X

Yeni yılda hayatınızı dönüştürecek spritüel öneriler

Son haftalarda oldukça sık karşılaşıyoruz, 2017’ye nasıl gireceğiz, bu yeni yıl bize nasıl yenilikler getirecek, bu yeni yılda hedeflerimiz nelerdir, neler getirsin istiyoruz veya artık hayatımızda neler olmasın diye içimizden geçiriyoruz?

Bu soruları burada sıralamak oldukça kolay, fakat dönüp kendimize baktığımızda cevapları öyle kolayca veremeyebiliyoruz. Örneğin, çoğumuza yeni yılda hedeflediğiniz ilk üç şey nedir diye sorduğumuzda, dikkat ederseniz genel olarak “kendimiz için olmayan” fakat çevremizdekiler için daha iyi olmasını istediklerimizi sıralıyoruz; çocuğumun daha başarılı olması, eşimin daha mutlu olması veya anne ve babamızın daha sağlıklı bir yıl geçirmesi…

Peki gerçekten sadece ama sadece “kendimiz” için ne diliyoruz? İşte şu anda bu yazıyı okuyorsanız hala bir şansınız var, ve bunun sizin için “özel” bir sebebi var diyebiliriz. Hala yepyeni bir yıla kalbinizi açmak fırsatı elinizde.

Gelin bu yazıyı okuyan sizlerle bir anlaşma yapalım, şimdi hemen bu anda kendimize 2017 için spritüel ve  aslında en derinlerimize “gerçekten kim olduğumuza” veya diğer bir ifade ile “bizi biz yapan değerlere” dokunabilecek spritüel dileklerle güzel bir yıla merhaba diyelim;

Dileğiniz 2017’de “Anı / anda daha çok yaşamak” olsun

Bir düşünün yıl boyunca, yoğun iş temponuz, yetiştirmeniz gereken hedefler, bulunmanız gereken veli toplantıları, katılmanız gereken iş seyahatleri, burada sayfalarca yazabileceğimiz o kadar çok değişkenden etkileniyoruz ki… Belki hafta sonlarımız dışında gün içerisinde 5 dakika mola vererek, kendimize dönebileceğimiz bir zamanımız ne yazık ki olmuyor. Bu döngü bir süre sonra kronik mutsuzluk, depresyon ve umutsuzluk haline dönüşüyor.

2017’ de sabah uyanışınız ile birlikte, “günü hissetmeye”, “gün içerisinde daha çok anda olmaya” odaklanabilirsiniz. İçtiğiniz kahvenin kokusu, bir arkadaşınız ile geçireceğiniz 1 saatte ruhunuzun derinliklerine işleyecek derin paylaşım veya sadece kendiniz için okuyacağınız günlük 5 sayfa okuma gibi hedefler küçük değişimler gibi gözüküyor olsa da “yaşamınıza kattığınız keyfi” perçinleyecektir…

Dileğiniz 2017’de “Daha fazla teslimiyet / kabul edebilmek” olsun

Geçtiğimiz yıl belki birçok konuda “hayal kırıklığı” yaşadınız. Evet düştünüz, kalkmanız toparlanmanız savaşmaya devam etmeniz gerekti, belki “yeniden deneyecek” gücü bulamadınız. Belki hala kendinize sormaktasınız “ben bunu hak edecek ne yaptım?”, yani geçmişin bugün değiştirilmesi mümkün olmayan yaşanmışlığını bugüne adeta sırtınızda taşıdığınız kocaman bir kambur gibi getirmektesiniz.

Bu yeni yılda öncelikle tüm pişmanlıklarınızı düşünün, yaşanan her şeyi “olduğu” gibi kabul edin, bu kabul ile olacak olana, zamana ve “kendinize teslim olun”… Hepimiz farklı sınavlardan geçiyoruz, fakat yolumuza devam etmek durumundayız. Hayatımızın her anı aslında bizim için sunulmuş çok değerli bir hediyedir, bugünümüzü ancak dünümüzü “tam teslimiyet ve tam kabul” gerçekleştirebildiğimiz durumda  kucaklayabiliriz.

Dileğiniz 2017’de “Daha fazla affetmek / affedilmek” olsun

Geride kalan yılda kimi, neyi ve neden affedemediniz? Örneğin en zayıf noktalarımızdandır, başkalarından önce “kendimizi” affedemeyiz. Belki işten çıkartıldık, belki yalan söylemek durumunda kaldık veya kötü bir yatırım kararı verdik ve mali kayıp yaşadık. Hala kendimizi suçlamaya devam etmekteyiz…

Bu yıl daha çok affedelim, öncelikle kendimizi… Hepimizin hata yapma hakkımız vardır, bizler mükemmelik hedefleriz fakat gerçek olan hatalarımızın bize kazandırdığı ve “paha biçilemez” deneyimlerimizdir. Doğrularımız nasıl bizi biz yapıyor ise hatalarımız da bizim ayrılmaz, değiştirilemez ve inkar edilemez birer parçamızdır… Kendimizi affedebildiğimizde, ve hatalarımıza gülebildiğimizde hayat enerjimiz adeta yeni demlenmiş bir çayın o davetkar kokusunun güzelliği kadar güzelleşir.

Dileğiniz 2017’de “Daha fazla kendini sevmek / sevebilmek” olsun

Bir düşünelim, kendimizi yeteince sevdik mi geçtiğimiz yılda, kendimize gereken değeri verebildik mi, sadece kendimiz için kendimizi şımartacak birşeyler yapabildik mi? Evet, en büyük sorunsallarımızdandır, eşimize zaman ayırırız, çocuklarımızın sevdiği aktiviteleri yapmaya çalışırız, fakat durup bir sorar mıyız veya ne kadar sıklıkla sormaktayız aslında “ben şu an ne istiyorum” diye…

Bu yıl, kendinizi kucaklayalım, kendimizi daha çok sevelim, kendimizi olduğumuz gibi değiştirmeden, yadsımadan, pişmanlık duymadan, affedebilerek ve sadece olduğumuz mükemmellikle “sevelim”… Kendimizi sevmek demek, tüm dünyayı sevebilmek demektir. Kendimizi sevdikçe, her günümüz ayrı bir maceraya dönüşür, daha pozitif bir bakış açısı ile daha enerjik hissederiz. Unutmayalım ki, hepimiz biricikliğimizle sevilmeyi hak ediyoruz.

Dileğiniz 2017’de “Daha fazla hayatı aşk / hayata aşık olmak” olsun

Bu yıl her gün uyandığınızda sizi yataktan kalkmaya iten sebep ne oldu? Bazı günler için iş hedeflerim diyebilirsiniz, bazı günler için sevgilim ile buluşmak diyebilirsiniz veya çocuklarımızın sesi diyebilirsiniz. İşte hayatımızda tutku, bizi yataktan kaldıran güç dediğimiz kavram aslında “aşk” kavramıdır. Bu bildiğimiz manada aşk olmayabilir ama eğer kitap okumayı seviyorsak bu kitap aşkı olur, eğer spor yapmayı seviyorsak bu spor aşkı olur…

Fakat işte bu “aşk olmak” hali öyle güzel bir enerjidir ki, adeta gözlerimiz ışıldar, kalbimiz yerinden çıkar ve sanki dünyada hiçbir güç yolumuza çıkamaz. Bu hal yaptığımız en küçük işten en büyüğüne ve hatta nefes aldığımız her ana yansımalıdır hayat aşkı olarak… Bu yıl gelin her anınıza “aşk/aşık olduğunuz” bir yıl olsun, siz bu tutku haliyle güzelleştikçe dünyaya bakış açınız ve hayatınız muhteşem olacaktır…

2017 dilerim ki bu yazıyı benimle paylaşan sizler için spritüel anlamda kendinizle kucaklaşabildiğiniz, tüm dileklerinizin gerçek olduğu, kendinizi gerçekleştirmeye adım adım yaklaştığınız, sevgiyi, yaşamın güzelliğini, hayatın keyfini daha çok ve derinden hissettiğiniz en önemlisi, sevdiklerinizle daha çok paylaşabildiğiniz bir yıl olsun…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale