X

Yeni yılda değişim için adımlarınızı cesaretle atın

Bir senenin sonuna gelirken yeniden insanın en büyük gücünün umut olduğunu hatırlıyorum. Gördüğüm ve anladığım 2022 hepimizi yine çok güzel sallamış ama her şeye rağmen 2023 için umutlarımız var! Bence en büyük gücümüz bu, umut! Bunu kaybedince bu yaşam sahnesindeki rolümüz bitmiyor mu? Umut, en büyük gücümüz ama tek başına da kabul edelim, hiçbir şeye yaramıyor! Ne demek mi istiyorum? Umut ediyor, olumlalar yapıyor ama halen gerçekte olana bakacak cesaretiniz yoksa çok üzgünüm hiçbir olumlama, umut işe yaramayacak!

Hayatın bize kastı yok! Ama öğretmek istediğini almamızı istiyor ve alana kadar da bu konuda çok ısrarlı, ancak o zaman yolu değiştirebiliyoruz. Yaşam aslında adım adım kendi karanlık tünelimizin içinden geçmemizi, sözde olumlamalar ile toprağının üstünü güzelleştirmeye çalışmak yerine toprağımızı, kökümüzü tanımamızı istiyor. Çünkü bir kere kendi karanlık tünelimize girdiğimizde, kendi karanlığımızla tanıştığımızda ancak o zaman olumlamalar toprağın köküne işlemeye başlıyor.

Tanımadığınızı, bilmediğinizi değiştiremezsiniz

2022 Özde’nin bildiğini sandığım odalarına yeniden soktu ve  aslında burayı hiç bilmediğimi öğretti. Odanın içine girdiğimde hiçbir şey düşündüğüm gibi değildi, kabul etmem lazım ki, gördüğüm hiçbir şey hoşuma gitmedi. İnsanın en büyük kabulü, kendi karanlığını idrak etmek üzerine değil mi? Hoşuna gitmeyen şeylere başınızı çevirip, yokmuş gibi davranamazsınız! Cesaretle başınızı çevirdiğinizde orada bir şeylerin değişimi için ilk adım atılıyor! Dolayısıyla 2022’in sonuna gelirken en kalpten önerilerim:

  • Arkanıza bakın, kendinizi eleştirmek, yetersizliğinizi kendi gözünüze sokmak için değil, o kişiyi sarıp sarmalamak için: Her gün Instagram ve Facebook bana paylaşımlarımla ilgili hatırlatma yapıyor ve biliyor musunuz arkama bakmayı çok seviyorum. İnanın bana her arkama döndüğümde gördüklerim hoşuma gitmiyor, yaptıklarım, seçtiğİm yollar, attığım adımlarla ilgili Özde’yi öyle deli eleştirebilirim ki, anlatamam, ama bulunduğum yerden arkaya baktığımda benden akan tek şey sevgi oluyor.
  • Arkanıza dönüp baktığınızda o kişiyi yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla  anlamak için bakın, sonra da kabul edin! Anlayış, sevginin belirmesi için ilk eylem: Geriye her döndüğümde Özde’nin yönelimleriyle çizdiği yolları daha net idrak ediyorum. Ve biliyorum ki, o kızın seçimleri, yapamadıkları, yaptıkları sayesinde buradayım!
  • Umut edin, hayal kurun: Umut etmekten asla vazgeçmeyin! Ama hayalleriniz yeryüzüne köklenirken, yaprakları gökyüzüne açılsın!
  • Yaratım panosu yapın: Son iki senedir yapıyorum. Renkli canlı bir karton alıp, yeni sene de gerçeklemesini istediğim ne varsa Pinterest’ten olası görsellerini seçip, kartona yapıştırıyorum, yanına da açıklama yazarken her şey olmuş, şu anda gerçekleşmiş gibi yazıyor ve odamın en görünen yerine asıyorum.
  • Elinizden geleni yapın ve ardından da güvenin: Kartonda gerçekleşmesini istediğiniz ne varsa yapabileceğiniz şeyler ise elinizden geleni yapın, sonra da unutun ve bırakın.
  • Bu filmin kahramanının kim olduğunu asla unutmayın: Bu filmin kahramanının kendiniz olduğunu asla unutmayın ve olursa olsun, bunu sizden alınmasına izin vermeyin!

Günümüz spritüel dünyasının getirdiği olumlamalar, ada çayları, mumlar inanın çok güzel ve değerli! Ve ben de yapıyorum ama hayatta tüm ruhumla inandığım bir şey var ki, kökü olmayan her şeyin ölmek zorunda olduğu yönünde olması ve çok üzgünüm ama 2023 yine pek de kolay olmayacak gibi duruyor ama bu hal ile kurduğumuz ilişki her şeyi belirlemiyor mu? O yüzden kendi pusulamı sizinle paylaşıyorum: Kaynaklarınız olsun!

Sizi iyi gelen bir şeylerle temas etme, yapmak, uygulamak… Yüzmek, doğada yürüyüşe çıkmak ama yeter ki, size yaşamın saf doğasıyla bağ kurmanız için yardımcı olsun. Neden önemli? Çünkü nasıl ki güneş her zaman ısıtmıyor, aynısı bizim duygusal dünyamız için de geçerli. Zorlayıcı olaylar geldiğinde kendi kaynağını bulmuş ve onunla temas etmiş kişinin sinir sistemi daha dengeli oluyor. Çünkü kaynaklarımızla temas etmenin en önemli noktası, vakti geldiğinde, hava karardığında yeniden kaynaklarımıza dönene kadar destek kiti görevini görüyor olmasıdır. Pratik yapamayacağımız zamanların rehberi, yaptığımız zamanlar oluyor.

Paylaşın: Az ama öz yargılanmadan kalbinizdekini konuşabileceğiniz dostlarınız olsun. Size suni çözümler sunmak yerine sadece dinlenmenin ve görülmenin şifasının ne demek olduğunu hissettirsinler.

Tutku: Bu adam, bu kadın, bu araba, bu iş benim olacak eğilimi, tutku değildir! Tutku, yaşam coşkusu demektir. Hayatın dalgalarına baş kaldırmak demek değildir, ne olursa olsun ne olmazsa olsun elinden geleni yapmak ve her attığı adımdan coşku duyma halidir. Bir çocuğun gülümsemesini, açan çiçeği, mavi gökyüzünü… basit şeyleri kaçırmadan olabildiğince anı yaşam coşkusuyla doldurma istekliliği bu yolun anahtarıdır.

Teslimiyet pasif bir yer değildir: Teslimiyet, bir şey yapmama yeri değildir.” Yazın coşkuyla yeşeren çiçek, kışın kendini rüzgâra bırakması teslimiyettir. Yani elimizden gelen her şeyi yapıp, ardından bize buraya kadar getiren yaşama yaslanmak, teslimiyettir.

Mutsuzluk yok mu? Ülke gündemi, kişisel gündemler, geleceğin belirsizliği…. Liste eminim hepimize göre fazlaca uzun değil mi? Ben bu korkuyu, mutsuzluğu hissetmeyelim, toz pembe gözlükler takalım demiyorum. Sadece gerçekte olacak duyguyu görecek kadar onunla yan yana oturalım ya da oturma isteği geliştirmeye niyetinde olalım.

Son söz: Kendi hayatımda ne zaman önümde kara bulutlar gezinmeye başlasa, ne zaman korku en önde yer almak istese olduğum yerde durup şunu söylerim:

Buraya kadar geldin! Bir sürü olayın neticesinde tam buraya kadar geldin. Buradan sonra da her nereye gitmen gerekiyorsa oraya gideceksin. Bilmiyor olman, gitmeyeceğin anlamına gelmiyor! Rahatla…

Pembe gözlüklerimizi takmadan, mutsuzluk dalgasına kapılmadan yeni seneyi karşılayalım…
Umut, en son ölürmüş,
Öldürmeyin umudunuzu,
Gerekirse yeniden ve yeniden ekmekten çekinmeyin,
Çünkü yaşam kumdan kale yapmak gibi…
Söylenmeden dalgalara doya doya her aralıkta sevin, yaşayın!
Burada olduğumuz her anın değerini verin.

İyi seneler!

İlginizi çekebilir: Öz sevginizi büyütmek için sınır çizmeyi öğrenin

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale