X

Yerel ve kültürel bir maraton deneyimi: İznik Ultra’nın perde arkası

Geçen seneki hayalim, bu seneki İznik Ultra Maratonu’nda 50 km koşmak idi ama gel gör ki evdeki hesap araziye uymadı. Sağ omzumdaki bursit, hareketlerimi kısıtladığı için son zamanlarda pek antrenman yapamadım ama yine de kaçırmak istemediğim için Roma’da maraton koştum Nisan ayı başında. Aman da ne iyi ettim.

Madem 42 km koştum, 50 km de koşulmaz mıydı? Yoook… İznik’in 50’si 50 değil ki… Bence oradaki mesafeleri 1.5 ya da 2 ile çarpmak lazım ki gerçek etkisi anlaşılabilsin.

Hal böyleyken ben hayalimi 2018’e yolladım ama kalbim ve aklım İznik’te kalmaya devam etti. Eğer koşamıyorsam, koşanlara yardımcı olabilirdim aslında. Bugüne kadar hep birileri karşıladı beni kontrol noktalarında, kuş uçmaz, kervan geçmez yerlere kurulan masalarda. Bu sefer sıra bendeydi. Hem de en zorunu yapmalıydım. ‘Gece çalışırım’ dedim organizasyon ekibine, ‘dayanırım, hatta ertesi gün tekrar çalışırım’. Birileri 140 km koşmak için yola çıkacaklar ve ben onları karşılayacağım. Bahanem olabilir mi bu koşullarda? Olmamalı…

İznik Ultra’nın perde arkası

Cuma sabahı erkenden gittim İznik’e. İlk görevim cumayı cumartesiye bağlayan gece 02:15-04:15 arasında, Boyalıca’daki kontrol noktasındaydı. Daha çok zaman vardı ve birkaç gündür de uykusuzdum, öyleyse arada uyuyabilirdim ama yapamadım. Sanki ben koşacakmışım gibi heyecanlıydım. Uyumaktansa fuar alanında kalıp, muhabbete dalmak daha tatlı geldi.

İznik Ultra

Akşamki briefingin ardından ilk 19. km’lerinde karşılayacağımız koşuculara sunulacak malzemelerin kontrolünü yaptık ve gece 00:00’da başlayacak 140 km start noktasına doğru yola çıktık. Ve başladılar… Toplam 25 saatlik bir yolculuk bekliyordu 62 kişiyi.

Arabaya atladık ve istikamet Boyalıca oldu. Hemen kurduk masamızı. Yiyecekler, içecekler hazırdı kısa zaman içerisinde. Ve bir süre sonra peş peşe gelmeye başladı koşucular. Kimileri peşinde köpeklerle geliyordu. Biz 19. km’de idik ve bu da demek oluyordu ki köpek onca süredir koşuyordu. Çorbanın suyunu ısıtmak için çok uğraşmıştık ve kimse içmiyordu. Derken geçen yılın birincisi Aykut Çelikbaş sonradan gelenlerin biraz daha üşümüş olacağını ve çorbayı içebileceklerini söyleyip, içimizi rahatlattı. Aykut da kolundaki bir rahatsızlık nedeniyle bu sene koşamadı ve sabaha kadar kontrol noktaları arasında mekik dokuyarak çalıştı.

Tüm koşucuları bir sonraki noktaya uğurladıktan sonra dükkanı kapattık ve 6-7 saat sonra gideceğimiz yeni görev yerimizi düşünmeye başladık. Boyalıca starttan sonraki 2. nokta idi, cumartesi günü öğleden itibaren bulunacağımız Süleymaniye ise sondan 2. nokta. Yani bu demek oluyor ki 140 km’cileri hem başlarken hem de finish noktasından önce görebilecektik. Ne güzel.

İznik Ultra
İznik Ultra
İznik Ultra

Birkaç saat uyuduk, sonra ver elini Süleymaniye. Geçen sene cayır cayır yanan havaya rağmen bu sene serinin ötesinde, akşam üzerine doğru soğuk denilebilecek derecelerdeydi sıcaklık. Bu sefer 140-90 ve 50 km koşanları karşılıyorduk. Arkadaşlarımı karşıladım, çorba ikram ettim, kalan mesafeler için güç versin diye kocaman sarıldım giderlerken. Gündüz iyiydi ancak güneş battıktan, yani akşam 8’den sonra şartlar zorlaştı koşucular için. Hava kararmış, soğumuş, kimi yerlerde dolu ve/veya karla karışık yağmur yağmaya başlamıştı. Neyse ki köyün kahvesindeki sıcacık soba imdada yetişiverdi. O sobanın başına çöküp, güçlenip, devam eden de oldu, ‘nasıl olsa bitiremeyeceğim bu şartlarda, seneye daha iyi hazırlanıp, tadını çıkarayım’ diyen de… Orada olmanın kalan için de, giden için de, gelenleri ağırlayanlar için de inanılmaz bir tecrübe yaşattığına eminim.

İznik Ultra
İznik Ultra
İznik Ultra

Diyeceğim o ki, hani bazen vazgeçebiliyoruz ya koşulara katılmaktan; sakatlandığımız için, kendimizi iyi hissetmediğimiz için, o seferlik de ertelemek istediğimiz için… İşte o zaman gönüllü olmalı ve işin bir de perde arkasını mutlaka deneyimlemeliyiz. Emin olun hemen ertesinde katıldığınız yarışta bambaşka gözlerle bakacaksınız organizasyon ekibindekilere.

Ekip demişken ana sponsor olmadan uluslararası bir etkinliği kusursuz şekilde gerçekleştiren Macera Akademisi’ne, tüm gönüllülere ve koşuculara da sonsuz teşekkürler.

Savaş Arson ve Kıvanç Ergun / İznik Ultra

En büyük teşekkür ise elbette 3 gün boyunca yol arkadaşım olan sevgili Savaş Arson’a…

İlginizi çekebilir: Sadece koşalım, gerisine hiç ama hiç takılmayalım

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale