dummy

Yeni yollar nasıl oluşur?

Kendimizi değiştirmeyi, gelişmeyi ve koşullara karşı adapte olabilmeyi istiyorsak, bedenimizin işleyişini daha iyi kavramamız gerekiyor.  

dummydummy

Beynin ve sinir sisteminin öğrenme, hafıza, çevresel değişiklikler ve yaralanmalara karşı kendini yeniden düzenleme yeteneğine nöroplastisite diyoruz. Bu kavram, beynin yeni sinaptik bağlantılar oluşturabilmesi ve mevcut bağlantıları zayıflatabilmesi demektir.

Örneğin; bir beden travması veya sakatlık sonrasında kısıtlayıcı yoğunlaştırılmış hareket tedavisi gibi yöntemlerle kişinin zayıf tarafının kullanımı teşvik edilerek beynin plastisite kapasitesi artırılabilir. Bu hareket ve plastisite kavramı üzerine sadece fiziksel bir örnektir ve plastisite kavramı hem psikolojik hem fizyolojik olarak çok geniş bir kavramdır, adaptasyon yeteneğimiz üzerinde büyük rol oynar.

Bugün sizlere nefesin plastisite kavramı üzerindeki sinir sistemine etkilerinden bahsetmeden önce hem nöroplastisiteyi hem de biyolojik sistemlerin çevresel değişikliklere ve çeşitli etkilere yanıt olarak kendilerini yeniden düzenleme yeteneğini ifade eden bioplastisite kavramını biraz anlatmam gerekiyor. Bu kavram nöroplastisiteyi de içine alır, ancak daha geniş bir biyolojik yelpazeyi kapsar. Doku, hücresel ve organizmik plastisite kavramlarını da içinde barındırmaktadır.

Kemiklerin mekanik stres sonucu yeniden şekillenmesi, kasların egzersizle güçlenmesi, kas veya yağ hücrelerinin büyümesi ve küçülmesi, yüksek irtifalarda yaşayan insanların kanlarında daha fazla hemoglobin üretmesi biyoplastisiteye yani doku, hücre ve organizmik plastisite kavramlarına örneklerdir.

Geçirmiş olduğumuz çeşitli zorlu deneyimler sonucunda terapi, sanat, egzersiz gibi bize iyi gelebilecek pek çok uygulama sonucunda duygusal, düşüncesel ve davranışsal kodların yeniden düzenlenerek doğru anlamlarda yazılabilmesi de plastisite kavramının psikolojik örneklerini ortaya koymaktadır.

Bu olaylara karşı adapte olabilme yeteneğini ise başlatabilmek ve geliştirmek adına alışkanlıklarımız ve rutinlerimiz karşımıza çıkar. Gün sonunda vücudumuzun bu adaptasyon yeteneği vakit geçirdiği düşünce, duygu ve davranışlara karşı her an yeni ağlar oluşturabilir. Bunu yukarda her anlamda örnekleri ile size anlatmaya çalıştım. Bedeniniz ve zihniniz en ufak yapı taşlarına kadar vakit geçirdiği şeye dönüşür. Bedenimizin her bir noktasıyla iletişimi sağlayan sistemimiz de sinir sistemi olduğuna göre bu sisteme nasıl bakım yapacağımızı bilmenin hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum.

Sinir sisteminizin üzerindeki her kod aynı zamanda bir yük oluşturur. Dolasıyla hayat boyunca yük kapasitemizi artırmayı, bazen de düzenlemeyi, temizlemeyi öğrenmek gerekir. Pek çok kez bunun farklı yolları üzerine konuşmalar geçirdik. Burada bu yöntemlerden kendi alanım olan nefes üzerine konuşmak istiyorum.

Sinir sistemine, vücudunuzun her bir hücresine kadar ulaşabilen, hemen hemen her beden sistemimizde psikolojik ve fizyolojik etkiler yaratabilen bu kadar basit başka bir uygulama daha olduğunu düşünmüyorum. Buraya bir dip not düşmek isterim: Her beden benzer mekanizmaya sahip olsa da parmak izi gibi özel bir işleyişe sahiptir. Dolasıyla genel olarak karşınıza çıkan her çalışma sizin için uygun olmayabilir ya da seviyenize, beden kapasitenize uygun olmayabilir, o yüzden lütfen size iyi gelen çalışmaları gözlemlemeye çalışın. Her gördüğünüz hareket, egzersiz, nefes çalışması gibi çalışmaları yüksek şiddetlerde kendinize uygulamayın ve gözlemleyin; size uygun bir seviyede ve iyi geldiğini gördüğünüzde devam ettirin.

Her şey bir zehre dönüşebilir, dozajı önemlidir.  Bu noktada bu haftaki yazımızın sonuna geliyoruz. Burada çok fazla kavramların olması üstüne sizi çok da uzatıp sıkmamak adına yazıyı bir parçaya daha bölmeye karar verdim. Bir sonraki yazıda nefesin plastisite ve sinir sistemi etkileri üzerine devam edeceğiz. Bu yazı bir önceki yazının, bir sonraki yazıda bu yazının devamıdır. Giriş, gelişme ve final olarak üç yazıyla bu konuyu tamamlayacağız. Hayatınıza ufak bir farkındalık olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Kandırıyor musun? Seçiyor musun? Değişiyor musun?

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.
İlgili Makale
whatsapp