yanı sıra, doğal yaşamla çok daha iyi bağlantı kurabildiğinizi ve varlığını daha çok takdir edeceğinizi göreceksiniz. Dışarı çıkın, doğa yürüyüşlerine katılın, kamp ve piknik yapın, kuşları ve böcekleri gözlemleyin, ağaçlara tırmanın ve bir ağaç gölgesinde uyumanın tarifsiz keyfini yaşayın. Ancak lütfen gittiğiniz her yeri bulmak istediğiniz gibi bırakın.

Çocuklarınızı erken yaşta orman ve doğayla tanıştırın

Bizden sonraki nesillere iyi bir dünya bırakamamış olsak da, bundan sonrasında, gelecekte gezegenimizi kurtarmak için gerekli olan adımları onlar atacak. Bu nedenle çevre bilinci yüksek, doğayı seven ve tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösterebilen çocuklar yetiştirmeye çalışın. Birlikte ağaçlar, ormanlar, bitkiler ve hayvanlarla ilgili kitaplar okuyun. Orman ekosistemi hakkında bildiklerinizi onlarla paylaşın, parklarda ve ormanlarda küçük keşiflere çıkın. Merak etmelerine ve soru sormalarına izin verin. Daha da önemlisi, iyi bir rol model olun ve onlardan beklediğiniz doğa sevgisinin ve çevre bilincinin kendinizde olduğundan emin olun.

İlginizi çekebilir: Soyu tehlikede olan bir tür: Doğadaki Son Çocuk

Orman sevginizi diğer insanlarla da paylaşın

Ormanların tahrip edilmesinin, gerekli önlemlerin alınmamasının ve gün geçtikçe daha fazla ormanın yok olmasının en güçlü nedenleri hiç şüphesiz cehalet, eğitimsizlik ve duyarsızlık. Yüzlerce yıldır dimdik ayakta duran ağaçlar bir gecede yok olurken, toplum şehirlerdeki betonlar arasında ve ekran karşısında doğadan gün geçtikçe daha da fazla uzaklaşırken, orman ekosistemlerinin neden önemli olduğunu ve yaşamın sürdürülebilirliği için ne anlam ifade ettiğini açıklayabilmek çok daha zor hale geliyor.

Bu nedenle orman sevginizi ve çevre bilincinizi ne kadar fazla kişiyle paylaşırsanız, sevdiklerinizi doğayla bağ kurmaya ne kadar ikna edebilirseniz, toplumun bilinçlendirilmesi ve doğaya dönmesi için ne kadar fazla adım atarsanız ormanların karşı karşıya olduğu tehlikeleri azaltmak konusunda o kadar farkındalık yaratabilirsiniz.

Ormanların tek sorunu yangınlar değil. Bilinçsiz ağaç kesimi, çöpler ve kirlilik, sulak alanların işgali gibi pek çok sorun iklim kriziyle birlikte ormanları, doğayı ve yaşamı tehdit ediyor. Kabul edelim ya da etmeyelim, yananlardan da kalanlardan da hepimiz sorumluyuz.

İlginizi çekebilir: Doğadan aldıklarımızı doğaya geri verme zamanı: Ekolojik dengenin korunması için neler yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale