X

Yeni yıl neden yeni başlangıçlar için doğru bir zamandır?

Yeni yıla belki sevdiklerinizle, belki ailenizle, belki tek başınıza girdiniz. ‘Yeni yıl’ın gelişini belki keyifli bir yemekle, belki eğlenceli televizyon programlarıyla, belki dans ederek kutladınız, ya da kutlamayı tercih etmeyip sakin bir akşam geçirdiniz. Eee peki şimdi ne olacak? Ertesi gün yine aynı güne mi uyandınız yoksa her şey daha mı farklı? Gerçekten ‘Yeni yılda yeni bir ben!’ diyenlerden misiniz yoksa bu düşünceyi klişe ve anlamsız bulanlardan mı? Yeni yılı kiminle ya da nasıl kutladığınız, yeni bir yılın başlangıcına ne anlamlar yüklediğiniz sizin tercihinize kalmış. Ancak yeni bir yılın başlangıcının öyle ya da böyle hepimiz için tertemiz bir sayfanın açılışı olduğu kaçınılmaz bir gerçek. En azından yaşamını Güneş takvimine göre sürdürenlerimiz için. 🙂 

Tıpkı yeni aldığımız tertemiz bir deftere, yeni bir ajandaya yazdığımız ilk yazı gibi özenli, titiz ve düzenli bir başlangıç yapmak çoğumuzun hayali. Yakından bakınca aslında değişen sadece takvim yaprakları olsa da, bu değişim size yaşamınızda bir şeyleri değiştirmekle ilgili umut veriyorsa bunu fırsat olarak görüp değerlendirmek aslında hiç de kötü bir fikir değil.

Yeni yıl yeni başlangıçlar için neden en doğru zaman?

İnsanlık tarihinin en eski geleneklerinden biri olan yılbaşı kutlamaları elbette sadece dünyanın Güneş çevresindeki bir tam turunu tamamlamasından duyduğumuz sevinçle ya da giyinip süslenerek sabahlara kadar eğlenmek için bahane aramamızla alakalı değil. Yeni bir yılın başlangıcına bu kadar anlam yüklememizin sebebi en az eğlenmek için olduğu kadar yeni ve tertemiz bir başlangıç için harika bir fırsat olması. Her şeye en baştan başlamanın sembolü olan yılbaşı, değişimi ve zorlukları kucaklarken bazı şeyleri de geçmişte bırakmak için adım atmak için kesin ve net bir zaman dilimi. En azından yıl ortasında, doğum günümüz haricindeki tüm pazartesilerden çok daha uygun bir ‘başlangıç zamanı’ olduğu konusunda çoğumuz hemfikir gibiyiz. Hayat bize ne getirmiş olursa olsun, 365 gün öncesinden farklı insanlar olduğumuz kaçınılmaz bir gerçek ve bir önceki yılın başındaki kendimizle şimdiki halimiz arasındaki farkı görmenin, gelecek sene olmak istediğimiz kişiye dönüşmek için yapabileceklerimizi belirlemenin en doğru zamanı yılın başlangıcı.

Tam da bu yüzden ‘yeni yıl kutlaması’ adı altında kutladığımız şey aslında değişim çabamız, bu çabanın meyveleri olan, 1 yıl içinde gerçekleştirebildiğimiz tüm olumlu değişiklikler ve en önemlisi de yeni bir başlangıç için sahip olduğumuz ​​şans, umut, heyecan! 31 Aralık’ta gece yarısı eşiğini geçmiş olmak Külkedisi masalındaki gibi her şeyin aniden değişeceği illüzyonunu yarattığı için değil, takvim yılının sıfırlanması zihinsel bir sıfırlanmayı da beraberinde getirdiği için önemli. Psychological Bulletin tarafından yapılmış olan bir araştırmanın sonuçları da, mutlu bir hayata sahip olan kişilerin bu konudaki başarısının önemli bir kısmının iyimserlik ve pozitif bir bakış açısına sahip olmakla yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, yeni yıl zihniyetimizi değiştirmek üzere küçük de olsa bir adım atmak, değişebileceğimize ve kendimizin daha iyi bir versiyonuna ulaşabileceğimize olan inancımızı yeşertmek için harika bir fırsat.

İlginizi çekebilir: Bolluk ve bereketi artırmanın yolları: Yeni yılda maddi ve manevi zenginlik için öneriler

Yeni yıl kararları ve yeni başlangıçlarla ilgili yanılgılar

Değişim ve yeni yıl arasında kurduğumuz ilişkideki en önemli yanılgılardan biri, yaşamımızda değişim istediğimiz herhangi bir konuda radikal bir karar vermemiz ve bunu hemen gerçekleştirmemiz gerektiği düşüncesi. Mümkün olduğunca hızlı kilo vermek için pazartesiden itibaren her gün spor yapmak ya da yeni yılın ilk günden itibaren beslenme tarzını tamamen değiştirmek gibi kararlar her ne kadar değişime aracı olsalar da, yıllardır devam ettirdiğiniz bir düzeni adeta parmaklarınızı şıklatarak, bir anda değiştirmek hak verirsiniz ki pek de gerçekçi bir beklenti olmayacaktır.

Değişim zaman alır ve ilk kez yürüyeceğiniz bir yolda önünüze çıkan tüm engelleri her zaman başarılı bir şekilde savuşturmanız elbette mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, ilk denemenizde hedeflerinize ulaşamazsanız, kendinizi yıpratmanıza gerek yok. Yeni başlangıçlar her zaman ‘daha iyi olma’ fikrini merkezine almak zorunda olmadığı gibi, pek çok başlangıç farklı biçimlerde kendini gösterebilir. Acı çekmek, değişime direnmek, yorulmak, tökezlemek, başarısızlık korkusu, pes etmek de değişime dahil! Önemli olan, ama olumlu ama olumsuz, değişim yolculuğunda attığınız her bir adımın sizi hedefinize yaklaştırdığını bilmek ve ‘her şeye rağmen’ inancınızı koruyabilmek.

İlginizi çekebilir: Yeni yılda hayatınıza katabileceğiniz 50 iyi yaşam alışkanlığı

Yeni başlangıçlara kucak açabilmek

Yeni bir başlangıç fikri hepimiz için farklı anlamlara gelebilirken, aslında çoğumuz için bizi mutlu edecek yeni bir şey denemek kadar basit olabilir. Bu şey kimimiz için daha fazla spor yapmak ya da saha sağlıklı beslenmek gibi genel geçer ‘iyi yaşam çözümleri’yken, size pek de iç açıcı gelmiyorsa kendinizi ‘daha sağlıklı yaşamalıyım’ diye zorlamanızın pek de bir anlamı yok.

Mutluluğun evrensel bir tanımı olmadığı gibi hepimizi mutlu eden şeyler/alışkanlıklar birbirinden çok farklı ve sizi mutlu eden, motive eden, değiştirdiğinizde daha iyi hissedeceğiniz şey yeni bir hobi edinmek ya da uzun zamandır kullanmadığınız fazlalıklardan arınmak kadar basit şeyler olabilir. Yaratıcı yanınızı keşfetmenize olanak sağlayacak yeni bir deneyim ya da sizinle aynı ilgi alanlarına sahip insanlarla tanışmak gibi sosyal bir aktivite bile aslında harika birer değişim fırsatı. Değiştirmek ya da denemek istediğiniz şey her ne olursa olsun, sizi konfor alanınızın dışına çıkarıyorsa zaten değişim için en önemli adımı atmışınız demektir. Değişimi zihninizde abartmadığınız ve hayatta ‘değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu’ kendinize sürekli hatırlattığınız sürece daha mutlu olmaya dair umudunuz da kendiliğinden yeşerecek. Tabii sizi geri çeken ve büyümenizi engelleyen fazlalıkları da ortadan kaldırabildiğiniz sürece…

Eskilere ‘hoşça kal’ diyebilmek

Yeni yılda değişimin gerçekleşebilmesi her zaman yaşamınıza pozitif bir şey katmakla, kendinizi geliştirmekle, ilerlemekle ilgili olmayabilir. Sizi aşağıya çeken yüklerden kurtulmak ve ilerlemenize ket vuran engelleri ortadan kaldırmak da yeni yıla tertemiz bir başlangıç yapmak için en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyler arasında. Sağlıksız ilişkileri sonlandırmak, toksik insanları birer birer hayatımızdan çıkarmak, kötü bir alışkanlıktan vazgeçmek, en önemlisi de zihninizdeki korkuları, endişeleri, kalıplaşmış inançları bir kenara kaldırmak değişimin kendiliğinden, hiçbir çaba sarf etmeksizin gerçekleşmesi için ihtiyacınız olan tek şey olabilir.

Vazgeçtiğiniz şeyler, net ve aşırı olumsuz sonuçları olan şeyler olmak zorunda da değil. Örneğin, sosyal medyada çok fazla zaman geçiriyor olmak sizi mutsuz ediyorsa kısa bir ara vermek veya sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı bilinçli olarak sınırlandırmak gibi küçük çabalar bile büyük değişimleri beraberinde getirecektir.

İlginizi çekebilir: Yeni yılda koyduğunuz hedeflere ulaşmak için benimsemeniz gereken 5 yaklaşım

Değişime olan inancınızı, umudunuzu ve motivasyonunuzu 365 güne indirgemeyin

Yeni yılın ilk günleri, yeni ve taze bir başlangıç yapmak için harika fırsatlar olsa da, atacağınız her adımın meyvesini bir yıl içinde toplamak gerçekçi bir hedef olmayabilir. Bazı değişimlerin gerçekleşebilmesi için 12 aydan çok daha uzun bir sürenin geçmesi gerekebilir. Örneğin, ev satın almak için para biriktirmek, kredi kartı borçlarını temizlemek, kaslı bir vücuda sahip olmak, kendi işinizi kurmak gibi bazı hedeflerin tamamlanması bazen yıllar alabilir. Bu nedenle bazı hedeflerinizi ‘başlamak’ ve ‘tutarlılık’ temeline oturtmayı başarmanız bile değişime olan umudunuzu korumanız için yeterli bir sebep. Belki bu yıl evinizin tüm dekorasyonunu baştan aşağı değiştirmeniz mümkün olmayacaktır ama internette dekorasyonla ilgili araştırma yapmanız, bir mimardan fikir almanız, gerekli bütçe için bir tasarruf planı oluşturmanız bile hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz anlamı taşıyabilir. Sonucunu görmediğiniz için hayatınızda hiçbir şeyi değiştirememişsiniz, her şey aynı kalmış gibi hissettiğiniz zamanlarda; attığınız adımları gözden geçirin. Aslında ne kadar uzun bir yol kat ettiğinize kendiniz bile inanamayacaksınız.

İster yeni bir alışkanlık edinmek, ister eski bir alışkanlığı kırmaya çalışmak… ‘Yeni yılda yeni başlangıçlar’ ​​zihniyetinin en önemli kısmı, değişim için bir plan oluşturmak ve bu plana bağlı kalmak. Yaşamınızın sorumluluğunu alın, kendinize bir yapılacaklar listesi oluşturun, süre sınırları koyun ve çevrenizdeki insanlardan sizi kararlarınız konusunda desteklemelerini isteyin. Bir yol haritası, bir destek sistemi ve anlamlı bir değişim arzusu, Ocak ayının sonunun çok daha ötesindeki zamanlarda da sizi motive edecek ve değişimin gerçekleşmesini sağlayacak en önemli 3 şey; ve güzel haber: Hepsi sadece sizin kontrolünüzde!

İlginizi çekebilir: Yeni yıl kararları oluşturma ve uygulama rehberi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale